Konu: | Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 11 |
Tarih: | 24.10.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mevcut torba yasa hakkında Saadet Partisinin görüşlerini dile getirmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Geçen gün konuşmamda söyledim "Soru önergeleri veriyoruz, bu soru önergelerine bakanlar ya cevap vermiyorlar veyahut da ipe un seriyorlar." diyerek. Bugün Millî Eğitim Bakanı soru önergeme cevap göndermiş, lütfetmişler, teşekkür ediyorum ama yeniden bir eğitim alması gerekiyor kendisinin. Nasıl profesör olduysa, nasıl rektör olduysa, nasıl Bakan olduysa bütün kamuoyunun dikkatine sunuyorum.
Ben diyorum ki: Hasanoğlan Köy Enstitüsü; benim babamın da mezun olduğu bir enstitü. Burayla ilgili gittim, milletvekili olmadan önce burayı ziyaret ettim; 50 bine yakın kitap var kütüphanede, çok değerli tablolar var ve de Cumhuriyet Dönemi'nde, Cumhuriyet Halk Partisi döneminde bizlere bir miras bırakmışlar, bir bozkırda muhteşem bir eğitim hamlesi yapmışlar. Zaten o zaman tek parti vardı, bütün partiler de oradan doğdular. Burayla ilgili olarak da Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Millî Eğitim Bakanlığına bir yazı yazıyor, diyor ki: "Burada her şey çürüyor, gelecek kuşaklara bunu doğru bir şekilde takdim etmemiz lazım, bırakmamız gerekiyor. Burayı bana devredin, ben burayı restore edeyim." "Peki." diyor Millî Eğitim Bakanlığı, yazı yazıyor kendisine ve Millî Eğitim Bakanlığı yazı yazdıktan sonra bir anda cevaz verdiklerine, izin verdiklerine "Bir dakika, yanlış yaptık herhâlde." diyorlar, yazıyı geri çekiyorlar, "Bunu biz yapacağız." diyorlar. Kaç sene önce? Üç sene önce. Peki, üç yıldır buraya bir çivi çakılmış mı? Hayır, çakılmamış. Peki, burayla ilgili olarak "Bu mirası, bu tarihî eserleri, bizim atalarımızın eğitim noktasında yapmış olduğu başarıları gelecek kuşaklar görsün." dedikleri zaman bir şeyler yapılmış mı? Hayır, yapılmamış. Ben de bunun üzerine soru önergesi verdim. İpe un sermiş, arabayı yokuşa sürmüş; diyor ki: "Bu, Anıtlar Kurulunu ilgilendirmektedir. Bu, Kültür ve Turizm Bakanlığını ilgilendirmektedir." Yahu, sendeydi burası zaten. Ardından burayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş istedi, siz daha sonra bundan geri aldınız, o günden beri burayı çürümeye terk ediyorsunuz, bir noktada tarihe hıyanet ediyorsunuz.
Bu tarih bizim tarihimiz, yüz yıllık bir tarih. Türkiye Cumhuriyeti devleti 100'üncü yılını kutluyor. Devletlerimiz birbirlerini tamamlıyorlar, isimleri değişik. Bin yıldır Anadolu coğrafyasındayız, beş bin yıllık bir milletin, beş bin yıllık devletlerin tarihinin çocuklarıyız bizler. Belki siz şimdi kalkıyorsunuz "Zamanında falan parti..." diyerek veya "Falan partiler döneminde yapıldı." diyerek bir noktada tarihe ihanet ediyorsunuz, bir noktada mirasımıza ihanet ediyorsunuz. Buradan da Millî Eğitim Bakanına "Ayıp etmişsiniz!" diye sesleniyorum.
Değerli milletvekilleri, diğer bir konuya gelince, şimdi, bizler burada bir grup önerisi de verdik. Bu grup önerisinde dedik ki: 2 yerden, 3 yerden, 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden, 7 yerden maaş alanlar var. Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili buraya bir cevap verdi, dedi ki: "Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde de bunlar var; 2 yerden, 3 yerden maaş alanlar var."
Ben buradan yüce Meclise sesleniyorum, Cumhuriyet Halk Partililere, Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerine, tamamına sesleniyorum: Gelin, bir Meclis araştırması komisyonu kuralım, var mısınız?
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Varız, varız.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri de inceleyelim, Adalet ve Kalkınma Partili belediyeleri de, diğer partilerin belediyelerini de inceleyelim hep beraber. Ardından da dönelim, Türkiye'deki KİT'lerle ilgili, ardından da Bakanlıklarla ilgili kim, kaç yerde yönetim kurulu üyeliği maaşı alıyor, gelin bunu ortadan kaldıralım. Milletimiz bizi ayıplıyor.
