GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Meclisin 28'inci Dönem İkinci Yasama Yılına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyinde terör örgütü PKK-YPG'ye karşı başlattığı hava harekâtına, Pençe-Kilit 2 Harekâtı'nda şehit düşen Uzman Çavuş Mehmet Emre Teke'ye, İstanbul'da şehit olan Polis Memuru Cihat Ermiş'e, Kerbelâ olayının yıl dönümüne, Ankara Gar patlamasının 8'inci yıl dönümüne, emekliye "müjde" olarak verilen 5 bin liralık ödemeye, Mehmet Şimşek'in Körfez'e para turuna çıktığına, Hamas'ın silahlı kanadının Gazze'de başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu'na ve konuyla ilgili İYİ Partinin görüşlerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:5
Tarih:10.10.2023

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle 28'inci Dönem İkinci Yasama Yılının Meclisimize ve milletimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Irak'ın kuzeyindeki Metina, Gara, Hakurk, Kandil ve Asos bölgelerindeki terör örgütü PKK-YPG'ye ait hedeflere karşı başlattığı hava harekâtında teröristlere ait hedefler imha edilmiştir. Terörle mücadele son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar amansız bir şekilde sürdürülmelidir. Kahraman ordumuzun başlattığı bu hava operasyonunu İYİ Parti olarak destekliyor, Mehmetçik'imize başarılar diliyorum.

Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe-Kilit 2 Harekâtı'nda terör örgütü PKK tarafından açılan ateş sonucu şehit düşen kahraman Uzman Çavuşumuz Mehmet Emre Teke'ye Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, milletimize ve Türk Silahlı Kuvvetlerine de başsağlığı diliyorum.

Aynı zamanda, yine, dün İstanbul'da pusuya düşürülerek şehit olan bir polis memurumuz var biliyorsunuz, Cihat Ermiş; ona da Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum; kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Yalnız burada tabii, tuhaf bir durum var; bu polisimizi şehit eden kişi 2003 doğumlu değerli arkadaşlar, daha 20 yaşında ve 32 ayrı suçtan sabıkalı. Esas, üzerinde düşünmemiz gereken konu budur -yani burayı vaktim olmadığı için fazla uzatmak istemiyorum- bu kişi nasıl elini kolunu sallayarak geziyor, nasıl bu tür bir faaliyetle bu cinayeti işleyebiliyor, nasıl bu yaşta bu kadar çok sabıkası var? Bunlar toplum olarak bizim üzerinde, özellikle iktidarın üzerinde düşünmesi gereken hususlardan biridir.

Bugün, acı dolu Kerbelâ olayının yıl dönümü. Bu vesileyle, dik duruşun ve mertliğin sembolü, Peygamber Efendimiz'in torunu Hazreti Hüseyin'i hüzünle ve rahmetle anıyorum. Yezid gibi kalleşçe savaş kazanacağımıza Hüseyin gibi şehit düşmeyi kendimize düstur edinmiş olmayı haklı bir gurur kabul ediyorum.

10 Ekim 2015'te, Ankara Garı önünde gerçekleştirilen, cumhuriyet tarihinin en kanlı patlamasının 8'inci yıl dönümünde, hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum.

Filistin meselesine geçmeden önce, bu emekli maaşlarıyla ilgili hususa bir değinmek istiyorum, ondan sonra da Filistin meselesiyle ilgili görüşlerimizi paylaşacağım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emekliler büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır, bunu net bir şekilde görüyoruz. Büyük bir beklenti oluşturuldu efendim ve fakat şu anda müjde olarak verilen şey bir defalık 5 bin liradır. Emekli diyor ki: "Biz sadaka istemiyoruz. Biz yatırdığımız primlerin karşılığını istiyoruz." Yani emeklinin sanki ihtiyacı bir günlük. Yani bir defa mı doğal gaz faturası ödeyecek; bu emekli bir defa mı acıkacak da bir defa bir şey vererek emekliyi geçiştirmeye çalışıyoruz? Bunu da "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümü" adı altında yapıyoruz. Ondan sonra yani tekrarını almak için 200'üncü yılı bekleyecekler herhâlde. Böyle bir şey kabul edilemez.

