Konu: | Dünya Ticaret Örgütünü Kuran Marakeş Anlaşmasını Tadil Eden Protokol ve Protokolün Eki Balıkçılık Sübvansiyonları Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 3 |
Tarih: | 04.10.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA RIDVAN UZ (Çanakkale) - Gençler umutlarını, bizler hayallerimizi, büyüklerimiz anılarını yitirdiğinde kaybederiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İkinci Yasama Yılının hem Meclisimize hem milletimize hayırlar getirmesi vesilesiyle hem yüce Meclisimizi hem büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Malumunuz, kısa bir süre önce İçişleri Bakanlığının önündeki eylem gerçekleştirilmeden 1 kardeşimiz şehit edildi, Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Yine olay sırasında kahramanca mücadele eden 2 polisimize de acil şifalar diliyorum. Bu vesileyle eylemi gerçekleştiren ve üstlenen bebek katili, elli kanlı terör örgütü PKK'yı lanetliyorum. Velev ki Cumhurbaşkanı dahi teröristin başına "sayın" kelimesini eklese bile bu, teröristi saygın bir adam yapmaz, terörist teröristtir; bunu da İYİ Parti adına bu Mecliste söylemek isterim.
Konumuz uluslararası ilişkiler, dolayısıyla önümüze çok kısa bir dönem içinde İsveç'in getirileceğini iktidar tarafından biliyoruz. Dolayısıyla öncelikle İsveç'te ne oluyor ve kim, bu noktada nasıl bir duruş sergiliyor bunu ifade etmek isterim. İsveç'te sözde bir genel başkan, bir partinin Genel Başkanı Paludan 31 defa, Kur'an-ı Kerim'i yakmak adına İsveç polisinden müsaade istiyor ve tam 25 kez izin veriliyor. Bu şahıs 25 kez, İsveç'in sokaklarında -dilencilerin 3 kron istemesi yasakken- İsveç'in meydanlarında yüce dinimiz Kur'an-ı yakıyor, haykırıyor, hakaret ediyor, küfrediyor. Yine aynı şekilde, Iraklı Salman aynı yoldan gitmek suretiyle Kur'an-ı Kerim'i yakıyor. Bu eylemlerin hepsi, yüzde 59'dan fazlası Müslüman olan ve göçmen olan bölgelerde gerçekleşiyor. Bu eylemlerin 11 tanesi de mübarek ramazanışerif ayında yapılıyor. Ve Türkiye'ye bir mesaj olsun diye de bu eylemlerden 1 tanesi büyükelçiliğimizin önünde ve 1 tanesi de Stockholm'de İslam Kültür Merkezi Camisi'nin önünde yapılıyor. Yani dünyada son ve Hak dinî olan İslam'a ve büyük Türk milletine açık bir mesaj veriliyor. Bu mesajı alan iktidar, muhalefet ne yaptı diye bakmak isterim, söylemek isterim. Bu noktada bu hamasi nutuktan öteye geçememişiz, kınamaktan başka bir şey yapamamışız ama İYİ Parti İsveç Temsilciliği bu konuda her 2 kişi şahıs hakkında suç duyurusunda bulunarak tarihinde ilk defa İsveç'te bir savcı bunun suç olduğunu, etnisiteye dayalı bir suçtan oluştuğunu kabul ederek dava açıyor ve bu davanın sonucunda Gemerek Mahkemesi gibi çeşitli davalar ve mahkemeler daha açılarak üstü örtülmek isteniyor. Sonra 16 kere daha Kur'an-ı Kerim yakılmak istenmek üzere izin isteniyor ve verilmiyor. En son İsveç Yüksek Mahkemesi diyor ki: "Bu davaya ben bakacağım." Dolayısıyla, hem yüce dinimize hem milletimize karşı yapılan bu eylemlerin tam karşısında duran İYİ Partiye, İYİ Partinin temsilcilerine canıyürekten teşekkür ediyorum ve hem iktidar hem muhalefet görevi yaptıklarından dolayı da kutluyorum.
