Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 05.10.2023 |
CHP GRUBU ADINA DENİZ YÜCEL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargıda siyasallaşmanın nedenlerinin ve sonuçlarının araştırılması konusunda Meclis araştırması açılması hususunda Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Mayıs 2019'da Yargı Reformu Strateji Belgesi açıkladı. Şatafatlı sözlerle süsleyip anlattığı bu strateji belgesinden hemen sonra adı yargı reform paketi olan ama içeriğinde reformun "r"si dahi olmayan kanun teklifleri Meclise geldi. Ekim 2019'dan Mart 2023'e kadar tam 7 yargı reformu paketini Meclise getirdiniz. Hiçbiri gerçek anlamda yargı reformu değildi çünkü amacınız yargı reformu yapmak değil yargıyı ele geçirmekti, başardınız da; siz bunu sistematik bir şekilde bilerek ve isteyerek yaptınız.
Bakın, sırasıyla tane tane anlatacağım. "Hak ve özgürlükler korunup geliştirilecek." dediniz, size muhalif olan herkesi hedef gösterip apar topar gözaltına aldınız. "Savunma hakkı." dediniz, sonra kalkıp baroları bölüp parçalayan, avukatları kutuplaştırılan "çoklu baro" denilen bir garabet teklifi tüm baroların itirazına rağmen Meclisten geçirdiniz; üstelik kanun teklifinin görüşüldüğü sırada savunmayı temsil eden baro başkanlarını ve avukatları önce Ankara'ya, sonra da milletin Meclisine sokmadınız. "Adalete erişim kolaylaşacak." dediniz, Anayasa Mahkemesi son on yılda 115 bin başvurudan 56 bininde makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Yani bu ülkede adalet arayan her iki vatandaştan birinin adalete erişim hakkı ihlal edildi. Öğrencisinden sanatçısına, esnafından işçisine herkesi susturmak ve baskı altına almak için yargıyı kullandınız. A'dan z'ye sözde yargı reform paketleriyle adım adım siyasallaştırdığınız yargıyı AKP'nin siyasal amaçlarına araç yaptınız. Masumiyet karinesini hiçe saydınız, kişi hak ve özgürlüklerini alabildiğine ihlal ettiniz. Siz evrensel hukuktan kopmuş, demokrasi iddiasından vazgeçmiş, demokrasiyi sadece seçimlerde alınan oya göre tanımlayan, özgürlükleri yargı eliyle askıya alan bir iktidarsınız. Sizin döneminizde haksız gözaltılarla demokratik haklarını arayanlara gözdağı verildi, tutuklama bir tedbir olmaktan çıkarıldı, bir cezalandırma yöntemi hâline geldi. Gezi direnişinden suç çıkarma inadınız yüzünden suçsuz insanlar yıllarca hapis tutuldu. Osman Kavala hakkında önce beraat ve tahliye kararları verildi ama tahliye edilmedi çünkü aynı gün başka bir dosyadan hakkında yeniden tutuklama kararı verildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Osman Kavala hakkında verdiği ihlal kararı görmezden gelindi. Halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş Can Atalay'ın milletin Meclisine gelmesi Anayasa'nın 83'üncü maddesinin açık hükmüne rağmen engellendi. En sonunda, özel olarak oluşturulan ve görevlendirilen bir mahkeme tarafından Gezi sanıklarına haksız ve hukuksuz cezalar verildi. Hâkim, savcı olmak için AKP'nin il ve ilçe teşkilatlarında görev yapmanın kriter olduğu Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanlarının Cumhurbaşkanıyla çay topladığı fotoğrafların verildiği bir ülkede yargı bağımsızlığından söz edilemez. 2010 referandumuyla HSK'nin yapısı değiştirilerek yargıyı Fetullahçı terör örgütüne nasıl teslim ettiğiniz konusuna girmiyorum bile. Son infaz kanunundaki düzenlemeyle mafyaya, insan öldürme, yaralama, uyuşturucu ve cinsel suçlara infaz indirimi getirip basın emekçilerini cezaevinde tutmanıza da girmiyorum. Buralara girersek saatlerce konuşmamız lazım.
Değerli milletvekilleri, elbette, bu ülkede hukukun üstünlüğüne inanan, sadece Anayasa'nın, yasaların, hukukun gösterdiği yoldan yürüyen ve vicdanlarıyla karar veren yargı mensupları da var. Onlar için de bir formülünüz var, o da Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararnameleri. 2023 yılı yaz kararnamesinden sadece 2 örnek vereceğim: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin hakkında hak ihlali kararı verdiği Yargıçlar Sendikası Başkanı, Karşıyaka Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan'ı isteği dışında Adana Hâkimi olarak görevlendirdiniz, Osman Kavala'nın tahliye edilmesi yönünde oy kullanan İstanbul Ağır Ceza Hâkimi Sercan Karagöz'ü de isteği dışında Ağrı Hâkimi olarak görevlendirdiniz. Bu görevlendirmeler yürütmenin yargı bağımsızlığına açık müdahalesi değil midir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
DENİZ YÜCEL (Devamla) - Hukuka aykırı kararlar alan, tartışmalı kararlarda ısrar eden yargı mensupları ödüllendirilirken tek rehberleri hukukun üstünlüğü olan yargı mensuplarının sürgünle cezalandırılması tesadüf olabilir mi? Yüzyıl önce bağımsız, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak temelleri atılan cumhuriyetimizin yargısını saraya bağlayan zihniyetin yeni bir anayasa yapmaktan bahsetmesi de samimi ve inandırıcı değildir.
Değerli milletvekilleri, yargı mensuplarının baskı altına alınmak istendiği bir ülkede hiç kimse kendisini özgür hissedemez. Avrupa Birliği Komisyonunun 2022 yılı Türkiye raporunda, hâkimler ve savcılar üzerindeki baskıların yargı bağımsızlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu dikkat çekiyor. Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 140 ülke içinde Türkiye'nin neden 116'ncı sırada yer aldığının sorgulanması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DENİZ YÜCEL (Devamla) - Adaletin siyasallaştığı yerde iktidar sahipleri dâhil hiç kimse güvende değildir. Yargının tarafsız ve bağımsız yapısını sağlayana dek, hukukun üstünlüğünü egemen kılana dek Cumhuriyet Halk Partisi olarak mücadele etmeye devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)