GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 33 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesiyle ilgili İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

12'nci madde mevcut hâliyle Sayın Cumhurbaşkanına (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu vergi tutarını her bir mal itibarıyla en yüksek vergi tutarının yarısına kadar artırmaya yetki veriyor; mevcut durum bu. Ancak yapılmak istenen değişiklikle bu yetkinin 5 katına kadar artırılması öngörülüyor yani 10 katlık bir yetki artırımına gidilmek isteniyor. Anayasa'nın 73'üncü maddesine göre vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır; bu, son derece açık. Peki, biz millet iradesinin tecelli ettiği bu yüce makama verilmiş olan yetki ve sorumluluğu neden Cumhurbaşkanına vermek isteriz? Bu sorunun makul, mantıklı, ikna edici bir cevabının olmadığını biliyoruz.

Değerli arkadaşlar, gelin sizi dokuz asır öncesine götüreyim; kralın yetkilerinin sınırlandırıldığı ve demokrasinin temellerinin atıldığı şu meşhur Magna Carta'nın ilan edildiği yıllara. O yıllarda İngiltere Kralı kimseye sormadan vergi salabilmekte ve istediği kadar da artırabilmekteydi. Bir anlamda bölgesel halkın temsilcisi olarak feodaller bu duruma itiraz ettiler ve kralı bir mecliste toplantı yapmaya zorladılar. Toplantı sonrasında kabul edilen Magna Carta'yla kralın bundan sonra feodallerin onayını almadan vergi artıramayacağına karar verildi. İşte, biz bugün dokuz asır önce kraldan alınmış bu yetkileri millet iradesinin tecelli ettiği bu yüce Mecliste Cumhurbaşkanına vermeyi konuşuyoruz. Samimiyetimle söylüyorum, bu yasa bu şekliyle kabul edilirse gelecek nesiller "Ne hakla bu ülkeyi dokuz asır geriye götürdünüz?" diye bizi sorgulayacaklar.

Değerli arkadaşlar, vergi artışı yetkisinin bu şekliyle Cumhurbaşkanına verilmesi aynı zamanda Anayasa'nın 73'üncü maddesinin de hiçe sayılması anlamına gelir ve verginin belirliliği, öngörülebilirliği ve kanunla belirlenmesi ilkesine de açıkça aykırıdır. Dolayısıyla bu şekilde yapılacak bir düzenleme Meclisimizin etkinliğini azaltarak bizi demokratik hukuk devleti kimliğimizden bir parça daha uzaklaştıracaktır.

Sayın milletvekilleri, ek (1) sayılı listeye baktığımızda, benzin ve motorin çeşitleri, kalorifer yakıtı, doğal gaz, jet, uçak ve denizcilik yakıtları, biyodizel ve petrol yağları, motor yağları gibi çok önemli maddelerin olduğunu görüyoruz. Tabiatıyla, verilmek istenen 10 kat yetki artışıyla beraber vatandaşımızın hayatı her anlamda direkt olarak etkilenecektir. Tarım, ulaşım, turizm ve konaklama gibi sektörler doğrudan etkilenecek ve vergi artışları enflasyon ve hayat pahalılığını da beraberinde getirecektir. Bu da vatandaşımızın günlük hayatının her anlamda etkilenmesi demek.

Öte yandan, bu düzenlemenin 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerin yol açtığı ekonomik kayıplarının telafisi için yapılıyor olması da açıkçası tartışmalı ve bize göre de ikna edici değil. Van depremi sonrasında, 2011'de ne demişti Sayın Mehmet Şimşek? "Deprem vergileri duble yollara, demir yollarına, hava yollarına harcandı." 1999 depreminden sonra "deprem vergisi" adı altında toplanan milyarlarca lira olması gerektiği gibi harcansaydı 6 Şubat depreminden sonra yaşanan felaketin boyutları bu kadar dramatik olmazdı. Bugün "Cumhurbaşkanına verilmek istenen vergi artışı yetkisi depremin yol açtığı ekonomik kayıplar için." denerek makul bir kılıf bulunmaya çalışılmış ancak hiç de inandırıcı olmamıştır.

Saygıdeğer milletvekilleri, gelin, bu Meclisin bize, bu milletin bize ve bu Meclise vermiş olduğu bu yetki ve sorumluluğu bir tek kişinin inisiyatifine terk etmeyelim.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)