Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 12.07.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Saadet Partisi Grubumuz adına sizleri ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin birçok problemi var, Türkiye yirmi yıldan beri inişli çıkışlı bir ekonomik hayatı, sosyal hayatı yaşadı fakat en önde, zarar gördüğü başlıkların önünde maalesef dış politika geliyor. Dış politikanın bir kuyumcu, sarraf titizliğinde yürütülmesi gerekirken biz her bir adımında dış politikada zikzaklar diplomasisiyle bir süreç yürütüldüğünü görüyoruz. Bunun Türkiye'ye verdiği zararı, bu süreçte İsveç, Finlandiya meselesinde de gayet net olarak görmüş durumdayız. Malumunuz olduğu üzere Şubat 2022'de başlayan Ukrayna'nın işgali neticesinde NATO'nun doğuya doğru genişleme projesi 2004 yılında Bulgaristan ve Romanya'yı Karadeniz'de içine aldıktan sonra Gürcistan ve Ukrayna'yı da dâhil etme sürecine girdi. Kırım'da haksız ilhak neticesinde oluşan manzara ve neticesinde de sonuç itibarıyla bugün Ukrayna'nın NATO üyesi olma talebi, ardından da İsveç ve Finlandiya'nın bulunduğu durum bizleri şu anda farklı bir noktaya getirdi, bıraktı. İsveç'le ilgili yürütülen süreç tam anlamıyla bir zikzaklar diplomasisidir. İktidar, kendisiyle çelişen, sürekli birbirini maalesef yalanlayan ve birbiriyle taban tabana zıt olan açıklamalarla birlikte yanlış bir süreç yürütüyor, dış politikayı iç politika malzemesi yapıyor, Türkiye'nin hem içeride hem dışarıda güvenliğine tehlike oluşturacak altyapılara maalesef kendisi bu noktada ön açıyor. Sayın Cumhurbaşkanının, Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamalarda net olarak görüyoruz ki İsveç'te yürütülen süreçlerin tamamın da aslında bu zamana kadar bu zirvede İsveç'in NATO üyeliğine onay verilmeyeceği yönündeydi. Hangi gerekçeyle, hangi belki belirlenen ön almayla bu süreçlere gelindi, bunu çok anlamak mümkün değil. Şayet Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar neticesinde, Batı'dan gelecek finans kaynakları çerçevesinde İsveç'in NATO üyeliğine onay verilecekse bunu anlamak mümkün değil, bu aynı zamanda ekonomide düştüğümüz krizi gösterir, bu aynı zamanda dış politikada siyasi tavizler vereceğimiz anlamına gelir. Biz Türkiye'nin dış politikasının -biraz önce söylediğim gibi- sarraf titizliğinde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda, Türkiye'de dış politikanın iç politikaya malzeme yapılmasının sonuçlarını hep beraber görüyoruz. Malumunuz olduğu üzere, söz bir kere ağızdan çıkıyor, geri dönüşü çok zor oluyor. Dış politikada her bir cümle kurulurken kılı kırk yarmak gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bazen de en azından böyle dönüşler yapılacaksa susarak konuşmak gibi bir gerçekle yüzleşmemiz gerekir. Gücün muhataplar tarafından test edileceği alanlardan olabildiği ölçüde uzak durmak gerekir. Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna meselesinde işin başında yürütmüş olduğu denge politikasının bugün bir anda Batı lehine dönmüş olması, bu kafa karışıklığı, Nobel adaylığına giden sürecin nasıl evrildiğini gösteriyor. Böylesi bir durumda benim yüce Meclise söyleyeceğim gerekçe şudur: İsveç meselesi, Türkiye'nin zikzaklar diplomasisine eklenen yeni bir süreç olarak önümüzde durmuştur.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, hayırlı günler diliyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)