Bir ikinci husus, göçmen meselesi. Avrupa'da ihtiyacı olan nitelikli kadrolar ve işe yarayan insanlar kabul ediliyor ama aynı Avrupa Türkiye'de iktidar partisine fon vermek suretiyle mayınlı araziyi temizleterek, oradan göçmenlerin elini kolunu sallayarak, 10,5 milyon göçmenin, sığınmacının, istilacının Türkiye'ye o koridordan geçmesine izin veriliyor. Bu da Büyük Orta Doğu Projesi'nin ilk aşamalarından bir tanesi. Peki, 10,5 milyon Suriyeli buraya girdiğinde ne oluyor? Ankara'nın göbeğinde ilk kadın milletvekilimizin adını taşıyan Satıkadın Ortaokulunda, bakınız, 248 öğrenciden sadece 78 tanesi Türk, diğerleri Suriyeli. Beş sene sonra, düşünün, tabelasında "Türkiye Cumhuriyeti Ortaokulu" yazan sınıflarda 1 Türk öğrencimiz bile olmayacak.
Kilis'ten bir arkadaşımız geldi, diyor ki: "Bir teyze kızını Suriye'ye evlendirdik ve bu kızımız 6 evlat sahibi oldu. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra eşi rahmetli olduğunda Türkiye'ye dönerek kendisi Türk vatandaşı, çocuklarının da Türkiye Cumhuriyeti kimliğini almasını talep etti. Biz de öncü olduk, müracaat ettik, büyük oğlana kısa bir zaman içinde Türkiye Cumhuriyeti kimliğini verdiler. Üç ay sonra bu hanımefendi koşarak yanımıza geldi, dedi ki: 'Ne olur diğer evlatlarımı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmayın.' Neden diye sorduk. 'Çünkü evladım evlenecek, çeyiz yardımı alıyordu, şimdi vermiyorlar. Çünkü oğlum hastaneye gidiyordu, ücretsiz muayene oluyordu, şimdi olamıyor.'"
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Yok böyle bir şey.
RIDVAN UZ (Devamla) - "'Evladım iş yeri açacaktı ama maalesef vergiden muaf olmuyor. Türkiye'de Türk olmak çok zormuş.'" (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Evet, Türkiye'de Türk olmayı bu kadar zor hâle getiren maalesef sizlersiniz. Bunu da açık ve net olarak ifade etmek isterim.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - İsveçliler gibi onları yak o zaman.
RIDVAN UZ (Devamla) - Evet, İsveçliler yakan değil. Onlara karşı duran partiyiz biz. Aslında mesele şu beyefendi. Ne diyor? "Bu can bu bedende olduğu müddetçe, bu fakir bu görevde olduğu müddetçe bu teröristi Amerika'ya vermem, benden kimse alamaz." dedikten üç gün sonra o Rahip Brunson'u Amerika'ya göndermek mesele değildir. Mesele "Şam'da Emevi Camisi'nde namaz kılacağım." deyip sonra Esad'a elçiler göndermek değildir. Mesele İdlib'de 34 askerimizi şehit edip arkasından Rusya'da Putin'in ayağında dakikalarca beklemek hiç değildir. Mesele İstanbul'da...
KADEM METE (Muğla) - Mesele tıpış tıpış...
RIDVAN UZ (Devamla) - Mesele "İstanbul'da Binali mi, Sisi mi kazanacak, karar verin." deyip sonra Sisi'yle görüşebilmek için takla atmak hiç değildir. Mesele Türk olmaktır. Mesele Malazgirt'te Sultan Alparslan, İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet, Fransa'da Kanuni Sultan Süleyman olmaktır.
KADEM METE (Muğla) - Tıpış tıpış dönenlere söyleyin.
RIDVAN UZ (Devamla) - Mesele Kafkasya'da Enver Paşa olmaktır.
KADEM METE (Muğla) - Tıpış tıpış dönenlere söyleyin.
RIDVAN UZ (Devamla) - Mesele Sakarya'da, mesele Çanakkale'de Mustafa Kemal olabilmektir. (İYİ Parti ve CHP Sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kop gel, kop gel!
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Mesele Erdoğan olabilmektir.
RIDVAN UZ (Devamla) - Bunu olduğunuz gün Türkiye kurtulacaktır.
Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)