GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yeşil Sol Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:11
Tarih:05.07.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli halkımız; tarihe kumpas davası olarak geçecek bir dava üzerine Meclise verdiğimiz araştırma önergesi için söz almış bulunmaktayım. Öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kobani kumpas davası esasen, oluşumu, uygulanışı ve yönlendirenleri itibarıyla tam bir kurgu davası. Hatırlayalım, 2014 yılı Ekim ayında bu ülkede neler oldu, neler yaşandı? IŞİD çeteleri Kobani'ye saldırıyordu ve Kobani halkı kendi topraklarını çetelere karşı savunuyordu. Sınırın Türkiye tarafında bulunan Kürt halkı da Kobani'deki akrabaları için çare aramaktaydı. Tek talepleri vardı; IŞİD saldırılarının durdurulması ve Kobani'de yaşayan sivil halka yardım edilmesi için Türkiye üzerinden insani bir yardım koridoru açılması. Akrabaları diyorum çünkü Kobani'nin bu tarafı Suruç, Kobani'de yaşayan Kürtler Suruç'ta yaşayan Kürtlerle akraba. Dünyanın dört bir yanında Kürtler ve dostları Kobani'de yaşayan halkın barbar IŞİD çeteleri tarafından katledilmelerine karşı tepki gösterdi ve sokağa çıktı. IŞİD'in Kobani'ye saldırıları ve halkın direnişi devam ederken 7 Ekim 2014'te Erdoğan "Kobani düştü, düşüyor." şeklinde bir açıklama yaptı çünkü bu tarihte Kobani barbar çeteler tarafından âdeta sarılmıştı. Erdoğan bu açıklamayı yaparken IŞİD çetelerinin saldırılarını açık, aleni bir şekilde savunmaktaydı çünkü Kobani'ye saldıran, barbar IŞİD çeteleriydi.

Ülkede insanlar IŞİD saldırılarına karşı kamuoyu yaratmak için demokratik tepkilerini dile getirirken HDP ise dönemin yetkilileriyle görüşmeler yapıyordu, görüşmelerde IŞİD çetelerinin halka daha fazla zarar vermemesi için mücadele ediyordu. Erdoğan'ın "Kobani düştü, düşüyor." şeklindeki açıklaması sonrasında olaylar büyüdü. Kamuoyunda "6-8 Ekim Kobani olayları" olarak bilinen olaylardaki ölümler Erdoğan'ın açıklaması sonrasında başladı, Erdoğan'ın açıklamasına kadar herhangi bir ölüm olayı yaşanmamıştı. Kobani'de öz savunma gerçekleştiren halk, canla başla mücadele ederek barbar IŞİD çetelerini yenilgiye uğrattı. Kobani halkının IŞİD çetelerine karşı başlattığı öz savunma sonucunda halk kazandı; Kobani düşmedi, Erdoğan'ın hayali gerçek olmadı.

(Uğultular)

BAŞKAN - Sayın Hatip, bir dakika...

Değerli milletvekilleri, salonda çok fazla uğultu var, hatibi duymakta zorlanıyoruz; lütfen sessizlik...

ALİ BOZAN (Devamla) - Kamuoyunda "6-8 Ekim olayları" olarak bilinen Kobani olaylarının üzerinden altı yıl geçtikten sonra iktidarın talimatıyla HDP'nin önceki dönem Eş Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ başta olmak üzere HDP'li siyasetçiler hakkında alelacele bir dava açıldı. İddianame düzenlenme tarihi 2020 Aralık ayıydı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alelacele bir şekilde bu iddianame kabul edildi. Mahkeme o kadar aceleciydi ki mahkeme heyeti ilk duruşma gününü pazar gününe verdi. Mahkeme heyeti bu davaya bakmakla özel olarak görevlendirilmişti, tek işi bu davaya bakmaktı. Dava açıldıktan sonra dönemin İçişleri Bakanı Soylu, iktidarın küçük ortağı Devlet Bahçeli ve Fahrettin Altun tarafından mahkeme heyetini baskı altına alacak açıklamalar yapıldı. İktidarın bu davanın açılmasındaki temel gayelerinden bir tanesi HDP üzerinde baskı yaratmaktı. İşte, bunun delili dosyada unutulmuştu. Dosya içerisinde 5 sayfalık bir bilgi notu vardı, bilgi notu 26/10/2018 tarihli bir bilgi notuydu. 2018 tarihli bu bilgi notunun son sayfasında, HDP'li siyasetçiler hakkında iddianame düzenlenmesi hâlinde HDP'ye kapatma davası açılabileceği açık bir şekilde, net bir şekilde yazılıydı. Bu kumpas davasında işletilen hukukun adı "TCK" ya da "CMK" değildi; bu kumpas davasında işletilen hukukun adı "Erdoğan hukuku"ydu, "tek adam hukuku"ydu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ BOZAN (Devamla) - Kobani kumpas davası, özetle, boşa düşen hesapların, öfkesinin intikamıydı çünkü Erdoğan 7 Ekimde "Kobani düştü, düşüyor." demişti ancak Kobani düşmemişti.

Yargılamada yaşanan hukuksuzluklar silsilesi hâlen devam ediyor. Yargılanan siyasetçilerden 5.268 sayfalık iddianame ve yüzlerce klasörlük evraklara karşı yirmi sekiz gün içerisinde savunmalarını tamamlamaları isteniyor. Dün yapılan duruşma 1 Ağustos 2023 tarihine ertelendi. Tarih, Kürtleri, Orta Doğu'yu IŞİD'den kurtaran kahramanlar olarak anacak; bu utanç davasının arkasındaki siyasetçileri ise "IŞİD'le mücadele edenleri kumpasla yargılayanlar" olarak yazacaktır. Yapacağımız şey çok basit: Kobani olaylarındaki hakikatler araştırılsın diye el kaldırmaktır.

Teşekkür ediyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)