GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:24.10.2023

AK PARTİ GRUBU ADINA KADEM METE (Muğla) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle, konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı ve tarifi asla mümkün olmayan derin acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Milletimizin hiçbir ayrım gözetmeden, çocuk, kadın ve sivil demeden binlerce insanın ölümüne sebep olan bu katliamı lanetlediğini buradan da ifade etmek istiyorum. En son gerçekleşen ve insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen hastane saldırısı başta olmak üzere ibadethanelerin, okulların vurulması asla hafızalardan silinmeyecektir. Türkiye, her zaman olduğu gibi yine mazlumun yanında yer almış, bu akıl almaz saldırılara karşı hemen gerek diplomatik gerekse de insani yardım amaçlı çalışmalara başlamıştır. Kendi yurtlarında, acımasızca, gözlerini kan bürümüş insanlar tarafından vahşice katledilen binlerce çocuğun kanı İsrail Devleti'nin, katil Netanyahu'nun ve destekçilerinin elindedir. Bu vahşeti kınıyor, telin ediyor, lanetliyorum. Hayatını kaybeden tüm Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyor, bu zulmün bir an önce son bulmasını umut ediyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında 1986 yılından beri turizm faaliyetinde bulunan ve üniversite eğitimini turizm işletmecilik ve otelcilik konusunda almış bir arkadaşınız olarak sizlerle duygularımı ve düşüncelerimi paylaşacağım ama ondan önce, az önce konuşma yapan Cumhuriyet Halk Partili Cevdet Bey'in ilk beş dakikalık konuşmasının altına aynen imzamı atabileceğimi de söylüyorum. Öyle güzel tespitler yaptı ki Sayın Vekilimizin bu kanun teklifine "evet" diyeceğini umut ediyorum. Çünkü ben de aynı kendisi gibi birazdan aynı kanun teklifi konusunda aynı maddelere değineceğim.

Şimdi, müsaadenizle saygıdeğer milletvekillerim, gerçekten sahada olan, bu işi yapan birisi olarak yani öyle başkalarından duyma değil veya eline tutuşturulan metni okuyarak değil gerçekten sahadaki bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konuda da lütfen önyargılı olmayınız.

Şimdi, öncelikle, pandemiden sonra, insanların daha butik ve ailesiyle beraber baş başa tatil yapabilmelerinden kaynaklı, büyük kalabalık oteller yerine küçük evleri, villaları, konutları kiralama eğilimi dünyada baş göstermiş ve Türkiye'de de bu tip ciddi bir talep oluşmuştur. Ve tabii, talebin olduğu yerde hemen arz da kendiliğinden gelişmiş ve birçok insan konutlarını daha önce on iki aylığına kiraya veriyor iken günübirlik kiraya vermeye başlamıştır. Peki, kimlere vermiştir bunu? Sadece Türkiye'de turizm yapanlara değil, dünyanın dört bir tarafından tatile gelen insanlara konutlarını, villalarını kiralama yoluna gitmişlerdir. Tabii, on iki ayda kazandığı parayı bir ay gibi bir sürede kazanmanın cazibesi hızlıca bu sektörün gelişmesine de sebebiyet vermiştir kuralsız, denetimsiz bir şekilde. Şimdi, bu, evini kiraya vermek isteyenler ne şekilde bu evlerini pazarlamaya kalktılar? Az önce yine Cevdet Bey'in söylediği gibi çoğu uluslararası firmalar olan, Airbnb gibi yurt dışı kaynaklı firmalarda ilanlar vermişlerdir ve dünyanın dört bir tarafından rezervasyonlar gerçekleşmiş, kişiler bu konutlara gelmişler, konutun sahibine nakit olarak ödemesini yapmışlar, konut sahibi de bu aldığı nakit üzerinden yüzde 20 gibi bir komisyonu bu "uluslararası şirket" dediğimiz Airbnb gibi firmalara ödeme yapmışlardır ve burada ne konut sahibi ne de bu firmalar aldıkları ücret üzerinden herhangi bir vergi ödememiştir.