Bir yandan Hükûmet adına 2 yere, 3 yere, 4 yere yönetim kurulu üyesi olarak atananlar var, diğer taraftan da belediyelerle ilgili iddialar var. Bunları çürütmek yüce Meclisin işi ve millete dönelim "Doğru değildir, Sayın Cumhurbaşkanı bir kararname yazmıştır, bu kararnameyle beraber de hiç kimse Türkiye'de 2 yerden, 3 yerden, 4 yerden maaş almıyor." diyelim. Şimdi, Fahrettin Altun Bey'le ilgili kalktı birisi dedi ki: "Siz birkaç yerden maaş alıyorsunuz." ardından "Hayır, ben almıyorum." dedi sonra belgeler çıktı ortaya, belgeler çıkınca "Sadece bir yerden, Türk Hava Yollarından alıyorum." dedi, ardından da şunu söyledi: "Ben bunu bir vakfa bağışlıyorum ve tamamını veriyorum." Hani belgesi, hangi vakfa bağışladınız? Hani belgesi nerede, niye söylemiyorsunuz, neden kaçınıyorsunuz? Bakın, asgari ücretle insanlar geçinmeye çalışıyorlar; 11.400 lirayla, 7.500 lirayla, 6 bin lirayla, 5 bin lirayla geçiniyorlar. Şimdi, gelip bu speküle edilen konuları ortadan kaldırmamız lazım, kaldırmak için de Meclis araştırması komisyonu kurulmasıyla ilgili... Yine, aynı şekilde, biz Saadet Partisi Grubu olarak -diğer partilerle beraber burada çok araştırma komisyonu kuruldu, burada çok soruşturma komisyonu kuruldu- bunları yerine getirerek aynı zamanda milletimizin de yüreğine su serpmiş olacağız.
Değerli milletvekilleri, şimdi, buradan şunu söylemek istiyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisine yeni bir âdet gelmiş, torba yasa. Bu torba yasayla beraber ciddiyeti olmayan bir yasa. Bu yasaya biz niye "hayır" diyeceğiz? Bazı konular çok doğru, "evet" dememiz gerekir ama elma şekerinin içerisine zehirler zerk ediyorsunuz. O nedenle bu yasaya niçin "hayır" vereceğimizi anlatmak istiyorum. Aynen eskicilerin ne var ne yok bir çuvala doldurduğu gibi, yalap şalap gündeme getirmek istediğiniz konuları bir torbaya doldurup Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzuruna getiriyorsunuz ve ne ilginç ki bu konular milletimizin değil, sizin istediğiniz konular oluyor hep. Ne bir kanun sistematiği bıraktınız ne de bu Meclise bir saygı bıraktınız. Her konuyu içinden çıkılmaz bir hâle getiriyorsunuz. Torba yasa nedir, Allah aşkına? Güya halkın bazı taleplerini karşılıyoruz diye birtakım hükümler getirirken yandaşa, hukuksuzluklarınıza yol verecek bir sürü düzenlemeyi de içine hemen dolduruveriyorsunuz. Sosyal medya düzenlemesi de böyleydi, hatırlayın lütfen; hani "dezenformasyon yasası" denilen "sansür yasası" denilen -ben ona "hapsetme yasası" diyorum- doğru bir yasaydı ama 29'uncu maddesi doğru değildi. Neydi? Orada gri bir alan vardı, muğlak ifadeler vardı "Yanıltıcı bilgi verenler bir ile üç yıl arasında ceza alırlar." diyerek. Orada da elma şekerinin içerisine bir zehir zerk ettiniz; şimdi bazı gazeteciler bazı iddialarda bulunuyor ve bunları da ispat etmiş olmasına rağmen tutuklanabiliyorlar çok rahat bir şekilde. EYT böyleydi, 3600 düzenlemeleri de böyleydi, memura seyyanen verilen zam ile emeklilere verilmeyen haklar konusunda da böyleydi.
