GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:9
Tarih:18.10.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Ayrıca, Gazze'de hastaneye yönelik bombardımanı da en güçlü şekilde kınadığımı belirtmek isterim. Bir savaşta yapılabilecek en büyük kötülük sağlık kuruluşlarının, hastanelerin bombalanmasıdır çünkü bir hastaneyi bombaladığınızda sadece oradaki insanları öldürmezsiniz, aynı zamanda umudu yok edersiniz; bu yüzden bu, büyük bir savaş suçudur. Umarım bir daha ne Gazze'de ne Filistin'de ne de dünyanın başka bir yerinde herhangi bir sağlık kuruluşu, herhangi bir hastane bombalanmaz.

Yine bir torba kanunla karşı karşıyayız. Torba kanun yapımıyla ilgili çok şey söyledim, aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum, zamanımı efektif olarak kullanmak istiyorum ama kısaca şunu söyleyeyim: Torba kanun yanlış, yöntem yanlış; kalitesiz yasa yapmış oluyorsunuz o kadar. Aslında bir fırsat, bir kod kanun yapma girişimi var, başlı başına bir alanı düzenleyen ve mevcut herhangi bir kanunda değişiklik yapmayan bir kanun yapma şansı var Türkiye Büyük Millet Meclisinin, konutların turizm amaçlı kiralanması kanunu ama yok illa torba olacak, illa içinde ilgili, ilgisiz onlarca madde olacak.

Esasen 6 madde, 1 geçici madde, yürürlük ve yürütmeyle ilgili 2 maddeden oluşan 9 maddelik bir teklif getirilmiş olsa burada görüşülmesi çok daha verimli olacaktı, maddeler üzerine gruplar önerge vermek zorunda kalmayacaktı, her madde üzerine her grup önerge vermeden görüşünü ifade edebilmiş olacaktı ama bunu istemiyor Adalet ve Kalkınma Partisi, illa torba kanun usulüyle görüşecek, içinde ilgili, ilgisiz onlarca madde yerleştirilecek.

Daha sonra -hukukçular bilir- 32 maddelik bu kanun yine 9 madde olarak kalacak. 7'nci maddeden 30'uncu maddeye kadar olan maddeler şöyle geçecek: "Şu kanunun şu maddesinde değişiklik yapan kanun ilgili metne işlenmiştir." Sadece bu kısmı kalacak, dolayısıyla hangi açıdan bakarsanız bakın yanlış bir düzenleme.

Daha başka bir şey söylemek istiyorum: Bu sadece torba yasa değil, aynı zamanda bir korsan yasa. "Korsan yasa" diyorum, nasıl olduğunu anlatmaya çalışayım. Şimdi, emeklilere ikramiye ödenmesiyle ilgili bir madde getirildi, teklifin içerisinde olmayan bir madde. Anayasa 95 diyor ki: "Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür." İç Tüzük, Türkiye Büyük Millet Meclisinin anayasası aslında. İç Tüzük 35'e göre "Komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler." Bize teklifin içerisinde yer almayan ve ilgisi olmayan bir madde metni getirildi, korsan biçimde bu yasa teklifine ilave edildi.

Değişiklik önergelerinin nasıl olması gerektiğine dair İç Tüzük'te bir tane madde var, o da Genel Kurulda kanunların görüşülmesine ilişkin 87/3, 87/4. Bakın, İç Tüzük değişiklik önergeleriyle olarak ne diyor: "Görüşülmekte olan teklifin konusu olmayan sair kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi niteliğindeki değişiklik önergeleri işleme konulmaz." Bunu Komisyonda söylediğimiz hâlde bu kanun teklifiyle ilgisi olmayan bir teklifi Komisyon Başkanı gündeme aldı, oylamayla eklediler. Görüşülmekte olan teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan, ancak teklif ile çok yakın ilgisi olan bir maddesi varsa bu da komisyon üyelerinin salt çoğunluğunun onayıyla yapılabiliyor. Bakın, ilgili bir kanunu bile ancak komisyon üyelerinin salt çoğunluğuyla ekleyebilirsiniz. İlgisiz bir kanun metnini, teklif olarak komisyona gelmemiş bir kanun metnini bu yasaya eklemek açıkça bir korsan yasa yapmaktır. Bunun özellikle altını çizmek isterim.

Şimdi, bu yasaya gelince, yasanın amacı belli "turizm amacıyla" denilerek kısa süreli konut kiralarında vergi almak; çok açık. Kayıt dışı olarak nitelendirilen bir alanın kayıt altına alınması ve vergilendirilmesi. Bu bir tercih. AKP, bizce Türkiye'deki konut kriziyle, konut fiyatlarının, konut kiralarının fahiş biçimde artmasıyla ilgilenmiyor, bunu ortadan kaldırmakla ilgilenmiyor. Ev sahipleri ile kiracılar arasındaki sorunların cinayetle sonlanması da bir biçimde onu ilgilendirmiyor. "Ben zammı yüzde 25'le sınırladım." Bu gerçekçi mi, sorunu çözer mi, insanlar birbirine şiddet uygulamaya devam eder mi, insanlar birbirini öldürür mü; umurunda değil, umurunda olsa emin olun bunu çözerdi, önceliği: "Konutlardan daha çok yeni bir vergiyi nasıl alırım."

Şimdi teklifin birinci bölümünde iki üç tane eleştirimiz var. Birincisi şu, benden önceki konuşmacılar da özellikle altını çizdi: İzin belgesi için binanın bütün kat maliklerinin tamamının izninin alınması doğru değil yani 20 katlı 80 daireli bir yerde eğer turizm amacıyla dairenizi kiraya vermek istiyorsanız sizin dışınızdaki 79 dairenin tamamının onayını almak zorundasınız, tek bir tanesi "hayır" dese o binayı kullanamayacaksınız. Bu, 20 daireli de olabilir, 10 daireli de olabilir. Bakın, yüzde 50'si bile denilse bu büyük bir rakam ama ısrarla Komisyonda gündeme getirdiğimiz hâlde bu konuda geri adım atmadılar.

