Konu: | Ağrı'nın genel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 6 |
Tarih: | 11.10.2023 |
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; herkese selamlar, sevgiler.
Benim aslında Ağrı'yla ilgili gündem dışı talebim vardı ama Orta Doğu'daki gelişmeler, Filistin'den İsrail'e, kuzeydoğu Suriye'den Rojava'ya, Kobani'ye kadar gelen bu süreçte, bunlar bu kadar tartışılırken -çifte standart var- bunlarla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şimdi, Orta Doğu'da yaşanan bu süreçte hem Filistin sorunu hem Kürt sorunu bu Orta Doğu'nun kanayan bir yarası ama burada bir çifte standart var. Mesela, dün, bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp aynen şunu söylüyor: "Bakın, şu anda Gazze'ye su verilmiyor, insan haklarına bir ihanettir. Elektrik yok, insan haklarına ihanettir. İnsan hakları ihlal ediliyor. Bir sürü... Evrensel Beyannameye kadar gidiyor ve uluslararası hukuku bu anda davet ediyor. Peki, ben de şuradan soruyorum: 5 Ekimden bugüne kadar gelen süreçte Rojava'da -yani dünyanın da Kobani olarak bildiği- IŞİD barbarlığına karşı mücadele edip dişleriyle, tırnaklarıyla, dilleriyle, inançlarıyla orada bir yönetim oluşturdular ve orada on gündür hastanelere saldırı var, oradaki elektrik tesislerine saldırı var, su depolarına saldırı var, camilere saldırı var ve her tarafta bir saldırı var. Peki, yanı başınızda... Bunlar bizim kardeşlerimiz ve bizim akrabalarımız ama buradaki bütün partiler, hepsi ortak bir dille Filistin'de olup bitenlere karşı ciddi tepkiler gösteriyorlar ama yanı başında 20 milyon Kürt'ün yaşadığı şu coğrafyada ve kardeşleri olan Rojava'daki Kürtlere böylesi bir saldırı var; tek bir ses yok. Biz biliyoruz, hani geçmişte bir reklam vardı: "Aslında birbirimizden yok farkımız, hepimiz Osmanlı Bankasıyız." Bu Parlamentodaki siyasi partiler de sorun Kürt sorunu olunca Osmanlı Bankasına dönüşüyorlar. Evet, bakın, Filistin sorunu hepimizin ortak sorunudur. 1960'larda yaşanan bu sorunlarda Türkiye devrimci hareketi gidip orada bedenini ölüme yatırdı. Başta Deniz Gezmişler, Hüseyin İnanlar ve orada birçok arkadaşımız, şu sıralarda oturan Cengiz Çandarlar orada, gidip Filistin halkıyla mücadele ettiler. Biz böylesi bir gelenekten geliyoruz. Benim İstanbul'da bir arkadaşım Faik Bulut, gazeteci, o da gitti orada çatışmalarda yaralı bir şekilde kurtuldu, sonra yedi yıl İsrail zindanlarında işkence çekti. Bizim geldiğimiz gelenek bu.
Şimdi, İsrail'deki muhalefet, İsrail'deki sivil toplum örgütleri, İsrail'deki vicdan sahipleri, herkes ortak bir platformda buluşuyorlar, İsrail'i kınıyorlar ama ne yazık ki bu topraklarda bizim muhalefetimiz de burada sivil toplum örgütlerinin büyük bir bölümü de ne yazık ki bu konuda bir tek tepki bile vermiyor.
Peki, sadece sorun Rojava'daki Kürtler mi? Hayır. Nerede bir Kürt bir statü kazanmaya çalışırsa buradan herkes ayaklanıyor. Çok yakın bir tarihte, bakın, 2017 yılında güney Kürdistan'da kendi aralarında bir referandum yaptılar. "Ya Irak'la iyi anlaşamıyoruz, kendi kaderimizi kendimiz tayin etmek istiyoruz." Şimdi Rojova'yla ilgili bahaneler uyduruyorlar ya kurt-kuzu meselesi, şunu yaptılar, bunu yaptılar, aslında bunların hepsi bahane, yok böyle bir şey. Peki güney Kürdistan'da böyle bir referandum yapıldığında Türkiye'ye bir tek taş mı atılmıştı? Türkiye'nin uçakları havalandı, tankları... Habur Kapısı'nda Irak'la birlikte ortak operasyonlar düzenlediler. Burada sorun Kürtlere bakışınız. Kürtlerle kavga etmeyin. Kürt sorunu ve Filistin sorunu kardeş sorunlardır. Bu sorunlar çözülmeden Orta Doğu'ya barış gelmez. Biz bunları birlikte inşa etmeliyiz.
Hiç unutmam, Afrin'e seferler düzenleniyordu, bu ülkenin aydınları, sanatları, valla siyasetçileri, hele hele bir siyasetçi vardı -adını anmaktan da utanç duyarım- bir anne, bir belediye başkanı füzelerin üzerine ismini...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKİK (Devamla) - ...yazarak gönderiyordu Afrin'e. Buna hakkınız yok ya. Bizim kardeş...
Başkanım bitiriyorum.
BAŞKAN - Gündem dışını uzatmıyoruz.
SIRRI SAKİK (Devamla) - Nasıl?
BAŞKAN - Gündem dışında ek süre vermiyoruz.
SIRRI SAKİK (Devamla) - Vermiyor musunuz? Bu tavrınızı kınıyorum. Çok ayıp ediyorsunuz ve burası kimsenin babasının tezgâhı değil, makamı değil ve buna hakkınız yok.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Milletvekili.
Gündem dışı üçüncü söz...
SIRRI SAKİK (Devamla) - Vallahi siz bana gündem dışı... Evet, herkes bu kürsüde çıkıyor, gündem dışı, birçok konulara değiniyor ve siz bana hak vermek zorundasınız. Sözümü bitirmek zorundayım. Bizi zorlamayın. Biz sizin payandanız değiliz ya!