Konu: | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 12.07.2023 |
CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği gibi 6 Şubat tarihinde her birimizin iç dünyasında tarifi imkânsız yaraların açılmasına neden olan, on binlerce canımızı kaybettiğimiz, ekonomik kaybın da 126 milyar dolara çıkabileceğini tahmin ettiğimiz deprem felaketi yaşadık. Bu kanun teklifinin amacı başlangıçta bu ekonomik kaybı telafi edecek, karşılayacak, bütçeye gelir getirici birtakım düzenlemeleri ve memur maaşıyla ilgili maddeleri, Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen Cumhurbaşkanına bütçe borçlanmasının 3 katına kadar çıkaracak ve bütçeye ödenek koymasına imkân verecek düzenlemeleri içermekteydi. Ancak başlangıçta 15 maddeden oluşan teklif yeni madde ihdaslarıyla, geçici maddelerle birlikte 31'e çıkmış durumda.
Değerli milletvekilleri, ben konuşmamda ağırlıklı olarak Komisyonumuzun ihtisas alanına giren maddeleri hakkında konuşmak istiyorum. Teklifin özü, dediğimiz gibi, depremin yarattığı ekonomik kayıpların telafisi için gelir getirici düzenlemeler yapmak. Nedir bunlar? Bu kanun düzenlemesiyle ek motorlu taşıtlar vergisi ihdas edilecek yani motorlu taşıtlar vergisini ödemiş olan yurttaşlarımız bu yıl için ödedikleri tutar kadar yeniden motorlu taşıtlar vergisi ödemek zorunda kalacaklar. Ayrıca, kurumlar vergisi oranları artırılacak, geri kazanım payına ilişkin tutarlar 2 katına çıkarılacak. Kurumların aktifinde en az iki yıl süreyle bulunan taşınmazların satışındaki KDV istisnaları kaldırılacak. Akaryakıt, alkol ve tütün ürünlerinden alınan ÖTV tutarlarının artırılmasına yönelik Cumhurbaşkanına sınır düzenlemesi yetkisi verilecek. Kurumların yatırım fonlarından elde ettikleri gelirlere yönelik vergi istisnaları varmış, bu istisnalar kaldırılacak. Yani özetle yeni vergiler getirilecek, vergi oranları artırılacak ve birtakım vergi istisnaları kaldırılacak.
Değerli milletvekilleri, yeni vergilerin geldiği kanun teklifini görüştüğümüz Komisyonun günü sabahında Cumhurbaşkanının kararlarıyla uyandık; Türkiye yeni KDV zamlarıyla, yeni harçlarla güne gözünü açtı ve tüm bunlar yaşanırken, tüm bu gelişmeler yaşanırken 1 trilyon 119 milyar liralık ek bütçe kanun teklifiyle karşı karşıya kaldık.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinin ne ifade ettiğini daha iyi anlamak için tüm bu süreçleri birlikte irdelemek gerekiyor. Bu kanun teklifiyle bütçe borçlanma limitinin 3 katına çıkarılmak istendiğini söylemiştim. Bütçe borçlanma teklifi kanuna göre bütçe açığı kadar olmak zorunda ancak gerektiği hâllerde Bakana yüzde 5, Cumhurbaşkanına yüzde 5'lik yani toplamda yüzde 10'luk bir artırma yetkisi verilmiş. 2023 bütçe açığı yaklaşık 660 milyar lira. Bu tutar yüzde 5 dilimler hâlinde artırılırsa yani yüzde 10 artırılırsa 727 milyar liraya kadar çıkıyor ve eğer biz bu kanun teklifini kanunlaştırırsak Hazineye yani Cumhurbaşkanına bu tutarın tam 3 katı kadar yani 2 trilyon 181 milyar lira gibi rekor bir borçlanma yetkisi vermiş olacağız. Yetmiyor, bu kanun teklifiyle Cumhurbaşkanına Anayasa'ya aykırı bir şekilde bütçeye ödenek ekleme yetkisi de verilmek isteniyor. Yani öyle ki biz bu teklifteki geçici maddeyle tüm demokrasilerde olduğu gibi Gazi Meclisimize ait olan bütçe yapma hakkını Cumhurbaşkanına vermiş oluyoruz, üstelik 2021 yılında benzer bir düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen. Anayasa'ya aykırı bu yetkiyle Cumhurbaşkanı bütçeye kamu çalışanlarının maaş ve ücretlerine yapılan zamları, EYT'den yararlanarak emekli olanların aylıkları, emeklilerin bayram ikramiyeleri, en düşük emekli aylığının 7.500 liraya çıkarılması gibi giderleri karşılamak için toplamda 794 milyar lira gibi bir tutarı ödenek olarak ekleme yetkisine sahip olacak. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu âdeta gizli bir ek bütçe demek. Bakın, ek bütçe ve bu geçici maddeyle 2023 yılı bütçesine toplamda 1,9 trilyon liralık ödenek eklemenin yolu açılmış olacak. Peki, nerede kaldı bütçe disiplini, nerede kaldı mali disiplin?