Şimdi, hasılı, bir sorunu çözüyormuş gibi yapıyorsunuz, başka devasa sorunları milletimizin kucağına bırakıyorsunuz; bir meselenin içinden çıkılmaz hâle gelmesine yol veriyorsunuz, sonra toplum buna ses yükseltiyor, baktınız müşteri birikmiş, hemen oraya tezgâhı açıveriyorsunuz, bir Superman edasıyla ortaya çıkıp sanki sorumlu kendiniz değilmiş gibi kahramanlığa soyunuyorsunuz; hem suçlusunuz hem de güçlüsünüz. Buraya getirdiğiniz düzenlemelerin siz istemezseniz bırakın bir maddesini, bir cümlesini, bir kelimesini, yahu, tek bir harfini bile değiştirmek mümkün değil. Şimdi bütçe gelecek buraya, burada demokrasi var, değil mi? Bu bütçeyi kim hazırlıyor? Bir memur hazırlıyor, atanmış bir memur hazırlıyor, getiriyor Meclise "Bunu onaylayın." diyor. Önce Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor; ya virgülü değişmiyor, noktası değişmiyor, paragrafı değişmiyor, cümlesi değişmiyor. Ardından buraya geliyor, burada da aynı şekilde oluyor. E, muhalefet nerede burada? Bir şeyleri hiç mi doğru söylemez bu muhalefet? Hiç mi bir konuyu doğru bir şekilde, milletin talebi şeklinde dile getirmez? Getirir ama siz kulaklarınızı tıkarsınız, buna da "demokrasi" dersiniz.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bu torba yasayla ilgili, Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında da şunu söyleyeceğim: Bu kanun teklifi 32 maddeden mürekkep ama adı üstünde torba olduğu için "hayır" diyoruz. Bu yasa teklifinin sadece 9 maddesi konutların turizm amaçlı kiralanmasına yöneliktir, bir başka ifadeyle, 22 maddenin söz konusu kanun ismiyle hiçbir alakası bulunmamaktadır. Turizmle ilgili olduğu hâlde tali komisyon olan Turizm Komisyonuna gönderilmemiştir ve oradan da buraya, Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilip bazı bakanlıkların komisyonları baypas edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Kapadokya Alan Başkanlığı hakkında düzenlemelerin... Anayasa Mahkemesinin kararının hilafına bu teklif içine sıkıştırıldığı için de buna "hayır" diyoruz. İktidar her zaman yaptığı gibi yine Sayıştay denetiminden vareste olmak adına tüm maharetlerini bu teklifte de sergilediği için "hayır" diyoruz. Yahu, niye burada bir Ajans kuruyorsunuz, bu Ajansla ilgili olarak özel denetime tabi tutuyorsunuz? Yangından niye mal kaçırıyorsunuz? Sel önünden niye kütük kapıyorsunuz? Neyi kaçırmak istiyorsunuz? Sayıştay Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumu değil mi? Cumhuriyet kurulmadan önce de Sayıştay yok muydu? Vardı, bunlar doğru işler yapıyorlardı. Şimdi ise bu Sayıştayın yapmış olduğu raporlara baktığımız zaman; burada çok büyük yolsuzluklar var, çok büyük hukuksuzlukları tespit etmişler, çok büyük keyfîlikleri tespit etmişler ama kalkıp bunlarla ilgili işlem yapacak bir yargı arıyorum ben, yargı. Yargı hani bağımsızdı, objektif ve tarafsızdı? Şimdi, kalkmışsınız bu Ajans üzerinden -aynen MUÇEV'de yaptığınız gibi- burada Sayıştayı baypas ediyorsunuz "Aman denetletmeyelim." diyorsunuz. Niye denetletmeyeceksiniz? Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı arazileri Kültür ve Turizm Bakanlığına devredip... Orada neler olacağını biz biliyoruz, bilmiyor muyuz sanki! Bunlar bilinen şeyler.
Değerli arkadaşlar, emekli maaşlarına gelince... Türkiye'de 15 milyon 750 bin emekli var. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı bunlara 5 bin lira harçlık verecek, dedi ki: "Bunlara 5 bin lira verelim." Herkese mi? Yok, çalışanlara vermeyeceklermiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Vatandaş burada niçin çalışır? 7.500 lira alan adam çalışmaz mı, 11 bin lira alan, 9 bin lira alan, 6 bin lira alan adam çalışmaz mı? Çalışır tabii ki. Şimdi, çalışana vermeyeceksiniz, 30 bin lira maaş alan adama 5 bin lira vereceksiniz; dul ve yetimlere de 1.250 lira ile 3.750 lira vereceksiniz. Şimdi, niye hepsine vermiyorsunuz? Memurlara gelince veriyorsunuz, peki bu emekliler, bu insanlar ne yesinler, ne içsinler? O nedenle, burada da bir çifte standart yaptığınız için bu kanuna "hayır" diyeceğiz.
Cümlelerimi toparlıyorum. Değerli arkadaşlar, memurlara kamu personeline 8.500 lira seyyanen zam yaptığınız gibi şimdi de bunlara bir borcunuz var: Bunlara beşer bin liradan 35 bin lira borcunuz var; yedi ay. Bunlara vereceksiniz, özür dileyeceksiniz, bu insanlar da bu 35 bin lirayı harcayacaklar, keyifle harcayacaklar; yetmese bile teşekkür edecekler sizlere.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bu duygular içerisinde bu yasanın elma şekerinin içine zerk edilmiş zehirlerine "hayır" diyoruz ve bu yasaya Saadet-Gelecek grubu olarak "hayır" oyu vereceğimizi kamuoyuna deklare ediyoruz.
Saygılar sunuyoruz. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)