GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, biz Süryaniler hep unutuluyoruz, Meclisin ilk Süryani konuşmacısı olarak bugün gene unutulduk.

Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; Yeşil Sol Parti adına 10'uncu madde üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu ve televizyonları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, 6 Şubatta yaşanan Maraş merkezli depremlerin üzerinden tam beş ay geçti. 50.783 yurttaşımızı kaybettiğimiz, yüz binlerce yurttaşın yaralanmasına neden olan deprem, 4 milyon kişinin evinden ayrılmak zorunda kalmasına ve 1,5 milyon insanımızın ise evsiz kalmasına neden olmuştur. Deprem bölgelerindeki insanlara yaşatılan kasta varan imkânsızlıklar sebebiyle on binlerce insanın göz göre göre hayatını kaybetmesi, çadır, gıda, tuvalet gibi acil hayati ihtiyaçların uzunca bir süre giderilmemiş olması, insanlara deyim yerindeyse enkaz muamelesi yapılması hafızalarda tazeliğini korumaktadır.

Değerli milletvekilleri, deprem bölgesindeki 10 ilde 57 organize sanayi bölgesi bulunuyor. Organize sanayi bölge başkanlarının açıklamalarına göre, Maraş OSB'deki fabrikaların 8'i ağır olmak üzere 26 tanesi hasarlı durumda. Malatya Organize Sanayi Bölgesi'ndeki işletmelerin yüzde 25'i çöktü, tüm fabrika ve işletmeler çalışamaz hâlde. Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 10 fabrika ağır hasar görürken küçük işletmelerin çoğu yine, hasarlı durumda. Hatay Antakya'daki küçük sanayinin tamamı yerle bir olmuş durumda ve yıkım esnasında OSB yine, hasar aldı. 1.500 yan sanayi işletmesinden 1.400'ü enkaz oldu çünkü tarım arazileri üzerine kuruluydu. Zemin olarak bu arazilerin depreme dayanıklı olmadıklarını depremde tekrar görmüş olduk. Tarım arazilerine yapılan organize sanayi bölgelerindeki yapıların çoğu hasar görürken diğer alanlarda yapılan OSB'ler ise hemen hemen hiç zarar görmemiştir. Organize sanayi bölgeleri kurulurken maalesef, ne deprem riski ne de halkın yararı gözetilmektedir, bu da yaşanan depremlerde insanların can ve mal kayıplarına neden olmaktadır.

Getirilen düzenlemeyle, 6 Şubat deprem bölgesindeki sanayi ve iş yerlerinin mevcut durumuyla sınırlı olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına sanayi alanı tespitinde bulunma ve imar planı hazırlığında hızlı karar alınabilmesi yolunda çok geniş bir takdir yetkisi veriliyor. Bu geçici madde düzenlemesiyle sanayi alanı tespiti sebebiyle ilgili kurumlara görüş sunabilmeleri için sadece bir hafta süre tanınıyor. Peki, bu süre içinde görüş verilmezse ne olacak? Bu durumda ilgili kurumlar olumlu görüş vermiş sayılıyor. Bu düzenlemelerde kimi sakıncalar söz konusudur. Acil durum bahanesiyle imar planları askıya çıkarılmayacak, bu durum yurttaşlara ve kamuoyuna bildirilmeyecek ve itiraz süreçleri yok sayılacaktır. Aslında, burada yapılmak istenen açıktır: Yapım süreçlerini denetimsizleştirmek, yurttaşların katılım hakkını engellemek ve hak arama özgürlüğünü sınırlandırmak.

Değerli milletvekilleri, getirilen bu düzenlemeyle, inşası tamamlanan sanayi iş yerleri Bakanlıkça belirlenen talep sahiplerine borçlandırılarak veriliyor. Ayrıca, deprem nedeniyle yıkılan veya kullanılamayacak kadar hasarlı durumda olan sanayi iş yerlerinin yeniden inşası veya güçlendirilmesi, benzer şekilde iş yerleri boş borçlandırılarak Bakanlıkça yapılabilecek veya yaptırılabilecek. Bu düzenleme, koşulları ne olursa olsun deprem bölgesindeki iş yerlerine yeni borçlar yüklemek anlamına gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye aktif deprem kuşağında olan bir ülkedir. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler, zayıf zemin üzerindeki Hatay, Maraş, Adıyaman ve Malatya'da daha ağır hasarlara yol açmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GEORGE ASLAN (Devamla) - Diyarbakır ve Urfa gibi kentlerde ise ruhsatsız, yanlış ve eksik malzeme seçimi veya daha sonra taşıyıcı sistemlere yapılan müdahaleler sonucu olduğu ifade edilmektedir.

Yapılaşma kararını zemin yapısına göre almak sorunun temel çözüm noktasıdır. Riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalıdır. İmar planına altlık teşkil eden jeolojik, jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de meydana gelen afet zararlarının azaltılmasında alınabilecek etkili önlemlerin başında denetim gelmelidir. Can ve mal güvenliğinin koruma altına alınması ve üretilen işlerin daha nitelikli olması için güçlü denetleme mekanizmasına ihtiyaç vardır. Bilimsel ölçütlerle, uygun zeminlerde depreme dayanıklı yapılar inşa edilmelidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)