Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 12.07.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA KÜRŞAD ZORLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu an süregelen NATO zirvesinde İsveç'in muhtemel üyeliğiyle ilgili genel görüşme talebimiz hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle ifade etmek isteriz ki biz NATO'nun genişleme sürecine saygılıyız ve Türkiye'nin bu ittifak içerisindeki rolü ve önemini çok değerli buluyoruz ancak İYİ Parti açısından Türkiye'nin onuru, saygınlığı ve çıkarı her şeyden önemlidir ve bununla birlikte biz geçmiş süreç içerisinde bugüne kadar millî meselelerde ve Türkiye'nin güvenlik konularında yapıcı ve çözüm odaklı bir anlayışı ortaya koyduk ve buna da devam edeceğiz. Bununla birlikte devam eden NATO zirvesindeki gelişmelere bakıldığında İsveç'in NATO'ya başvurduğu Mayıs 2022 tarihinden ve ardından Madrid zirvesinden bu yana maalesef ciddi bir yol katedilememiştir. Bunun en büyük sebebi de mevcut siyasi iktidarın daha önce yaptığı hataları başka yollarla telafi etme ve dış politikayı iç politikaya malzeme yapma stratejisinden başka bir şey değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç'le ilgili konuda da benzer bir eğilimi sürdürmüştür. Bakınız, Ocak 2023'te Sayın Erdoğan ne demiş: "Büyükelçiliğimiz önünde böyle bir kepazeliğin yaşanmasına sebebiyet verenler, NATO'ya üyelik başvuruları konusunda bizden herhangi bir destek beklemesin. NATO'ya üyelik konusunda bizden böyle bir destek göremeyecekler." Şubat 2023, devam etmiş:" İsveç, boşuna uğraşma sen benim mukaddes kitabım Kur'an'ın yakılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO'ya girmenize izin vermeyeceğiz."
Değerli arkadaşlar, bakın, Gazi Meclisimizde özellikle yaklaşık yüz yıl önce nesillerimize, milletimize bunu emanet eden bir başucu kaynağımız Nutuk; burada omurga var, burada tutarlılık var, burada gerçekçilik var, burada Millî Mücadele var, Sadabat Paktı var, Balkan Antantı ve Türkiye'nin nasıl bir dış politika dengesi kurduğu, işte, burada var. Büyük Atatürk diyor ki: "Dış politika iç teşkilatlanmayla ilişkilidir." Bu Nutuk'un Türk dış politikasında hayata geçirilmesi artık elzemdir ve bunu özellikle Gazi Meclisimizde siyasi iktidarın yetkililerine huzurunuzda tekrarlamak istiyorum.
Bakın, dün yapılan açıklamayı Türkiye-NATO ilişkileri açısından ileriye doğru bir adım olarak görsek de açıklama metni büyük ölçüde temennilerden oluşmaktadır; yarınlar için bir garanti taşımayan, âdeta bir geri adım atma metninden başka bir şey değildir bu. Oysa Türkiye onay vermediği sürece NATO'nun yeni üye kabul etmesi de mümkün değildir.
Değerli arkadaşlar, buradan sormak istiyoruz. İsveç terör suçlularının iadesi konusunda bugüne kadar hangi adımları atmıştır? Türkiye'nin taleplerine hangi cevabı vermiştir? FETÖ, PKK ve diğer terör örgütlerindeki faaliyetlerin sonlandırılması konusunda bizim istediğimiz hangi somut tedbir ve hukuki işlemlere başvurmuştur? Bu sorular cevap bulmadan Türkiye Büyük Millet Meclisine bir katılım protokolü getirilmesi milletimizle alay etmekten başka bir şey kesinlikle değildir. Bu gelişmeler karşısında bir yandan da -bakın, çok önemli- yanlış ekonomi politikalarıyla ülkemizin ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atan siyasi iktidarın bu konularda aldığı ani kararların Türk milleti tarafından titizlikle irdelenmesi gerektiğini önemle vurgulamak istiyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki ekonomik bağımsızlık, bugün Türkiye'nin getirildiği bu çıkmaz, Türkiye'nin dış politikasını bir kıskaç altına almıştır. Buna bir son vermek gerekmektedir ve bu sonu da bu iktidarın veremeyeceği çok açık bir şekilde görülmektedir. Bizim önerimiz, söz konusu katılım teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmeden önce mutlaka yukarıda bahsettiğimiz -biraz önce ifade ettiğim- kaygılarımızı giderecek somut ve gerçekçi bir çerçeveye mutlaka kavuşturulması gerektiği yönündedir. Bu tespit ve çekincelerimiz doğrultusunda ilgili protokolün Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesinden önce milletimiz adına gerekli gördüğümüz bu hususlarda nasıl bir ilerleme kaydedildiğini dikkatle takip edeceğiz ve nihai kararımızı da bu sürecin takibatını yapmak suretiyle ortaya koyacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
KÜRŞAD ZORLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, gerçekten ülkemizin gerek içeride gerek dışarıda yaşadığı bu problemleri millî Meclisimizde konuşamayacaksak, burada irdeleyip Türk milleti adına aldığımız bu yetkiyi birlikte değerlendiremeyeceksek o zaman burada ortaya konulan denetim faaliyetlerinin hiçbir önemi kalmamaktadır. Genel görüşme talebimiz de Türk milleti adına bu kaygılarımızın, hassasiyetimizin irdelenmesiyle alakalı bizim için geri döndürülmez bir çağrıdır. Desteklerinizi bekliyoruz, umudumuz olmasa da siyasi iktidardan da aynı desteği görmek istiyoruz. Bunu elbette milletimiz adına talep ediyoruz.
Son olarak, bugün Türk Dil Kurumunun kuruluşunun 91'inci yıl dönümü. Türkiye Türkçesi 34 ülkede, 12 milyon kilometrekare bir toprak alanında konuşulan bir dil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KÜRŞAD ZORLU (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
Buradan son cümle olarak, Türk Dil Kurumunun da asli işlevine getirilmesini Türk milletinin geleceği için bir zorunluluk olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)