GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:01.11.2023

SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün afet riski altındaki alanların dönüştürülmesine yönelik bir kanun teklifini görüşüyoruz. Üzerine söz aldığım 5'inci madde Kentsel Dönüşüm Başkanlığının "Özel Bütçeli Diğer İdareler" listesine eklenmesini öngörmekte.

Öncelikle "Kentsel Dönüşüm Başkanlığı nedir?" sorusunu cevaplamak gerekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bağlı kuruluşu olarak çok değil, on beş gün önce 16 Ekimde Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş bir Başkanlıktan söz ediyoruz. Başkanlığın kuruluşunu Sayın Bakan sosyal medya hesabından "Kentsel dönüşüme yeni bir soluk! Kentsel Dönüşüm Başkanlığımızla kentsel dönüşüm çalışmalarımızı çok daha hızlı ve etkin bir şekilde yürüteceğiz." paylaşımıyla duyurdu. Resmî bir açıklamadan ziyade pahalı bir konut projesi reklamı hissiyatı veren bu açıklamayı yirmi bir yıllık AK PARTİ rantiye düzeni tecrübemizle biraz daha açmaya çalışacağım. Kentsel dönüşüm konusunun ne kadar hassas ve insanların hayatına doğrudan dokunan bir konu olduğu açıktır. Kentsel dönüşüm planlamaları 2011 yılından önce belediyelerin yetki alanındayken o yıldan itibaren Bakanlığın yetki alanına sokulmuştur. Önce yandaş müteahhitler rantı yüksek bölgelerde "dönüşüm" adı altında vurgunlar yapmış, sonrasında kamu eliyle gerçekleştirilen dönüşüm projeleri yoluyla kamu ve hazine arazilerine AVM'ler ve gökdelenler dikilmiştir. Kentsel dönüşüme kaynak oluşturmak ve binaları güvence altına almak amacıyla 1999 depreminden sonra uygulamaya konulan deprem vergisi kapsamında toplanan yaklaşık 40 milyar doların nereye harcandığına ilişkin hükûmet yetkililerinden hâlen net bir açıklama yapılmadı. En bilgilendirici açıklamayı 2011 yılında şu anda Hazine ve Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek yapmıştı. Şimşek, toplanan paranın duble yollara harcandığını gönül rahatlığıyla ifade etmişti. Ranttan başka amaca hizmet etmeyen, torba yasa teklifi getirmekten ve el kaldırıp indirmekten halkı düşünecek hâliniz kalmadı.

Kentsel dönüşüm sürecinden yerel yönetimleri de bu sebeple dışlıyorsunuz. Merkezî hükûmete bağlı kurulan mekanizmalarla yönetmeye çalıştığınız konut sorunu çözülmediği gibi daha da büyüyor. Çözüm, gelir gruplarına uygun koşullarda konut üreterek yüksek gelir gruplarına satılan konutlardan elde edilen gelirlerle düşük gelir gruplarına, yurttaşlarımıza konut temin edilmesini sağlamaktan ibarettir. 1989-1990 yıllarında Ankara'da yaşanan konut sorunu az önce anlattığım yöntemle çözülmüştür; Çayyolu, Beytepe, Eryaman, Karapürçek ve Batıkent'te uygulanan projelerde zengin kesimlere üretim maliyetlerinin 9 katına satış yapılarak yoksul kesimlere üretim maliyetinin beşte 1'ine konut sağlama imkânı verilmiştir. Güncel uygulamaya bakıldığında ise TOKİ'den bir ev sahibi olmanın maliyeti en az 1,2 milyon liradır. Asgari ücretin 11.500 lira, en düşük emekli aylığının 7.500 lira olduğu ülkemizde dar gelirlilerin konut sahibi olması sizce mümkün müdür? Dar gelirliler ev sahibi olmanın hayalini bile kuramayacak durumdadırlar.

6 Şubat depremleri bütün Türkiye'de büyük kırılmalara yol açarken depremin yarattığı yıkımı saray iktidarı yeni bir rant fırsatına çevirmeye çalıştı. Depremler 11 ilde etkili oldu ve devasa bir alanı yerle bir etti. Görüştüğümüz yasa teklifinin geçmesi hâlinde bu devasa deprem bölgesinde olağanüstü yetkilerle donatılan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, "dönüşüm" adı altında yeni bir rant hamlesi başlatacak. Saray kararıyla kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığının bugün Meclis gündemine gelmesinin sebebi ise mevcut mevzuatla kısmen korunabilen dezavantajlı grupların barınma haklarının gasbına hukuki zemin hazırlanmasıdır. Bizler burada halkımızın, özellikle de ezilen toplum kesimlerinin haklarını ve hukukunu korumakla yükümlüyüz. Şu anda görüştüğümüz teklif kabul edildiğinde, kentsel dönüşüm uygulamalarındaki anlaşmazlıklarda azınlıkta kalan, küçük pay sahibi olan yurttaşlarımızı ileride giderilmesi mümkün olmayan mağduriyetlerin içerisine iteceğiz. Siyasetin ne olup olmadığına dair hepimizin bir fikri vardır ama bunun adı siyaset değil, bunun adı kamu yararı değil, bunun adı vicdansızlıktır.

Kentsel dönüşümün temel ilkeleri ve yöntemi bellidir. Barınma hakkı, Anayasa'yla güvence altına alınmış temel insani hakların başında gelir. Yoksul ve dezavantajlı grupların barınma ihtiyacını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Torun, teşekkür ediyorum efendim.

SEYİT TORUN (Devamla) - Bir dakika ekleyebilir misiniz?

BAŞKAN - Bütün herkese eşit şekilde, otomatik, "Kesilince bitireceğiz." diye başta ilan ettim.

SEYİT TORUN (Devamla) - Bir cümleyle tamamlayabilir miyim?

BAŞKAN - Yani şeyi çiğnetmezseniz memnun olurum.

SEYİT TORUN (Devamla) - Peki. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)