GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:25.10.2023

HEDEP GRUBU ADINA ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6 Şubat ve 20 Şubatta çok acı depremler yaşadık, binlerce insanımızı kaybettik fakat bu acılar birçok aile için daha da artarak devam ediyor çünkü cenazelerine kavuşamayan binlerce aile var; Hatay'da en az bin kişinin cenazesine ulaşılamamış durumda. Çok vahim bir durum var, insanlar en azından merhum yakınlarının mezarlarına gitmek ve dua okumak istiyor ama mezar yok, cenaze yok; yetkililere gidiyorlar, soruyorlar, cevap yok. Nereye gitti bu cenazeler, buharlaştı mı? Hayır, enkazların arasında o ilin enkazlarının döküldüğü yerlere gitti büyük ihtimal. Peki, ne olacak, bu konu böyle mi kalacak? İşte, biz, HEDEP olarak bu konuda bir komisyon kurulması gerektiğini söylüyoruz. 6 Şubat depreminde kayıp yurttaşların bulunması komisyonu kurulması gerekiyor. Binlerce aile son derece mağdur ve bu komisyonun bir an evvel kurulması gerekiyor Meclisimizde. Kaybolan şahısların bulunması, ailelerine iadelerinin sağlanması, kimliklendirilmeleri ve yaşamını yitirenler için yeniden DNA eşleştirmeleri yapılmasının sağlanması amacıyla Anayasa'nın 98'inci ve İç Tüzük'ün 104 ile 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını istiyoruz.

Şimdi, vatandaşlarımız bize geliyor ve bu isteklerini beyan ediyorlar. Bakın, bununla ilgili bu çözümsüzlükten dolayı dernek de kurulmuş durumda, Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği, DEMAK; bu dernek geldi partimize ve komisyon taleplerini ilettiler. İşte, bakın, dernek üyesi bir aile neler anlatıyor? Evet, Suna Öztürk, eşiyle beraber çocukları Tuğba Koşar'ı ve 2 torunlarını arıyorlar, her yerde arıyorlar; aradan aylar geçmiş cenazelerine ulaşamamışlar ve büyük acılar içindeler. Az evvel kendisiyle, Suna Hanım'la konuştum; aradım, buldum, kendisiyle konuştum. Hatay'daki Rönesans Sitesi yıkıntıları arasında çocuğu ve 2 torununun cenazesi kaybolmuş, büyük bir acı yaşıyor, çocuklarını istiyor ve şunu söylüyor: "AFAD gereken çalışmayı bitirmeden, televizyonlarda 'Rönesans Sitesi habere çıkıyor, bu bizi rahatsız ediyor.' diyen iktidar yetkilileri 'Bu enkazı kaldırın artık, aleyhimize dönüyor süreç.' dedikleri için gereken cenaze araştırması AFAD tarafından yapılmadan kepçeler girdi ve bizim sitede en az 51 cenaze kepçelerle şehrin enkaz atık alanına götürüldü. Oraya gidip biz aramak istiyoruz, ona da izin verilmiyor. Göz göre göre cenazelerimiz ortadan kayboldu." Bakın, anne Suna Öztürk ne anlatıyor: "A2 Blok'taki 55 can yandı mı, yoksa canlılar mı? Yandılar da enkazdan mı çıkmadılar? 55 kişi birden kayıp, bunlar içinde benim kızım Tuğba Koşar, onun evlatları 3 yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, 1 yaşındaki Mehmet Akif Koşar'ın ne ölülerini ne de dirilerini bulamadık, ulaşamadık. Antakya'da enkazın bekletildiğini söylüyorlar, ben o enkazın taranmasını istiyorum. DNA sonuçlarını, savcılığın bir an önce işlemleri hızlandırmasını istiyorum. Bu bilinmezlik bizi mahvediyor. Günün yirmi dört saatini gözyaşıyla geçiriyorum çünkü çocuklarım aklıma geldiği zaman içim yanıyor, mahvoldum, bittim zaten." diyor bu anne.

Değerli arkadaşlar, bu annenin sesini duymuyor musunuz? Bu anne gibi daha binlerce anne var; büyük bir skandal var ortada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, çok sayıda yurttaşın enkaz kaldırma çalışmaları esnasında kaybolmuş olma ihtimalleri ortaya vahim bir tablo çıkarmakta. Yine, yoğun bakım süreçlerinde bilinci kapalı olarak tedavi edilenlerin tedavi süreçlerinin akıbetleri bilinmemekte, taburcu olanların hafıza kaybına uğramış olma ihtimalleri değerlendirilmemektedir. "Belki de yaşıyor, hafızasını kaybetmiş." diyerek insanlar hâlâ bir beklenti içinde değerli arkadaşlar. Düşünün "Öldü mü ölmedi mi?" diyemiyorlar, aradan aylar geçmiş. Bu nasıl bir iktidar ki bu binlerce insanın feryadını duymuyor; insanlar acı içinde kıvranıyor, her yere başvuruyorlar ama tek kelime bir cevap alamıyorlar. Bu olacak bir şey değil ve biz bu yüzden ciddi bir şekilde Mecliste bu konuda bir komisyon kurulması gerektiğini söylüyoruz ve bu insanların acılarının hafifletilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine bir çağrıda bulunuyoruz.

Teşekkür ediyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)