Şimdi, düşünmeyiniz ki sadece vatandaşlarımız bu turizm faaliyetini gerçekleştiriyor. Özellikle -geçenlerde açıklandı- Ruslar, Türkiye'de konut alma bakımından ilk defa 1'inci oldular. Daha önceden İngilizler, Almanlar 1'inci sırayı paylaşıyordu, Ruslar da şimdi 1'inci sıraya vardılar. Bu, yurt dışından gelip de ülkemizden konut alanlar kendi konutlarını da kendi memleketlerinde kiraya veriyorlar yani eşine dostuna, akrabalarına kendi ülkelerinde reklam yaparak bir Rus'un burada satın aldığı bir eve Rusya'dan başka misafirler geliyor, burada konaklıyor, parayı o Rus'a veriyor, Rus da zaten kendisinin kazancı olarak büyük bir kısmını yine Rusya'ya getiriyor yani ülkenin dışından gelen para bir vesileyle yine ülkenin dışına gidiyor. Biz hiçbir vergi almaksızın bunları sadece seyrediyoruz. Şimdi, öncelikle bunun kayıt altına alınması ve vergilendirilmesi amacıyla yapılmış olan bir düzenlemeden bahsediyoruz.

Peki, bunun hemen arkasından ikinci bir gerekçe olarak neyi işaret etmişti? Yine benden önceki konuşmacıya atıfta bulunmak istiyorum çünkü gerçekten güzel tespitleri var yani çok konuşmacı oldu burada ama inanın, birçoğu kanunla alakalı hiçbir şey söylemedi, onun için değerli buluyorum.

İkincisi, güvenlik sorunu saygıdeğer milletvekilleri. Bir turistik tesise gittiğinizde, kimliğinizi verdiğinizde rezervasyon işleminiz gerçekleşirken aynı anda Emniyet sistemiyle entegre olduğu için kimlik bilgileriniz Emniyet mensuplarının da ekranına düşer ve eğer yasa dışı bir kişiyse, aranan bir kişi ise Emniyet mensupları eliyle koymuş gibi bu kişiyi gidip kaldığı tesisten alabilirler. Bu konutlarda herhangi bir kayıt bildirme olmadığı için özellikle kanundan kaçanların da tercih ettiği bir konaklama şekli olarak da karşımıza çıkıyor ve burada hiçbir güvenlik yok. Bu, kanunla düzenlendikten sonra, inanın, bu evlerini turistik tesis olarak kiraya verenler aslında iki tane büyük sıkıntıdan da kurtulmuş olacaklar haberleri yok. Bunlardan bir tanesi, eğer sizin kiraya verdiğiniz, yasa dışı bir şekilde, kayıtsız bir şekilde kiraya verdiğiniz konutunuzda kanun dışı bir faaliyet gerçekleşirse veya orada kalan bir kişi bir terör faaliyetinde bulunursa -Allah korusun- yardım ve yataklık suçundan kendinizi mahkemede bulabilirsiniz veya bir yabancı turist sizin evinizde konaklarken kaza geçirir, sakat kalır veya ölür ise o zaman da ödeyeceğiniz tazminat evinizi satsanız baş edemeyeceğiniz bir miktara ulaşır ve bu da ciddi bir sıkıntı olarak karşınıza çıkar.

Kayıt dışı ve güvenlik konusunu söyledikten sonra üçüncü bir faydası daha olacak bunun: Konut arzı. Bir konut arzı gerçekleşmiş olacak çünkü bu işi Turizm Bakanlığı kanunla denetim altına almaya kalktığı andan itibaren bu işi yapanların bir kısmı bunu yapamayacaklar. Neden yapamayacaklar? Çünkü elverişli olmadıklarından dolayı; birazdan izah edeceğim. Bu şekilde de ister istemez, normal, daha önceden yaptıkları gibi konutlarını on iki ay süreyle kiraya vermeye devam edecekler ve bir konut arzı oluşacak.

2018 yılında yaptığım bir araştırma sonucunda arkadaşlar, Bodrum ilçesinde nüfus 182 bin iken konut sayısının 185 bin olduğunu, yine Datça ilçemizde nüfusun 22 bin küsur iken konut sayısının 24 bin olduğunu gördüm. Ama inanın, Muğla'da en çok konut sorunu hangi ilçelerde var diye sorarsanız Bodrum 1 numaradır, Datça da 2 numaradır. Çünkü bu konutlar asla kiralık verilmiyor, birçoğu ikinci konut olarak, bir kısmı da bu şekilde yabancılara veyahut tatile gelenlere konut olarak veriliyor. Ve bu kanun düzenlendiği zaman birçok konutun artık gerçek manada kiralık konut olarak yani uzun vadeli kiralık konut olarak karşımıza çıkacağını görmek mümkün.

