GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:25.10.2023

HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; yüce heyeti ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

"Hilal haça yenilmesin, 'Türklük bitti.' denilmesin." sözleriyle hatırladığımız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fikrî müktesebatının esin kaynağı olan ve "fikir babam" dediği büyük mütefekkir ve düşünür Ziya Gökalp'ı vefatının 99'uncu yılında rahmet ve minnetle anıyorum.

100'üncü yılını kutlamaktan onur duyduğumuz cumhuriyetimizi Türk milliyetçileri kurmuştur. Milliyetçilik maalesef 1944'te suç sayılmış, zindanlara atılmıştır, 12 Eylülün zalim mahkemeleri tarafından idam sehpalarına çıkarılmıştır ve bugün cumhuriyetimizin 100'üncü yılında yerli ve millî olduğunu iddia eden iktidarınızda yine milliyetçilik suç olarak görülmekte ve zımnen Sayın Cumhurbaşkanının "Ayaklarımın altına aldım." söylemi gerçekleşmektedir. Buradan açıkça ilan ediyorum ki milliyetçiliği suç sayan hiçbir kurumu, otoriteyi, kolluk kuvvetini ya da yargı mensubunu tanımıyor ve şiddetle protesto ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Bu vesileyle, ömrünü Batı Trakya Türklüğüne adamış eğitimci Cafer Alioğlu büyüğümüzün "Hayatım ve Anılarım" kitabından bir bölümü aynıyla yüce Meclisle paylaşmak istiyorum, özellikle de iktidar mensuplarının dikkatine sunuyorum: "İskeçe Valiliğinden bir mektup geldi, mektubu açınca Valiliğe davet edildiğimi gördüm. Bana gelen mektuptan Kireççiler Okul Müdürü Hüseyin İbrahim Efendi ile Şahin Okul Müdürü Mehmet Amuçka'ya da gönderilmiş. 3 okul müdürü birlikte Valiliğe gittik, İskeçe Valisi Bileris'in huzuruna çıktık, kendimizi tanıttık. Vali Bey bizim yüzümüze bakarak 'Siz okullarınızda sabahları çocukları derse almadan önce yemin merasimi yaptırıyormuşsunuz; bu doğru mu?' dedi 'Evet Vali Bey, doğru ama bu yemin merasimi yeni bir şey değil, yıllardır bu okullarımızda uygulanıyor, gelenek hâlini almış bir uygulamadır.' dedik. Vali Bey 'Bu yemin merasimini bugünden itibaren yasaklıyorum, bundan sonra sabahları yemin merasimi yapılmayacak.' dedi. Biz Vali Bey'e 'Bunu yazılı bir tahriratla bildirin.' dedik. Vali Bey sinirlendi, ayağa kalkarak masanın üzerine bir yumruk attı, öfkeli bir biçimde 'Benim sözlerim tahrirattır, anlaşıldı mı?' diye sordu. 'Anlaşıldı Vali Bey, Allah'a ısmarladık.' diyerek Valilikten ayrıldık. O tarihlerde Trakya gazetesi sahibi merhum Nuri Fettahoğlu İskeçe Milletvekiliydi, 3 arkadaş doğruca Nuri Efendi'nin yazıhanesine gittik, konuyu Milletvekilimize anlattık. Nuri Efendi önce bize kahve ikram etti, sonra 'Arkadaşlar, Vali İskeçe'de en büyük mülki amirdir, ona karşı gelemeyiz, yemin merasimini yasaklamışsa onu uygulamak mecburiyetindesiniz.' dedi. Böylece, Andımız 1960 yılından beri söylenmez oldu, tarihe karıştı. Andımız'ın metni şöyleydi:

'Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak;

Ülküm yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım yurt varlığına armağan olsun.'

'Türk' yerine 'yurt' diyorduk çünkü Yunanistan'da yaşıyorduk."

Evet, muhterem milletvekilleri, şu gök kubbenin altında Andımız 2 kişi tarafından yasaklanmıştır; birisi İskeçe Valisi Bileris'tir, diğeri ise Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. İskeçe Valisi Bileris'i anlıyorum ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı anlamakta zorluk çekiyorum.

Heyete saygı olsun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)