Değerli milletvekilleri, Komisyon çalışmalarında depremlerin yol açtığı kayıpların telafisi için 2023 yılının kalanında 527 milyar liralık kaynağa ihtiyaç olduğunu öğrendik. Bu kanun teklifi depremin yaralarını sarmak için önümüze geldi ve iktidar temsilcileri bu torba kanuna "Millî Dayanışma Paketi" adını verdiler. Zor günlerde dayanışma içinde olmak önemlidir, bir topluluğu, bir kalabalığı millet yapan da bu dayanışma duygusudur şüphesiz ancak dayanışmanın her bireyin imkânı kadar yapılması gerekmektedir yani bu paylaşımın eşit olmaması gerekli. Adalet istiyorsak şayet bu ülkenin millî gelirinden hangi kesim daha fazla pay alıyorsa maliyetin çoğunluğunu da o kesimin üstlenmesi gerekir, adil olanı da budur. O halde millî gelire bakalım kim daha fazla pay almakta. Millî gelire baktığımız zaman emek kesiminin 2019 yılında millî gelirden aldığı payın yüzde 35 olduğunu, bu oranın 2022 yılında yüzde 25'e düştüğünü, 2023 yılının ilk çeyreği için de yüzde 30 olduğunu görmekteyiz yani sermayenin payı da yüzde 70. Şimdi, bu 527 milyar liralık kaynağın nereden karşılanmak istendiğine beraber bir bakalım. Sermayeden mi yoksa emekçilerden mi, emekten mi alınmak isteniyor. Biraz evvel belirttim, Cumhurbaşkanı KDV oranlarını artırıyor, harçları artırıyor. Biz bu kanun teklifiyle ÖTV oranlarını artırıyoruz, ek motorlu taşıtlar vergisi getiriyoruz. Ek bütçeye baktığımız zaman da öngörülen vergi gelirlerinin 1 trilyon 150 milyar lira olduğunu ve bunun 402 milyar lirasının doğrudan vergi, 747 milyar lirasının ise dolaylı vergi olduğunu yani KDV, ÖTV, motorlu taşıtlar vergisi olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar, bu torba kanunun bize depremin yükünün millî gelirden daha az pay almasına rağmen bu ülkenin emekçilerine, emeklilerine, çiftçilerine yükleneceğini göstermekte. Şimdi size soruyorum: Adalet bunun neresinde? İstanbul'da oturan, 100 kişi çalıştıran bir işveren ile Hatay'da depremde yakınlarını kaybetmiş, asgari ücretle çalışan bir insanın markete girdiklerini ve beraber birtakım alışveriş yaptıklarını, gıda alışverişi yaptıklarını, hijyen maddesi aldıklarını düşünelim; çıktıkları zaman her ikisi de aynı vergiyi veriyorlar. Veya 2018 model 2 araç sahibini düşünelim, birisinin aracının değerinin 500 bin lira olduğunu, diğerinin ise 1 milyon lira olduğunu düşünelim, her ikisinin de vereceği motorlu taşıtlar vergisi 4.110 lira. Peki, adalet bunun neresinde? Çiftçinin kullandığı mazottan vergi al, yat sahibinden alma. Nerede adalet? Böyle dayanışma mı olur?