İkincisi şu: Üçten fazla bağımsız bölümden oluşan binalarda en fazla yüzde 25'i için aynı kiraya veren adına izin belgesi düzenlenebilecek yani yüzde 25'inden daha fazlasına eğer malikse ona izin vermeyecekler. Bunu kim teklif etmiş olabilir? Bunu, emin olun, hani haksızlık etmek istemem ama başında, bir otel sahibi olan Turizm Bakanının var olduğu bir ülkede muhtemelen otel sahipleri bunu önermiştir, otel sahiplerinin isteği doğrultusunda getirilmiş bir teklif, dolayısıyla bundan da geri adım atılması gerekir, bu konudaki sınırlamayı da doğru bulmuyorum.

Üçüncü eleştirimiz de bu izinlerin iptaliyle ilgili. Teklif sahipleri diyor ki: "Turizm amaçlı kullanılan konutun kamu düzeni, kamu güvenliği ve genel ahlaka aykırı olduğu, kamu kurumları tarafından bildirilirse izin iptal edilecek." Bakın, "tespit edilirse" demiyor, "bildirilirse" diyor. Maliye Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğü, valiliği sadece şunu söylesin, "Bu, kamu düzenini ihlal ediyor." desin, bildirsin. "Kamu güvenliğini ihlal ediyor." desin veya "Genel ahlaka aykırı." desin, sadece bildirsin, oranın izni iptal edilecek; herhangi bir mahkeme kararı yok, savcılıkla başlatılmış bir soruşturma yok, kamu kurumunun bildirimiyle izin iptal edilecek. Bakın, ceza hukukunu bilen, ceza hukuku çalışmış çokça arkadaşımız vardır, böyle bir cezai hükmün ceza hukukunun genel ilkeleriyle bağdaştırılmasına olanak yok. İkincisi, genel ahlaka aykırı olduğu tespit edilen bu konutların da izinleri iptal edilecek. Ne demek genel ahlaka aykırı olan? Nasıl tespit edeceksiniz? Her akşam karakoldan bir polisi gönderip, kapıyı açıp içeride ahlaka mugayir davranış olup olmadığını mı inceleyeceksiniz? Nasıl yapacaksınız bunu? Şikâyet üzerine mi yapacaksınız, nasıl yapacaksınız? Bunun da doğru olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca, çok genel kavramlarla konutlarını turizm amaçlı kiralayan kişilerin bu biçimde izinlerinin iptal edilmesinin de doğru olmadığını düşünüyoruz.

Şimdi, memlekette bir konut krizi var arkadaşlar, bir kira sorunu var ve maalesef bununla ilgilenmiyor -biraz önce de söylediğim gibi- Adalet ve Kalkınma Partisi. 7 milyon kiracı varmış arkadaşlar, bakın, TÜİK verilerine göre; 15 milyon ev sahibi var Türkiye'de, 7 milyon da kiracı var. Son bir yılda kira artış oranı -ortalamasını söylüyorum, bunun içerisine o yüzde 25'lik artışlar da dâhil- bir yıllık kira artışı ortalaması yüzde 76 Türkiye'de, yüzde 76. Bu ne demek biliyor musunuz? Uzunca bir süredir bu böyle. Türkiye iyi olan her şeyde son sırada, kötü olan her şeyde dünya 1'incisi. Tam üç yıldır, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında kira artışında üç yıl üst üste dünya 1'incisi olmuş. En kötü şeylerde mutlaka dünya 1'incisiyiz, iyi şeylerde en sonlarda olduğumuz gibi. Üstelik bu hesaplamayı yapanlar sadece o ülkenin kendi yerel paralarıyla yapmıyorlar bunu, dolar bazında ve enflasyondan arındırılmış reel rakamlarla yapıyorlar. Dünyadaki emlak şirketlerinin değerlendirmesi de böyle, aynı zamanda, OECD'nin değerlendirmesi de böyle, IMF'nin değerlendirmesi de böyle. Kimin değerlendirmesini alırsanız alın, dünyada kira artışında en kötü durumda olan ülkeyiz.

Bakın, ülkemizde dar ve orta gelirliler için yeni bir ev almak artık hayal ve şimdi kira ödeyemez durumdalar. Ben size birkaç şey söyleyeyim, ne demek istediğim anlaşılsın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Bitireceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum.

Bakın, yapılan bir araştırmaya göre 2019-2023 arasında ülke genelinde kiralardaki artış dört yılda yüzde 583, büyükşehirlerde yüzde 697, Antalya'da yüzde 1.109, Mersin'de yüzde 963, Muğla'da yüzde 935, Ankara'da yüzde 853, İstanbul'da yüzde 713; dört yıldaki kira artışı bu durumda. Söylemek istediğim çok şey var; eğer zamanım yeterse bir şeyi daha paylaşmak istiyorum. Bakın, Türkiye'de asgari ücret ortalama kiranın yüzde 79'una gelmiş; asgari ücretle ancak kiranın yüzde 79'unu ödeyebiliyorsunuz. Ortalama ücret bazındaki değişiklik 2019'da yüzde 27'siymiş, şu anda yüzde 45'i durumunda, büyükşehirlerde ise yüzde 100'ün üzerinde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Bu şu anlama geliyor: Ortalama ücrete sahip bu ülke vatandaşları artık kiralarını bile karşılayamıyorlar. Ama siz başka bir şeyle uğraşıyorsunuz, turizm amaçlı konutlardan vergi almak istiyorsunuz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)