GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:25.10.2023

TURAN YALDIR (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasayla ilgili İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Torba yasayla ilgili partimizin görüşlerini sayın milletvekillerimiz önceki konuşmalarda aktardılar. Ben ise konutların turizm amaçlı kiralanmasından çok, konutların ve ekonominin deprem güvenliğinden bahsedeceğim. Coğrafyamızın bir gerçekliği de depremlerdir. Ülkemizin birçok bölgesinde tarih boyunca büyük depremler yaşanmıştır. Acısı yüreklerimizde taze olan 6 Şubatta yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizde yıkıcı etkiye sahip olan depremler ve öncesinde Erzincan, Ceyhan, Gölcük, Düzce, İzmir, Elâzığ, Van depremleri gibi depremler bu gerçekliği yakın zamanda bizlere tekrar hatırlatmıştır. Bu vesileyle depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Depremleri yaşayacağımız maalesef ki bir gerçek ancak depremlerin felaketlere dönüşmemesini sağlamak ise öncelikli olarak devletimizin görevidir. Felakete dönüşen depremler sadece canlarımızı yitirmemize neden olmuyor; aynı zamanda fabrikalarımızın, atölyelerimizin, iş yerlerimizin, okullarımızın, sosyal tesislerimizin yıkılmasına, üretimin, hizmet sektörünün, eğitimin ve istihdamın durması gibi sorunlara sebep oluyor. Bunun için yeni yapıları depreme dayanıklı olarak inşa etmek ve mevcut yapıları depreme karşı güçlendirmek bir çözüm olabilir ancak kısa vadede bu çözümlerin hayata geçirilip binaların depreme dayanıklı hâle getirilmesi pek de mümkün gözükmüyor. Özellikle Marmara Bölgesi'nde bunu hayata geçirmek çok da kolay değildir ve geçen her saniye risk artmaktadır. Marmara Bölgesi'nde 75'i faal olmak üzere toplam 98 organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. Başta İstanbul olmak üzere, Kocaeli ve Bursa gibi illerin organize sanayi bölgelerinde toplam 33.724 fabrika vardır. Marmara Bölgesi'nin sanayi yükünü hafifletmeye yönelik bir devlet politikası geliştirilmelidir. Ekonomik güvenliğimiz için bölgede yaşanan sıkışmayı planlı bir şekilde deprem riski düşük Anadolu'daki daha güvenli yeni akslara kaydırmak zorundayız. Bu yeni sanayi akslarındaki yatırım alanlarını, demir yolu ve diğer ulaşım imkânlarını, bu bölgelerdeki OSB'lerin iltisak haklarını, eğitim altyapılarını, insan kaynağı ihtiyacını, sosyal yaşam alanlarını ve diğer tüm yatırım imkânlarını topyekûn içine alan bir makroplana ihtiyacımız var. Tüm bunlar kolay değil ama imkânsız hiç değil ancak elzem olduğu kesindir. Devlet ve özel sektör el ele vererek bunu başarabilir. Uzmanların her gün yüksek sesle ifade ettiği beklenen büyük Marmara depreminin yıkıcı etkilerini en aza indirebilmek adına Marmara sanayisinin Aksaray gibi Türkiye'de deprem riski az olan Anadolu illerine taşınması zorunluluktur. Milyonlarca beyaz ve mavi yakalı, aileleriyle birlikte işleri nedeniyle İstanbul ve çevresinde büyük deprem riski altında endişe içerisinde yaşamaktadırlar. Demir yolu yatırımıyla birlikte uluslararası bir sanayi şehri olacak olan Aksaray'ımız, beklenen büyük Marmara depremi için de gerekli hazırlıkları tamamlamalıdır. Bunun için yeni organize sanayi alanları belirlenip hem bürokratik prosedürler ve teşvikler hem de altyapı çalışmaları süratle tamamlanıp Aksaray ilimizin Marmara'da olası sanayi göçü için hazır olduğu kamuoyuna ilan edilmelidir. Sanayi üretimi deprem riski yüksek olan Marmara Bölgesi'nden Aksaray gibi düşük deprem riski barındıran Anadolu şehirlerine kaydırılarak üretim ve tedarik zinciri güvenliği sağlanmış olur.

Konuşmamın başında da belirttiğim gibi, beklenen büyük Marmara depremi sonucu yitip giden sadece canlar olmaz, yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımı olan dev gibi sanayi tesislerimiz ağır zararlar görebilir. Bu da telafisi çok zor olan ekonomik kayıplara sebebiyet verebilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

TURAN YALDIR (Devamla) - Yarın "keşke" dememek için bugünden bu hususta adımlar atılmalı, kapsamlı bir program dâhilinde bir devlet politikası olarak, bana kalırsa bir millî güvenlik meselesi gibi görülerek sanayi üretiminin Anadolu'ya göçü başlatılmalı. Üretimin yüzde 90'ını, ekonominin yüzde 70'ini, nüfusun yüzde 25'ini dar ve riskli bir alanda tutmak birçok açıdan riskler barındıran bir husustur.

Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.