Bu torba kanunda kur korumalı mevduatla ilgili düzenlemeler de var. Bundan sonra kur korumalı mevduatın yani KKM'nin maliyeti sadece Merkez Bankasından karşılanacak. "Kur korumalı mevduatta kimin parası var?" diye baktığınız zaman karşınıza bir avuç varsıl insan çıkıyor ve kur korumalı mevduatın bütçeye maliyeti 2022 yılında 165 milyar lira. Şimdi, düşünün, KKM'de milyonları olan bir kişi muazzam bir kazanç sağlamakta. Sen bu kişiden bir kuruş vergi almıyorsun "Gel kardeşim, bu depremin maliyetine sen de ortak ol." demiyorsun, yükü yüzde 25 maaş zammı verdiğin, açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca emekliye yıkıyorsun. Hani nerede adalet? Bu mu millî dayanışma?
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi esasında birçok ironiyi de içinde barındırmakta. Mesela, bu torba kanunda aynı zamanda memur maaşları ve emekli maaşlarıyla ilgili düzenlemeler de bulunmakta ve bu kanunla en düşük memur maaşı 22 bin liraya çıkarılıyor ve memur, BAĞ-KUR ve işçi emeklilerine sadece yüzde 25 zam yapılıyor. Şimdi, bir yandan memur maaşlarına, emekli maaşlarına zam yapıyorsun ancak yapmış olduğun bu zamlara rağmen ücretler hâlen daha yoksulluk sınırının, açlık sınırının altında kalmaya devam ediyor, diğer taraftan ise aynı kanunda ÖTV düzenlemesi yapıyorsun, ek motorlu taşıtlar vergisi getiriyorsun yani emekliye, çiftçiye, emekçiye, memura kaşıkla veriyorsun, kepçeyle geri alıyorsun; hak mıdır, reva mıdır?
Değerli milletvekilleri, 2023 yılının ilk beş ayında tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi 46 milyar lira, tahsilat ise sadece 18 milyar lira yani 2023'ün ilk beş ayında tahsil edilemeyen motorlu taşıtlar vergisi 28 milyar lira. Ek motorlu taşıtlar vergisinden beklenen gelir ne kadar biliyor musunuz? 30 milyar lira yani tahsilat yapabilsen ek vergi getirmene gerek de kalmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın Sayın Hatip.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - 2022 yılı genel bütçe gelirleri tahakkuk-tahsilat farkı 1,1 trilyon lira, 2023 yılı ilk beş ayı için ise 1,5 trilyon lira; 2023 yılındaki depremin maliyeti 527 milyar lira, ilk beş ayda tahsil edemediğin gelir ise bunun tam 3 katı. Şimdi, sen tahsilat yapma, itibardan tasarruf etme "Deprem oldu, kaynak lazım, ne yapacağız?" diye düşün; aklına ilk gelen, her zaman olduğu gibi dar gelirlinin, sabit gelirlinin cebi olsun; bundan sonra, bunun adına da "millî dayanışma" de. Vallahi, bu milletin aklıyla artık dalga geçmekten vazgeçin.
Deprem bölgesine gittik, oradaki acıları gördük ve oradaki acılara ortak olduk. Şu anda da ülkemizde ciddi bir ekonomik deprem yaşanmakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Bu torba kanuna baktığımız zaman bu ülkenin emekçilerinin, sabit gelirlilerinin ve emeklilerinin bu ekonomik depremin altında kalacağını üzülerek görüyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)