Bir milletvekilimizin bir örneği vardı, ona da değinmek istiyorum. "Siz, bu düzenlemeyle apartmanlardaki konutların önünü kesiyorsunuz. Çünkü orada evini kiraya vermek isteyen kişi bütün apartman sakinlerinden muvafakatname almak zorunda, bu da mümkün değil ama villası olan bir adam çok rahat bir şekilde evini kiraya verebilecek. Siz, fakirin yine önünü kesiyorsunuz, zengin villasını kiraya verebilecek." dedi, İYİ Partili bir arkadaşımdı. Ben buradan kendisini sadece empati yapmaya davet ediyorum. Arkadaşım, bir apartmanda oturuyorsun, 3'üncü katındasın ve 4'üncü katındaki ev sahibi veya 2'nci katındaki veya yanındaki ev sahibi evini kiraya vermiş. Kime vermiş? Dünyanın herhangi bir noktasından insanlara vermiş. 3 genç gelmiş, eğlence yapmak için, tatil yapmak için sizin konutunuzun hemen yanına veya üst katına yerleşmiş, o akşam eğlenceye gitmiş, akşam da yanında barda tanıştığı karşı cinsten 3 misafiriyle beraber geri gelmiş ve sabaha kadar da eğlenmişler; siz de çoluğunuzla çocuğunuzla o konutta yaşıyorsunuz. Yani "apartmanda yaşama sanatı" denilen bir şey vardır, evcil hayvan bile beslemek izne tabidir. Dolayısıyla apartmanlarda, konut alanlarında bu tip faaliyetlerin oluşması, inanın, çok ciddi sıkıntılar ortaya çıkarırdı; bir bakıma bu da engellenmiş oluyor bu yasa teklifiyle.

Cumhuriyet Halk Partili bir sözcü arkadaşım da ilginç bir tespitte bulundu "7.500 lira maaş alarak geçinmeye çalışan bir emekli yazlığını kiraya verecek, onu da engelliyorsunuz." dedi. Tabii, gerçekten dikkat çekici. 7.500 lira maaş alan ama yazlığı olan bir emeklinin varlığından da haberimiz oldu.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Olmamalı değil mi? Olmamalı değil mi? Onun yaşamaya hakkı yok değil mi? Babasından kalmış olamaz değil mi? İnsaf ya, insaf arkadaş, hayret ya, vallahi billahi! Bu ne kibirdir ya!

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Eskiden yazlık vardı, 7.500 lira yeni oldu ama.

KADEM METE (Devamla) - Lojmana gelelim. Arkadaşlar, buradan bütün turizmcilere bir müjde vermek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

KADEM METE (Devamla) - Bakanlığımız, bu düzenlemeyle turizmin en büyük sorunlarından bir tanesi olan çalışanların kaliteli bir yerde konaklama sorununu da çözmüş olacak kendisine tahsisli arazilerde lojman yapmak suretiyle ve bunları tarafsızlıkla Turizm Bakanlığı belgeli olan tesisleri lojman niteliğinde kiraya vererek veya satarak bu sorunu da çözecek. Bu, ciddi anlamda bir yaraya merhem olacak.

Son olarak, arıtma tesislerini bugüne kadar büyükşehir belediyelerinin yapması gerekiyor iken maalesef Turizm Bakanlığı bazı yerlerde arıtma tesisi yapmak zorunda kaldı. Neden? Çünkü o bölgelerdeki belediyeler kendi görevlerini yapmadığı için turizm beldeleri heba olmasın diye arıtma tesislerini AK PARTİ'li Turizm Bakanlığı yaptı. Hangi belediyelerde? Yine turizm bölgelerinde, çoğunlukla Cumhuriyet Halk Parti'li belediyelerde.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - İyi başlamıştın Kadem ama iyi getiremedin. Keşke sonunu da iyi getirseydin.

KADEM METE (Devamla) - Son yapılan örneği vereceğim size...

EVRİM KARAKOZ (Aydın) - Çarpıtma, çarpıtma!

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Keşke başladığın gibi bitirebilseydin ama olmuyor her zaman işte yani.

KADEM METE (Devamla) - Bodrum ilçesinde İçmeler beldesinde nisan ayında yapmış olduğumuz arıtma tesisini aradan altı ay geçtiği hâlde hâlen...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - İşiniz gücünüz siyaset, işiniz gücünüz siyaset. Eninde sonunda gelirsin, oraya vurursun işte yani. O kadar yani.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Keşke projeleri onaylasanız ya! Başkanlarımızın bulduğu kredili projeleri onaylanmıyor ya!

KADEM METE (Devamla) - ...Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediyesi hizmete sokamamıştır, bağlantılarını yapamamıştır, bundan dolayı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - İkinci bölüm üzerinde gruplar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştır.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bitti, bitti, konuşma bitti.

KADEM METE (Devamla) - Teşekkür ediyorum, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)