Şimdi, emekli oyalanıyor, oyalanmaması lazım; emeklilere sözler verildi, seçim öncesi söz verildi. Bu sözlerin tutulmasını bekliyoruz. Bakın, bu sözlerden bir tanesi, bu, Sayın Cumhurbaşkanının -herhâlde şöyle görülebilir- attığı "tweet"; tarihi ne zaman? 11 Mayısta yani seçimden üç gün önce memura ve emekliye bir söz vermiş -şimdi okuyacağım- ve 19,1 milyon kişi bunu görüntülemiş. Bununla bir seçim kazanıldı değerli arkadaşlar. Biz, Sayın Cumhurbaşkanını bu sözünün arkasında durmaya davet ediyoruz. Burada çok net bir şekilde şunu söylüyor: "En düşük memur maaşını 22 bin TL seviyesine yükseltiyoruz. Maaşlardaki bu artışları otomatik olarak memur emeklilerimize de yansıtıyoruz. Milletimize hayırlı olsun." Nedir? En düşük emekli maaşında yüzde 85 artış yapıldı, memurlarda da ortalama yüzde 75 artış yapıldı. Emekliye ne verildi arkadaşlar? Temmuzda "Yüzde 25." denildi, o da kimi emekli sıfır aldı çünkü kök maaş üzerinden zam yapıldığı için yani şu söz tutulmadı. Biz memura yapılan düzenlemenin aynısının emekliye yapılmasını bekliyoruz, Sayın Cumhurbaşkanını sözünün arkasında durmaya davet ediyoruz. Bunun üzerinden de seçim kazanılmıştır yani bunu kabul etmek mümkün değil, hatta bu sözler sonra da devam etti. AK PARTİ'nin yan kuruluşları, sendikası, şunu bunu çok net bir şekilde aynı şeylerin emekliler için yapılacağını defalarca, defalarca söylediler ama bugün geldiğimiz noktada, Sayın Cumhurbaşkanı hâlâ "Çalışıyoruz." diyor. Ya, Allah aşkına, arkadaşlar, nisandan beri -hadi, mayıs diyelim- 11 Mayıstan beri ne çalışıyorsunuz ya, yani ne çalışıyorsunuz? Ben eski bir teknisyenim, bunun düzenlemesi iki dakikalık düzenleme. Ha "Bu parayı vereceğiz ama vereceğimiz parayı nasıl geri alacağız?"ı mı çalışıyorsunuz, ben anlamıyorum ki veya bunun "Mehmet Şimşek'ten önce, Mehmet Şimşek'ten sonra"sı mı var? Yani bu söz veriliyor, bu sözler unutuldu; hâlâ çalışıyorlar, beş aydır çalışıyorlar. Bu, bu kadar çalışmayı gerektirecek bir şey değil. Getirsinler kanun teklifini, biz burada hep birlikte geçirelim çünkü bizim getirdiğimiz kanun teklifleri hiçbir şekilde zaten komisyon gündemine dahi alınmıyor.

Bakın, nisanda 7.500 lira yapıldı en düşük emekli maaşı, temmuzda hiç emekli maaş artışı almayan insanlar var. Nisandan bugüne kadar gerçekleşen enflasyon yüzde 33,2; Hükûmetin tahminini esas alsak bile yıl sonuna kadar yüzde 47 yani yüzde 47 enflasyon yaşanmış olacak ve siz emekliye bir kuruş para vermeyeceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Bu asla kabul edilebilir bir şey değildir.

Temmuz-aralık döneminde de yüzde 38 enflasyon yaşanacak yine Hükûmetin enflasyon tahminlerine göre. Dolayısıyla net öneri şu: Memurlara seyyanen verilen 8 bin lira aynen verilmelidir ve ondan sonra da her emekliye bu enflasyon oranları dikkate alınarak yüzde artış şeklinde maaş artışının yapılması gerekir.

