GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılına ve Gazi Meclise bu havanın yansımamış olmasına, iktidarın yirmi yılda yaptıklarıyla övünmesine ve Katar Büyükelçisi Mustafa Göksu'ya ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:24.10.2023

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, herkesi saygıyla selamlıyorum.

Efendim, bugün 24 Ekim 2023 yani biz cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılını kutluyoruz, bu hafta böyle bir hafta. Yüz yıl evvel bu memlekette bir cumhuriyet kuruldu. Gazi Meclise bu havanın yansımamış olmasını büyük bir hayretle ve büyük bir üzüntüyle takip ettiğimi ifade etmek isterim. Çok değil yalnızca bir insan ömrü kadar önce yani bundan yüz yıl evvel Türkiye'de İstanbul İngiliz işgali altındaydı, İzmir Yunanlıların işgali altındaydı, Afyon'da Yunanlılar on dört ay boyunca karargâh kurmuşlardı; Antalya'da İtalyanlar, Gaziantep'te Fransızlar vardı ve Polatlı'ya kadar gelmiş düşman topçusunun ateş sesleri Türkiye Büyük Millet Meclisinden duyuluyordu ve böyle bir ortamda, Amasya Tamimi'nde söylendiği gibi, milletin azmi ve kararlılığıyla kurtarılan bir millet istiklalinden bahsediyoruz. Bunu nasıl yapmış Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları? Bunu milletin azmine güvenerek, milletin iradesine güvenerek yapmışlar. Amasya Tamimi sonrası Erzurum Kongresi'ni, Sivas Kongresi'ni toplayarak, Türkiye'nin dört bir tarafından milletvekillerini Ankara'ya çağırarak burada 23 Nisan 1920'de bu Meclisi kurarak, 1921'de kurulan ilk Anayasa'nın ışığı altında ve milletin iradesiyle beraber bu ülkenin kurtuluşunu sağlamışlar. Mustafa Kemal Atatürk'e, İsmet İnönü'ye, silah arkadaşlarına ve bu memleketin kurtulmasına hizmet eden bütün isimsiz kahramanlara şükran borçluyuz, minnet borçluyuz; sağ olsunlar, var olsunlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Yüz yıl evvel yaşadığını bugün bilince çıkaramamak, bunu bir kutlama haftasına dönüştürememek, bunu bir anma vesilesi Mecliste dahi yapamamak gerçekten çok büyük bir üzüntü kaynağıdır. Üstelik de şunu ifade edelim: Yalnızca bir askerî başarıdan bahsetmiyoruz. Sevr'i yırtıp Lozan'ı kuranlar Lozan'da İsmet İnönü'ye söylenilen şu sözü hiçbir zaman unutmadılar: "Şimdi sen zafer kazanan bir kumandan olarak hiçbir sözümüzü kabul etmiyorsun ama işte buraya yazdım, koydum; birkaç yıl içerisinde benden para dilenmek için geleceksin ve ben bunları çıkaracağım, bugün Lozan'da kabul etmediklerini o gün sana kabul ettireceğim." Cumhuriyeti kuranlar bu tehdidi hiçbir zaman akıllarından çıkarmadılar, üstelik de Osmanlı'nın üçte 2 borcu o genç cumhuriyetin boynuna asılmıştı ve yalnızca 1929'a kadar üç beyaza dayalı sanayileşme hamlesi içerisinde tarımda yüzde 10'un üzerinde yıllık büyümeyle hem Osmanlı'nın borçlarını ödediler hem de cumhuriyeti dimdik ayakta tuttular. 1929'da Büyük Dünya Ekonomik Buhranı'nda "Bize teğet geçti." falan gibi laflar etmediler, o Dünya Ekonomik Buhranı'nın fırsata çevrilmesini sağlayarak Türkiye'de dünyanın en büyük sanayileşme hamlesini yaptılar. Sata sata doyamadığınız ne kadar büyük cumhuriyet kuruluşu varsa işte o zor dönemde, cumhuriyetin en zor dönemlerinde yapıldı.

Sonra, 1939'da başlayan İkinci Dünya Savaşı'nda hiç kimse unutmasın ki -dünyanın yalanı bugünlerde söylenildi, hatta "Keşke Yunanlı galip gelseydi." denildi; o meczupların kitaplarını bastınız, sattınız, dağıttınız ama- bir tek Türk evine, Müslüman evine, Kürt evine, bu ülkede yaşayan hiçbir kimsenin evine bir tek düşman postalı giremedi çünkü bu memleketi kuranlar, İkinci Dünya Savaşı'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ni de sakınmayı bildiler.

Şimdi, dostlar, sevgili milletvekilleri; bir kere daha söylüyorum: Dünyanın bütün çağdaş ülkeleri, kuruluşlarının 100'üncü yıllarını büyük bir şevkle, büyük bir heyecanla kutlarlar. Peki, bizde ne yapılıyor? Bizde bu iş siyasallaştırılıyor, "Türkiye Yüzyılı" deniliyor yani diyor ki AKP: "Bu, cumhuriyetin yüzyılı değil, ben yaptım; yirmi yılda zaten ben yaptım bunları."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Peki, söyleyeyim ben size: 1973 yılında bu memlekette ilk boğaz köprüsü yapılmışken ve devletin kendi kaynaklarıyla yapılmışken ondan kırk beş yıl sonra yap-işlet-devretle köprü yapmak, yol yapmak övünülecek bir şey midir; sizden evvel yapılanların tamamını inkâr edecek bir şey midir?

Peki, bir veri paylaşacağım sizinle: Siz yirmi yıl boyunca 2,5 trilyon dolardan fazla vergi topladınız yani cumhuriyetin yetmiş dokuz yılda harcadığının 6 katını on sekiz yirmi yılda harcadınız; 6 katını harcadınız ve bize "Yol yaptık, köprü yaptık."la övünmeye kalkışıyorsunuz.

Bir şey daha söyleyeceğim: Bu vatandaşı tanıyor musunuz? Bakın, bu vatandaş kimmiş bakalım -saygısızlık etmek için söylemiyorum ama daha fazlasına gönlüm elvermiyor- Mustafa Göksu. Kimmiş bu? Katar Büyükelçisiymiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, son bir dakika Gökhan Bey.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bu Katar Büyükelçisi, efendim, İsrail-Hamas savaşı nedeniyle 100'üncü yıl kutlamalarını Katar Büyükelçiliğinde iptal etmiş ama düğüne gitmiş. Bakın, düğünde el pençe duran fotoğrafı var. Yani bu memlekette 100'üncü yıl kutlamak İsrail-Hamas savaşı nedeniyle yasak ama düğüne gidebilirsiniz, düğünde sorun yok. Bu kafayla cumhuriyet elbette anılamaz. Cumhuriyeti kutlamak konser vermek değildir; cumhuriyeti kutlamak, Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu memleketin kurtulmasına hizmet eden bütün isimsiz kahramanları anmak demektir. Onların huzurlarında saygıyla eğiliyorum, onların minnetiyle ve şükranıyla yaşıyoruz. Sağ olsunlar, var olsunlar. (CHP sıralarından alkışlar)