Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 11 |
Tarih: | 05.07.2023 |
YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünden beri hukuk devleti, bağımsız ve tarafsız yargı üzerine sıkça ifadeler dinledik. Ne yazık ki, hukukun içinden gelen birisi olarak, on beş yıllık avukatlık mesleğinde yaptığımız gözlemlerle ve insan hakları savunucusu olarak böyle bir durumun Türkiye'de yer almadığını açık ve net olarak ifade edebiliriz .
Arkadaşım Ali Bozan buradan kumpas davası, daha doğrusu Kobani kumpas davasıyla ilgili çok şey ifade etti. Aslında Kobani kumpas davası Türkiye'de ya da Ankara'da ya da siyasette konuşulan davalardan bir tanesi. Mardin Nusaybin için bir örnek vereceğim. 2017 yılının Ocak ayında Nusaybin Belediyesi Eş Başkanı Sara Kaya ve beraberindeki eş başkanıyla gözaltına alınıp tutuklandılar. Hâlen Tarsus Kadın Cezaevinde tutuklu olarak bulunmaktadır. Neydi bu Nusaybin Belediyesi Eş Başkanı Sara Kaya'ya ilişkin iddialar? Valilik açıklamaya yapıyor, diyor ki: "Şurada yapılan kazı neticesinde -ele geçen harita üzerine biz kazı yaptık- bir delile ulaştık, sizin isminiz geçiyor; siz örgütle irtibatlısınız." Gözaltına alınıyor. Tabii, bu arada Sara Kaya, yaklaşık yirmi dört yıldır belediyede mali hizmetler müdürü görevini yürütürken tanık olarak mahkemelere dahi çağırılmamış, bir disiplin soruşturması dahi geçirmemiştir. Devreye savcılık giriyor, diyor ki: "Efendim, aslında o kazıda bulunmadı, biz tesadüfen evde bulduk." Valiliği yalanlıyor. İddianameye bakıyoruz, tam bir hukuk garabeti. Nedir? Nusaybin Emniyet Amirliğinde görevli "Ünal Uyar" isimli Emniyet Amirinin hukuka aykırı olarak ortaya koyduğu, yarattığı bir mektup. Sözde, örgüt tarafından yazılmış ama öyle bir durum söz konusu değil. Yargılama yapılıyor. Mektubun tarihi 15 Ekim 2015 olarak yazılmışken ele geçiriliş tarihi iki yıl sonra ve bu mektup ne hikmetse dümdüz, hiçbir toz zerresi bile yer almıyor. Mektupta ismi geçen ve ölü olarak söylenen şahıslar o dönemde yaşıyordu, daha sonra vefat etmişler. Dolayısıyla, nedir bu iddianamenin konusu? Aslında bir prototipi bu Kobani davasının, hukuk yargılamalarının, FETÖ yargılamalarının... FETÖ tarzı, FETÖ fikrinin devamı niteliğinde olan yargılamalar devam ediyor. Değer ailesiymiş... İşte "Sen Ahmet'i, Mehmet'i işe aldın." 250 kişi sayılıyor burada ve 250 kişi içerisinde emekli olanlar var, vefat edenler var, 1974 yılında belediyeye alınanlar var. Tek bir kişi dahi Sara Kaya döneminde veya onun meclisi döneminde işe alınmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.
KAMURAN TANHAN (Devamla) - Teşekkür ederim.
Dolayısıyla, bir hukuk garabeti devam ediyor. Hâlen Tarsus Cezaevinde tutuklu ve Tarsus Cezaevinde yaptığımız görüşmelere ilişkin de bir sürü hak ihlalini ifade ettiler. Nedir bunlar? Pandemi bahanesiyle serbest ve ortak alan hakları ihlal edilmiş ama pandemi ortadan kalkalı neredeyse üç yıl oldu, bu bahaneleri hâlen devam ediyor. Yoğun keyfî arama, kelepçeyle muayene, spor hakkının engellenmesi, yine, Tarsus T1'de telefon süresindeki farklılıklar -adli suçlularla ilgili otuz dakika, siyasi mahkûmlarla ilgili olan kısım on dakika- görüntülü arama hakkının olmaması, hastaneye geç sevk, başvuru dilekçelerinin akıbetinin bildirilmemesi, muhalif gazetelerin verilmemesi...
BAŞKAN - Son cümlenizi alalım.
KAMURAN TANHAN (Devamla) - Yine, Giresun Espiye Cezaevinde otuz yıl DGM yargılamalarıyla mahkûm olmuş -DGM, uluslararası mahkemeler tarafından mahkûm edilmiş- DGM yargılamalarıyla otuz yıldır cezaevinde olan Asım Demir, pişmanlık dayatması nedeniyle tahliye edilmiyor. Yine, Kırıklar Cezaevinde hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor. Kırşehir Cezaevinde Remzi Bayram, hasta tutuklu Sinan Karer altı aydır tahliye edilmiyor. Şakran Cezaevinde Hatice Calıhan, Silivri Cezaevinde Rasim Sayın, 84 yaşındaki ağır hasta Mehmet Emin Özkan; bunlar hukuk devleti dediğiniz bir ülkede hukuku uygulamayarak tahliye edilmiyorlar. Dolayısıyla, diğer bir durum da Ereğli'de Memduh Parıltı... Metris Cezaevinde Abdulkadir Kuday, yüzde 93 engelli, hayati hiçbir ihtiyacını gerçekleştiremiyor. Bunların tamamı sizin az önce ya da iki gündür bahsettiğiniz sözde hukuk devletinde var olan hukuksuzlukların kısaca özeti. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)