Konu: | Adana'nın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 5 |
Tarih: | 10.10.2023 |
AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Size geçmişini mumla arayan bir kentten bahsetmek istiyorum, AKP iktidarında son gelinen durumdan bahsetmek istiyorum. Bir zamanlar herkes bu kentte yaşamak için can atardı çünkü bolluğun ve bereketin simgesiydi Adana. Geçmişte tarımın, sanayinin, edebiyatın, sanatın ve ekonominin hem öncüsüydü hem de başkentiydi ancak ne yazık ki Adana kamu yatırımlarından yeterli payı alamadığı için, özellikle de yirmi bir yıldır ülkemizi yönetenlerin yanlış politikaları ülkemizi olduğu gibi Adana'mızı da geri bıraktı; bunun sonucunda iktidarınız döneminde kentimiz, işsizliğin ve yoksulluğun başkenti hâline geldi. Kentimizde ÇUKOBİRLİK'ten TEKEL'e, Sümerbank'tan Aksantaş'a kadar 55'in üzerinde fabrika kapandı, ne var ne yok satıldı. Şimdi de yılda 6 milyonun üzerinde güvenle seyahat yaptığımız, dünyanın en güvenli havalimanlarından biri olan Şakirpaşa Havalimanı kapatılmak isteniyor. Yakında 6 Şubat depremini yaşadık, 6 Şubat depreminde Adana Havalimanı ana üs olarak kullanıldı ve ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı.
Ayrıca, Karayolları Bölge Müdürlüğü, Devlet Demiryolları atölye şefliği, TRT gibi kurumlar komşu illere kaydırıldı. Defalarca söz verilmesine rağmen metronun 2'nci etabı yapılmadı, biten metromuzun borçları da söz verilmesine rağmen Ulaştırma Bakanlığına devredilmedi. 2007'de Bakanlar Kurulu kararıyla Ceyhan ilçemizde kurulması planlanan enerji ihtisas endüstri bölgesi yıllar geçti hâlen kurulmuyor. 2013 yılında yıkılan Yüreğir Karşıyaka Devlet Hastanesi hâlen bitirilmedi. Adana-Karataş yolu, Mansurlu yolu, Yahyalı yolu ve tünelleri hâlâ bitmedi. Neden diye soruyoruz, kimse cevap vermiyor, cevap veren yok, bilen de yok. Say say bitmez değerli arkadaşlar ancak çare bulunması şart.
Ayrıca, Adana'nın sorunları bunlarla da sınırlı değil. Tarımın merkezi Adana'nın say say bitmeyen sorunlarında tarımsal üretimdeki çiftçilerin sorunları da var. Çiftçilerimiz son yıllarda âdeta kan ağlıyor. Türkiye'de 6 milyon ton civarında narenciye üretimi yapılıyor; bunun 2 milyon tonu limon üretimi olarak gerçekleşiyor. Narenciyenin tüm ürünleri sıkıntılı. Aslında tüm tarım ürünleri buğdaydan mısıra, pamuktan ayçiçeğine, narenciyeye kadar sıkıntılı ama bu dönem Adana'nın simgesi olan turuncu-beyaz olan narenciye ve pamuk çok sıkıntılı, limon üreticisi perişan oldu. Limonun dalındaki, bahçedeki maliyeti kiloda 3 lira ile 4 lira arasında ama şu anda bu limon, dalında kalma tehlikesiyle karşı karşıya çünkü şu anda bahçeden limonu alan yok.
Değerli arkadaşlar, üreticilerimizin elindeki limon -bugün buraya gelirken sorduğumda- 50 kuruşa kadar düşmüş. Bakın, değerli arkadaşlar, bir limon üreticisinin köyünde, köy kahvesinde şu çayın fiyatı 5 lira, şu limonun dalında kilo fiyatı 50 kuruş; şu çayı içmesi için 10 kilogram limon satması gerekiyor. Bu, Allah'tan reva mı? Çiftçiye reva gördüğünüz bu mu değerli arkadaşlar? Dalında 50 kuruşa satılmayan limon, markette ise 20 liraya kadar alıcı buluyor. Soru şu: Aradaki fark nereye gidiyor, kimlerin cebine gidiyor? Hâl böyle olunca üreten kazanmıyor, tüketen de çok pahalıya tüketmiş oluyor. Çözüm ise tıpkı yağlı tohumlarda olduğu gibi limonda da bir teşvik primi verilmesi. Üreticiye direkt kiloda 3 lira teşvik primi verilmesi gerekiyor.
Pamuk ise... Dünyadaki en ucuz pamuk Türkiye'de ve şu anda pamuktan elde edilen kumaşın metresi 50 liradan 500 liraya çıktı ama pamuğun fiyatı bu sene yerinde sayıyor, hatta daha geriye gitti. Maliyeti 22 lira, 23 lira olan pamuğun 30 liraya satılması gerekirken maalesef piyasada 16-17 liraya satılıyor. Ürün girdileri 4 kat arttı, mazot 7 liradan 40 liraya çıktı, pamuk fiyatı maalesef yerinde sayıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYHAN BARUT (Devamla) - Bir an önce çiftçilerimizin feryadını duyun, çiftçilerimizin sorunlarını çözün diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)