| Konu: | Yasama pratiğinin yalnızca usulü değil esası da etkileyeceğine, torba yasalara, getirilen ek bütçeye, emekli maaşlarına yapılacak zam oranına ve Millî Eğitim Bakanının karma eğitim sistemine yönelik beyanına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 12.07.2023 |
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, hepinizi dostlukla selamlıyorum.
Efendim, bir yasama yılının başındayız, yasama pratiğimiz yalnızca usulü değil esası da etkileyecek. Dolayısıyla iş birliği içerisinde grupların hiç olmazsa ortaklaşabildikleri konuları götürmesinde yarar var ancak dün üzüldüğümüz bir konu oldu, bunu ifade etmek isterim. Dün, Srebrenitsa soykırımının 28'inci yıl dönümünü burada gruplar olarak andık ve -gene çok büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki- 6 Grup Başkanının ortak imzasıyla bir ortak metin yayımladık. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birlikte çalışma pratiği adına önemli bir adımdır ama hemen arkasından "Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuda Meclis araştırması, genel görüşme açılmasına yönelik grup önerisi yalnızca "Cumhuriyet Halk Partisinden bu öneri geldi." diye AKP Grubu tarafından reddedildi. Eğer, esasen siz, Srebrenitsa soykırımının konuşulmasını istemiyorsanız bu gerçekten -saygı sınırları içerisinde kalmak isterim ama- iyi bir şey değil; yok, eğer "Bu yalnızca CHP tarafından öneriliyor, o hâlde bu grup önerisini CHP'den geldiği için -içeriği ne kadar doğru olursa olsun- reddedelim." diyorsanız bu da önümüzdeki dönemin Meclis pratiği açısından bize iyimser bir duygu vermiyor. Ben böyle devam etmemenizi diliyorum, elbette tercih sizin.
İkinci konu: Bakınız, Sayın Numan Kurtulmuş Meclis Başkanı olarak atanınca kendisine Grup Başkanımız ve Grup Başkan Vekillerimizle bir nezaket ziyareti yaptık, orada dedik ki: Bu dönemi torba kanunlarla geçmeyin, birbiriyle hiç alakası olmayan düzenlemeleri tek torbanın içine atıp önümüze getirmeyin. Tali komisyonları çalıştırın. Dışarıda yazılan metinleri geçiren organ olmaktan çıkaralım, komisyonlarda kendi yasalarımızı kendimiz yapalım, denetleme gücümüzü kullanalım. Numan Kurtulmuş Bey de bu konuda büyük bir özveri içerisinde, dikkat içerisinde olacağını ifade etti. Gördüğümüz nedir? İşte elimizde bugün bir torba kanun var ve bu torba kanunda birbiriyle alakasız ne kadar düzenleme varsa önümüze gelmiştir, tali komisyonların hiçbirinin de denetiminden geçmemiştir. Böyle bir yasama pratiğinin Türkiye Büyük Millet Meclisine değil, halkımıza da yararlı sonuçlar üretme şansı yoktur.
Gelelim ek bütçe meselesine... Bakınız, 1 trilyon 119 milyar TL'lik ek bütçe getiriyorsunuz ancak torba kanunun içinde Cumhurbaşkanına da 794 milyar TL'lik ilave ödenek sağlıyorsunuz. Nereye saklarsanız saklayın bunun anlamı şudur: Getirdiğiniz ek bütçenin toplam miktarı 1,9 trilyon TL'dir. O hâlde soralım: Neden saklıyorsunuz? Getirin hepsini ek bütçenin içine koyun ve hep beraber görüşelim. İki: Kanun gerekçenizde de söylüyorsunuz ki "Bunun 527,3 milyar TL'sini deprem harcamalarında kullanacağız." O hâlde neymiş? Demek ki deprem için vergi salma meselesi doğru değilmiş. Başka bir deyişle, 1,9 trilyon TL'nin yalnızca yüzde 25'ini depreme harcayacakmışsınız. Hadi, benim savımdan vazgeçelim, sizin savınız üzerinden yürüyelim, Cumhurbaşkanlığı ödeneğini buna katmayalım, o hâlde 1,2 trilyon liranın 527 milyar lirasını yani bu kez de yüzde 45'ini yalnızca depreme harcayacaksınız. Demek ki vergi meselesinin deprem meselesiyle alakası yok, vergi meselesinin popülist harcamalarla alakası var.
Motorlu taşıtlar vergisini ikinci kere getiriyorsunuz. Soralım, 50 milyon liralık 4x4 cipe binen adam ile traktörüyle buğday ekmeye çalışan adama aynı muameleyi yapıyorsunuz. Motorlu taşıtlar vergisi ikisi için de aynı şekilde artıyor. Soralım arkadaşlar, sizce bunların arasında bir fark yok mu? Korunacak, kollanacak ve vergilendirilecek sınıflar bu memlekette var mı, yok mu? Yok, tümüyle aynı muameleyi yapıyorsunuz. Peki, hukuka uygun mu? 1999'da Anayasa Mahkemesi buna demiş ki: "Deprem nedeniyle yaptığınız için hukuka uygun." 2003'te gelen 2 ayrı düzenlemeyi de Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, ne gam "Anayasa Mahkemesi iptal etsin, biz yeniden getiririz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Günaydın, tamamlayın lütfen.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - 1999'daki iptal etmemeye de sarılamazsınız çünkü dediğim gibi, depreme harcanacak bölüm yalnızca yüzde 25'i.
Bakın, 6,5 milyon emekli 7.500 TL maaş alıyor. Memurlara yüzde 17,55 artı 8.000 lira seyyanen ücret veriyorsunuz ama bunu emeklilere yansıtmıyorsunuz. Sayın Devlet Bahçeli diyor ki: "Yansıtın bunu çünkü kimse memnun değil." Cevap veriyorsunuz: "Bütçe olanakları yeterli değil." Peki, bütçe olanakları yeterli değilse Cumhurbaşkanı maaşını niye yüzde 39 artırıyorsunuz? Yani memura gelince yüzde 17,55; seyyanen zam, emekliye seyyanen zam da yok ama Cumhurbaşkanı maaşına yüzde 39 zam. İtibardan tasarruf edilmez, öyle mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Uçaklar, saraylar, araçlar devam edecek ama biz motorlu taşıtlar vergisine zam yapacağız ve aynı zamanda da yurttaşlarımızı yoksulluk sınırının altına koyacağız.
Bitirirken Millî Eğitim Bakanının veciz bir sözü üzerine de söyleyelim. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin diyor ki: "Kız okulları açılmalıdır çünkü kızlarda okullaşma oranı düşüyor, sebebi de veliler kızları karma okullara göndermiyor." Gelin, ben size Millî Eğitim Bakanlığı verilerini söyleyeyim. 5 yaş öncesi kızlarda okullaşma oranı yüzde 81,41; erkeklerde yüzde 81,85, demek ki farklılık yokmuş. Ortaöğretimde yüzde 89,29; erkeklerde 90,03, demek ki farklılık yokmuş. Millî Eğitim Bakanının -karma eğitim sisteminden- kız okulları açmaya yönelik ucube anlayışını terk etmesi ve yerine bu yüzde 10 okullaşmada kızlar ve erkekler neden eksik kalıyor, bunun üzerine gitmesi lazım, elbette, çağdaş, demokratik bir hukuk devletinden bahsediyorsak.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)