Şimdi, 5 bin lira ikramiye meselesine gelelim. Burada da "Çalışan emekliye vermeyeceğiz." diyorsunuz. Ya, şimdi, bunu anlamak mümkün değil. Adam ihtiyacı olmasa zaten çalışmaz yani ona niye vermiyorsunuz? Bu nasıl kabul edilebilir? Bu, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, böyle bir düzenleme yapılamaz. Bir yandan da emeklilerin kayıtlı çalışmasını teşvik etmek için teşvik primi veriliyor bu ülkede. Yani şu çelişkiyi görebiliyor musunuz? Bir başka düzenlemede "Emekli çalışsın." diyorsunuz, ona teşvik primi veriyorsunuz; burada, kayıtlı çalışıyor diye cezalandırıyorsunuz; bunu asla kabul etme imkânımız yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Tabii, gündemde çok mesele var Sayın Başkan, sizden biraz tolerans isteyeceğim.

Bu yapılan yanlışların yükünü emekliye, çiftçiye, esnafa ödetemezsiniz. Kime kıyak yaptıysanız, kimi zengin ettiyseniz, yüzde 85 enflasyonda yüzde 10'la, yüzde 15'le kime kredi verip servet transferi yaptıysanız vergiyi gidin ondan toplayın kardeşim. Bu milletten vergi toplayarak, köylüden, çiftçiden... Çeltik para etmiyor, buğday fiyatları geçen yılın altında, ayçiçeği fiyatları geçen yılın altında. Bütün faturayı toplumun bu kesimine kesme imkânınız olamaz, bunu kabul etmek mümkün değildir.

Şimdi, ne yaptı Sayın Mehmet Şimşek? Körfez'e para turuna çıktı yine. Biz diyoruz ki: "Kardeşim, ekonomide güven oluşturmadıktan sonra bu para turuna çıkmalarla bu ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değil." İhtiyaç çok daha fazla. Dolayısıyla, böyle Körfez'de dolaşmakla bu iş olmaz; sağlam işler yaparsanız, iyi işler yaparsanız para zaten kendiliğinden gelir.

Sayın Başkan, biraz tolerans isteyeceğim sizden, istirham ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - İsrail'in yıllardır zulmederek abluka altında tuttuğu Gazze'de, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları 7 Ekim Cumartesi sabahı "Aksa Tufanı" isimli bir operasyon başlatmıştır.

İYİ Parti olarak tarafların itidalli hareket etmesi gerektiğine inanıyor, Birleşmiş Milletleri İsrail ve Filistin'i masaya oturtmak için göreve davet ediyoruz. Operasyonun başladığı andan itibaren dünya kamuoyuna yansıyan görüntüleri ve sivillerin öldürülmesini kabul edilemez olarak değerlendiriyoruz. Sivil ve savunmasız masum insanlara zarar verilmesi İsrail barbarlığıyla özdeşleşmiş bir durum olarak kalmalıdır. Filistin haklı davasını dünya kamuoyunda haksız konuma düşürecek müdahalelerden kaçınılmalıdır. Esirlere ve sivillere uygulanan çağ dışı tutum ve tavırlar Şeyh Ahmed Yasin'in ortaya koyduğu Hamas misyonuyla da örtüşmemektedir. Bugüne kadar uğradığı zulümler karşısında haklı bir meşru müdafaa hakkı doğan Filistin devletinin düşmana benzeyerek elde edebileceği bir kazanım olmadığı iyi tahlil edilmelidir. Bu haklı davanın sürmesi için mücadelenin sivillerle değil, İsrail'in yayılmacı ve işgalci projesine karşı yapılması gerektiği de unutulmamalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim Başkanım.

BAŞKAN - Son kez uzatıyorum Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Fakat bu durum kesinlikle İsrail'in bölgede uyguladığı zorba oluşumun tanınması ve Filistin'in haklarından ödün verilmesi anlamına da gelmemelidir. Bizim duruşumuz net ve bellidir: İYİ Parti olarak biz, Filistin topraklarının hiçbir parçasından ödün verilmemesi gerektiğini düşünüp savunuyoruz. Bununla birlikte, 4 Haziran 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını ve esir tutulan Filistinlilerin zorla çıkartıldıkları evlerine geri dönmelerini ortak ulusal uzlaşı formülü olarak görüyoruz. Kudüs'ten ve herhangi bir parçasından feragat edilemez. İşgalin Kudüs'ü İsrail'in yerleşim birimi hâline getirmesi ve Kudüs'ün tarihî dokusunu bozması tarafımızca asla kabul edilemez. Kudüs Filistin'in başkentidir, Filistin topraklarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasından başka adil bir alternatif bulunmamaktadır.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım.