GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhuriyetin 100'üncü yılı kutlamalarına, cumhuriyetin ve Atatürk'ün ortak değerleri olduğuna, farklılıkları zenginlik olarak gördüklerine, yeni ve sivil bir anayasaya, Birleşmiş Milletler kararlarına, İsrail'in Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesini bombalamasına ve İsrail'in bu vahşetin altında kalacağına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:31.10.2023

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önceki gün cumhuriyetimizin 100'üncü yılını büyük bir coşkuyla, şanla şerefle kutladık; hem Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde hem Birinci Meclisimizde, İstanbul'umuzda, başkentimizde, Türkiye'nin her yerinde, 85 milyon büyük bir coşkuyla, onurla cumhuriyetimizi kutladık ve bugün Türkiye Yüzyılı'nın ilk haftasındayız. Türkiye, bu coğrafyada, bu vatanda daha nice yüzyıllarda daha güçlü bir hâle gelecektir.

Yüz yıl önce Gazi Meclisimizde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır." sözleriyle, bu vatanı bize emanet eden tüm şehitlerimize, gazilerimize rahmet diliyor ve minnetlerimizi, şükranlarımızı sunuyoruz. O gün bugündür cumhuriyet, halkın egemenliği, demokrasi, millet, cumhur daima bizim ortak değerimizdir ve her zaman da öyle olacaktır. Bu vatanımızda, gök vatanda, mavi vatanda, bu coğrafyada "Manda ve himaye asla kabul edilemez." anlayışıyla, bu ülkeye hiçbir emperyalistin ayak basmaması için canla başla mücadele ettik ve şu da bilinsin ki: Bu coğrafyada hiçbir zaman bu millet ne işgal yapmıştır ne de işgale maruz kalmıştır, kıyamete kadar da bağımsız bir şekilde, emperyalistlerle mücadele edecek azim bizdedir, kararlılık bizdedir, irade bizdedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ve cumhuriyete gelinceye kadar bin yıldır bu topraklarda, Selçuklu'dan Osmanlı'ya varıncaya kadar ortak mazimiz vardır, ortak geleceğimiz vardır. Cumhuriyet kimsenin babasının malı değildir. Atatürk ortak değerimizdir, 85 milyonun ortak değeridir ve bu birliktelik bizi geleceğe daha güçlü bir şekilde taşıyacaktır. Biz, ortak değerlerimize daha da sahip çıkarak geleceğe emin adımlarla yürüyeceğiz.

Bakın, Çanakkale'de Diyarbakırlı Kürt ile Trabzonlu bir Türk yan yana, omuz omuza yatmaktadır. Bugün, ülkemizi, cumhuriyetimizi, Millî Mücadele'de omuz omuza, kahramanca hep beraber kurtardık, cumhuriyeti beraber kurduk; cumhuriyeti biz böyle kurduk. Yine, nasıl orada yan yana, omuz omuza mücadele edip şehit olduysak bugün de Türk'üyle, Kürt'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle, Edirne'den Kars'a kadar 85 milyon bir ve beraber olarak cumhuriyeti, ülkemizi, ay yıldızlı bayrağımızı kıyamete kadar bağımsız bir şekilde koruyacağız. Bizim en büyük gücümüz birliğimizdir, beraberliğimizdir ve farklılıklar da zenginliğimizdir. Millî Mücadele'de, Galatasaray Mektebi'nden de Fenerbahçe'den de Galata'dan da Tophane'den de Fatih'ten de Üsküdar'dan da bu vatan için giden şehitlerimiz ve Ata'mız bu vatanı nasıl koruduysa farklılıklarımız ne olursa olsun bir zenginlik olarak görüp bunu 2053'e, 2071'e, geleceğe, yine büyük bir coşkuyla, hep beraber taşıyacağız.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi, Türkiye Yüzyılı Türkiye'nin daha güçlü ekonomisiyle, siyasetiyle güçlü bir yüzyıl olacaktır; bunu da hep beraber, hep birlikte inşa edeceğiz. Burada yine önemli olan bir diğer nokta, Türkiye Yüzyılı'nın yeni anayasayla, sivil bir anayasayla geleceğe emin adımlarla ilerlemesidir. Ben inanıyorum ki burada, Gazi Meclisimizde cumhuriyet ve ortak değerlerimizden, demokrasiden yana herkesin fikri aynıdır ama düşüncelerimiz farklıdır, eleştirilerimiz vardır; bunlar zaten olacaktır, olmazsa demokrasi olmaz, bu farklılıklar ve eleştirilerle beraber yeni ve sivil anayasayı yapacağız.

Ben bu Türkiye Yüzyılı'nın ilk haftasında tüm milletvekillerine ve siyasi partilere sesleniyorum: Gelin, 12 Eylül darbesinin kalıntısı bu darbe anayasasından kurtulalım. Darbecilerin yaptığı anayasadan daha iyisini demokratik bir şekilde, sivil bir şekilde bizler yapabiliriz, bu Meclis yapabilir. Gazi Meclis yüz yıl önce cumhuriyeti nasıl kabul ettiyse, gelin, yüz yıl sonra biz de yeni, sivil, demokratik, çoğulcu, katılımcı bir anayasayı hep beraber yapalım diyorum; Türkiye Yüzyılı'nı beraber inşa edelim.

Değerli Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Gazze yine bombalanmaya devam ediyor, Filistin gözlerimiz önünde bombalanmaya devam ediyor ve Birleşmiş Milletler kararları ortadayken, bugün, Birleşmiş Milletlerin hiçbir kararının da yaptırımı, anlamı yoktur. Ben de Bakanken katılarak bizzat şahit olduğum Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gül, lütfen tamamlayalım.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - ...Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün dünya liderlerinin gözüne bakarak söylediği "Dünya 5'ten büyüktür." çağrısı ve "Gelin, yeniden Birleşmiş Milletler mekanizmasını adil bir hâle getirelim." çağrısı dünyanın ihtiyaç duyduğu bir çağrıdır. Dünyanın adil bir hâle gelmesine, yeni bir dünyaya ihtiyacı vardır. İnsan hakları beyannameleri var ama insanı tasnif eden bir anlayış var. Ölen Gazzeliyse, Filistinliyse insan haklarını dikkate almayan insan hakları anlayışını reddediyoruz, kınıyoruz ve artık kınamadan da öte bütün dünyanın, vicdan sahibi insanlığın bu zulme son verilmesi için daha güçlü bir şekilde -hep beraber destek vererek- gayret göstermesi gerekmektedir.

Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanlığımız her platformda Türkiye'nin garantörlüğüyle başta insani yardımı oraya götürerek her türlü diplomatik girişimi yapmaktalar. Bu gayretlerin ve çabaların meyve vereceğine hep beraber inanıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gül, lütfen tamamlayalım.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Son olarak, Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi Gazze'deki tek kanser hastanesiydi, İsrail'in vahşi saldırılarından birini dün burada gördük. O hastane bombalandı ve İsrail'in bu soykırımı bütün dünyanın gözü önünde maalesef devam etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tüm dünyaya bu çağrıyı elbette yapmıştır, yine yapmaya devam edecektir. Türkiye yine insanlığın ve mazlumların sesi olmaya devam edecektir ama şunu bir kez daha ifade ederek sözlerime son vermek istiyorum: Ne yaparlarsa yapsınlar, İsrail bu vahşetin altında kalacaktır; başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, özgür bir Filistin kurulacaktır; Kudüs bağımsız ve özgür olacaktır diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)