| Konu: | HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 26.10.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazze'de bugün yaşanan sivil katliamı maalesef tarih boyunca devletsiz kalmış milletlerin kaderi olmuştur; İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudiler, Bosnalı Müslümanlar, Doğu Türkistan'da Doğu Türkistanlı Türkler ve maalesef bugün de Filistinli Müslümanlar. Aslına bakarsanız Filistin'i bugün de 100'den fazla devlet "devlet" olarak tanımakta ise de Filistin halkını bugün devletsiz olarak görmemizin sebebi, bu iddialarını sürdürecek bir silahlı kuvvetlerinin olmamasıdır. Bulunduğumuz coğrafyanın tarih boyunca bize öğrettiği tartışılmaz bir gerçek var ise bu, imparatorluklar çukuru olan bu bölgede güçlü bir orduya sahip olunmadan yaşanamayacağı gerçeğidir.
2 bin yaşını doldurmuş Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk milletinin ve Türk devletinin geleceğinin sigortasıdır; onun yıpranması, zayıflaması, yeni bölgesel ve küresel tehditlere karşı adapte olamaması hem Türk milleti için hem de müttefiki olduğumuz ülkeler ve halkları için varoluşsal bir tehdittir. Bu gerçek gerek iktidar gerek muhalefet gerekse gelmiş geçmiş tüm yönetimler tarafından her zaman bilinmiş ve Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaçları her zaman öncelik arz etmiştir.
Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra başlayan ve 1990'larda ivmelenen Silahlı Kuvvetlerini millîleştirme ve modernize etme çalışmalarının bir parçası olarak hükûmetler birçok ülkeyle bu kapsamda çeşitli anlaşmalar imzalamıştır. Bugün geldiğimiz noktada yerlilik oranı yaklaşık yüzde 75'lerin üzerinde silah envanteriyle Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın ilk 10 ordusu arasındadır ve böyle de kalmak zorundadır. Ordumuz, insansız hava harekâtları gibi belli alanlarda dünyanın en iyi ordusudur. Başarısı, kâğıttan kaplan gibi görünen ordularla kıyaslanmayacak derecede Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan ordusu yoluyla Karabağ'da kazandığı zaferlerle kanıtlanmıştır. Bugün Batı ülkelerinin harp akademilerinde de subaylarımızın bu alanda geliştirdiği doktrinleri çalışılmaktadır. Böyle kalması için biz siyasetçilere düşen görev de ona aklıselimle, siyasetüstü günlük politikalardan ve polemiklerden arınmış bir şekilde rasyonel politikalarla yaklaşmaktadır. Başta Başbuğ Türkeş olmak üzere Türk milliyetçileri 12 Eylül zindanlarında bile bu yaklaşımlarını bozmadılar, biz de böyle devam edeceğiz. Büyük güce sahip olmak beraberinde büyük sorumlulukları da getirir. Türk Silahlı Kuvvetleri hesapsız maceraların bir aparatı değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle, onun vazifesi, Türk vatanını ve Türk toplumunun şan ve şerefini iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibarettir.
Sözlerime son vermeden önce, cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde, devletimizin bu yılı ölümsüzleştirecek hiçbir etki ve ses getirecek organizasyon yapmaması, hatta hatırasına anıtlar dikmemesi de dikkat çekicidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Devamla) - Bugünlerde çok iyi idrak etmekteyiz ki cumhuriyetimize sahip çıkmak hepimizin hem en önemli görevi hem de varlığımızın garantisidir.
Ne mutlu Türk'üm diyene! (İYİ Parti sıralarından alkışlar)