GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana ve diğer deprem bölgelerinde evi yıkılan, orta ve ağır hasar gören vatandaşların yaşadığı mağduriyetlere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:24.10.2023

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, cumhuriyetimizin 100'üncü yılında, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, cumhuriyetin yollarına taş döşemiş bütün yol arkadaşlarını saygı, rahmet ve minnetle anıyor; cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutluyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden tam sekiz buçuk ay geçti ancak sorunlar diz boyu, insanlar kalıcı konutlarına erişemediler, buna erişemedikleri gibi su, çadır, gıda ve hijyen eksikliğiyle karşı karşıyalar. İnsanlar yakınlarını toprağa verdikten sonra bir de yaşam mücadelesi veriyorlar; bir de selle, yağmurla, çamurla mücadele ediyorlar; ısınma problemi yaşıyorlar, kış günlerine geldiğimiz şu aşamada bu sorunlar hâlâ çözülmüş değil.

Sayın milletvekilleri, kendi seçim bölgem olan Adana'da da baktığımızda, ağır hasarlı 3.297 bina, orta hasarlı 4.062 bina var. Depremde Adana'da 13 bina tamamen yıkıldı ve 500'e yakın vatandaşımızı maalesef kaybettik. Deprem sonrası 74 ağır hasarlı bina yıktırıldı, yıkılmayı bekleyen ise 7.272 bina var Adana'da. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı raporuna göre, 6 Mart tarihinde ve daha sonra nisanda aldığımız verilere göre yapılan tespitlerde 1 milyon 712 bin 182 binada hasar tespit çalışması yapılmış ve buna göre 38 bin bina tamamen yıkılmış vaziyette, 20 bin binanın acil olarak yıkılması gerekiyor ve 205.208 binanın ağır, 47.202 binanın ise orta hasarlı olduğu tespit edilmiş. Hatırlarsanız Murat Kurum seçim zamanında orta hasarlı binaların da ağır hasarlıya çevrilmesi gerektiği ve bunların yıkılacağına ilişkin bir beyanat vermişti. Seçimin üzerinden neredeyse dört buçuk ay geçti, arkadaşlar, hâlâ buna dair herhangi bir çalışma yok, hâlâ ne yıktırıldı bu binalar... Orta hasarlı binada oturan vatandaşlarımız ne yapacağını bilemez durumda, çaresiz bir şekilde beklemekteler.

Ayrıca ilk kontrolde hasarlı raporu verilen birçok bina da sonradan yapılan incelemelerde ya az hasarlıya çevrildi ya da bunlara "Güçlendirilebilir." raporları verildi arkadaşlar. Vatandaş eşyalarını dahi alamadığı binaları nasıl kendisi güçlendirecek de buralara oturacak? Zaten kiraları söylemiyorum bile, maalesef "ev sahibi-kiracı cinayetleri" de literatürümüze girmiş oldu, neredeyse 20'den fazla insan bu son olaylardan sonra kiracı ve ev sahibi cinayetlerinde hayatını kaybetti. Ortada bildiğiniz bir keşmekeşlik var arkadaşlar.

Yine, aynı ilçede eğer 2 evi varsa vatandaşın ve 1'i tamamen yıkılmışsa hiçbir hak sahipliğinden faydalanamıyor. Hayatı boyunca dişinden tırnağından artırmış, ev sahibi olmuş bu insanların en azından 1 konutla ilgili bir hak sahipliği olması gerekiyor. Eğer başka ilçede varsa bu hak sahipliğini kazanabiliyor ama aynı ilçedeyse maalesef bunu karşılayamıyor.

Depremler elbette doğa olayıdır, arkadaşlar, bunun afete dönüşmesi insanoğlunun kendi eliyle olmaktadır. Biz yerleşim alanlarımızı fay zonları üzerine seçmeye devam ettiğimiz sürece, zayıf zeminler üzerinde yeterli önlem almadığımız sürece maalesef bu deprem coğrafyasında olan ülkemizde ölümler de olmaya devam edecek ve biz bundan ders almadığımız sürece bu can kayıplarına sadece timsah gözyaşları dökmekle yetineceğiz. Yüce Meclisin yapması gereken... Geçen dönem 2 kez Deprem Komisyonunda yer aldım; biri 500 sayfalık, biri bin sayfalık iki üretim yapıldı ama maalesef ne yazık ki bu üretimlere dair hâlâ ciddi önlemler alınmış durumda değil arkadaşlar ve hiçbir depremden ders almıyoruz. Bakın, insanların yaşadığı travmalar, sakat kalan insanlar bir tarafa depremin ülkeye maliyeti sadece 2 trilyon lira. Anlaşılabilir olması için, dolarla konuşanlar için söylüyorum 103,6 milyar dolar maliyeti var depremin bize arkadaşlar. Bu maliyeti acaba önlem almaya kullansaydık 50 binin üzerinde insanımızı toprak altında bırakır mıydık arkadaşlar? Daha neyi bekliyoruz, daha neyi bekliyoruz? Bakın, 88 milyar lira deprem vergisi toplandı. Neden bunları acaba önlem almak için, hasarları onarmak için kullanmıyoruz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.

Dolayısıyla, niyet önemli arkadaşlar. Biz bir deprem ülkesindeyiz, bir deprem gerçeği var. Tıpkı yağmur gibi, dolu gibi bir doğa olayı olan depremde önlem almadığınız sürece üçüncü dünya ülkesi gibi bu ölümlere sadece gözyaşı dökmekle kalırız ve insanlarımız hem hayatını kaybeder hem de travma yaşamaya devam eder.

Ben, buradan tekraren cumhuriyetle kavgası olanlara "Yaşasın laiklik! Yaşasın cumhuriyet!" diyorum. Cumhuriyetin 100'üncü yılını tekraren kutluyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)