GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:16
Tarih:14.07.2023

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; AK PARTİ'nin Sayın Grup Başkan Vekili geçen hafta bu kürsüde "276 barajı bine yaklaştırdık. Hizmet ve eserlerimizle konuştuk." demişti. Ben de size bugün bir baraj yatırımı anlatacağım, hem de öyle bir yatırım ki ekonomik kaynaklarımızın uluslararası sermayeye peşkeş çekilmesi var, hukuksuzluklar var, liyakatsizlikler var, doğa talanı var, çevre talanı var, kamu zararı var, adam kayırma var, iltimas var, her türlü görev suçu var, bir tek kamu yararı, halkın yararı yok.

Değerli milletvekilleri, Çek Cumhuriyeti'nden bir firma Sarıkamış'ın dünyaca ünlü kayak pistinin hemen yanında, Aras Nehri'nin kolları üzerinde, Sarıkamış'ın Karakurt köyünde bir hidroelektrik santrali yapmak üzere ülkemize gelir; gelir ama burayı artık nasıl bir ülke zannediyorsa, nasıl bir muz cumhuriyeti zannediyorsa, bu firmanın arkasında kimler varsa bir hışımla, bir özgüvenle, âdeta bir talan mantığıyla gelir. Süreç şöyle işler: Önce baraj yatırımları için gerekli "ÇED Olumlu" raporu alınır ama idare mahkemesi raporu iptal eder. Sizdeki "Sen yap, mahkeme kararı arkadan gelir." mantığı devrede olduğu için inşaat devam eder. 2'nci kez rapor alınır, bu raporu da mahkeme iptal eder. Firma 3'üncü kez ÇED süreci başlatır ama artık neye güveniyorsa, kime güveniyorsa 3'üncü raporu Kanal İstanbul Projesi'nin ÇED süreçlerini yapan firmaya yaptırır. Bu arada Hükûmetiniz de elbette boş durmaz, dava ve rapor süreçleriyle eş zamanlı olarak ne tesadüftür ki Kars'ta apar topar bir idare mahkemesi ihdas edilir ve 3'üncü raporun davası bu mahkemeye devredilir. Biz bu davayı da yakından takip ediyoruz. Sadece ÇED raporları değil, barajın enerji üretim lisansı da idare mahkemesi tarafından iptal edilir. Kısa sürede yeniden verilen lisansa karşı açılan iptal davası hâlen derdesttir. Kars İl Genel Meclisi tarafından baraj için düzenlenen imar planı da idare mahkemesinde iptal talebiyle derdesttir.

Değerli arkadaşlar, yani bu barajın hem imar planı hem lisansı hem de ÇED raporu nizalıdır fakat baraj durmamıştır, bitirilmiştir, su tutmuştur, şu anda da elektrik üretimine devam etmektedir. Üstelik YEKDEM'den faydalanmak için hukuk dinlemeyen bu firma, baraj altında kalan evler daha tahliye edilmeden, daha mülkiyet sorunları çözülmeden su tutmaya başlamış ve insanları sokağa atmıştır. Üstelik yenilenebilir enerji mekanizması nedeniyle ürettiği elektriği de devlete en az 3 katı pahalıya satmaktadır.

Bütün bu hukuksuzluklar çevreciler, avukatlar, Sarıkamış halkı tarafından mahkemeler yoluyla dirençle karşılanırken bakın, kamu otoritesi nasıl tavır almıştır? Önce, baraj nedeniyle ilçeyle irtibatı kesilecek 20 köyün ulaşımı için baraj üzerinde yapılması gereken viyadük süreç içinde iptal edilerek firma büyük bir ekonomik maliyetten ve külfetten kurtarılmıştır; kamu otoritesi elbette bu süreçte devrededir. Bu neviden yatırımlar nedeniyle yerinden yurdundan olan yöre halkı için mevzuatımıza göre TOKİ marifetiyle okulu, suyu, yolu, camisi, yaşanabilir alanları olan Tarımköy uygulaması yapılması gerekirken dönemin valisi talepte bulunmadığı için Tarımköy uygulaması da yapılmaz ve Sarıkamış'ın Karakurt köyü halkı dağ başında okulsuz, yolsuz, elektriksiz bir köyde yaşamaya mahkûm edilir; kamu otoritesi elbette ki bu zamanda da yine devrededir.

Firmaya yapılan kıyaklar bitmek bilmemiştir arkadaşlar. Baraj nedeniyle su altında kalan Kars-Erzurum kara yolu için 300 milyon lira civarında bir kamu kaynağı harcanırken firmadan sadece 50 milyon lira yol parası alınmış, bir kalemde 250 milyon lira kamu zararı oluşmuştur. Üstelik firma tüm bu süreçlerde ve bugün de âdeta Sarıkamış halkından intikam almak istercesine bu proje boyunca Sarıkamış insanını inşaatında bile çalıştırmamıştır.

Değerli milletvekilleri, bu projede kaçak taş ocağı işletmekten tutun da iş cinayetlerine kadar aklınıza gelecek tüm hukuk cinayetleri işlenmiştir. İnşaat sırasında işçiler yedikleri yemekten zehirlenmiş ve çok sayıda işçimiz de hayatını kaybetmiştir. Peki, tüm bu olaylar olurken dönemin Devlet Su İşleri Genel Müdür Yardımcısı şimdi ne iş yapıyor? Belki birçoğunuz şaşırmayacaksınız, o baraj firmasının Genel Müdürü olarak şu anda görevine devam ediyor. Arkadaşlar, bu kadar da kör kör parmağım gözüne olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İNAN AKGÜN ALP (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlamam için süre verebilir misiniz?

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

İNAN AKGÜN ALP (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sonuç nedir? Sonuç: Derelerimiz, sularımız, ormanlarımız talan edilmiştir; insanlarımız yerinden, yurdundan olmuştur; turizm alanlarımız da telafisi imkânsız zararlar görmüştür; adalet de ayaklar altına alınmıştır.

Tabii, Kars'ta bu örnek tek değil. Bu alışkanlıklarınız bütün yatırımlarda devam ediyor. Örneğin; yapımı yıllardır yılan hikâyesine dönen atık su arıtma tesisi için seçime birkaç gün kala sahte bir temel attınız, bir araba kum döktünüz, birkaç tane de boru bıraktınız, arkanızı döndünüz gittiniz ve bu süreçlere riayet etmeden bu yatırıma devam etmeye çalışıyorsunuz.

Yine, seçime on bir gün kala 500 yataklı devlet hastanesinin temelini attınız. Seçimden sonra "Hastane nerede? dedik. "Daha inşaat ruhsatı almadık." dediniz. Yine, katı atık depolama tesisinin yer tespitine itirazlar varken süreci devam ettiriyorsunuz.

Bütün bu iş süreçlerini üstlenen, bu inşaatları üstlenen firmalara ve yatırımcı kuruluşların yöneticilerine de sesleniyorum: İki gözümüz üzerinizdedir.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)