Konu: | Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 16 |
Tarih: | 01.11.2023 |
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; hepinize iyi bir akşam diliyorum "..." (*)
Şimdi, üç gün önce buralarda cumhuriyetin 100'üncü yılıyla ilgili bütün gruplar düşüncelerini söylerken ben de çıktım, farklı bir pencereden cumhuriyetle ilgili düşüncelerimi söyledim. Burada bir hakaret yok, abartı hiçbir şey de yoktu, kürsüyü işgal eden Meclis Başkan Vekili orada küfürler savuruyor ama biz hiçbirimiz duymadık, dışarı çıktıktan sonra dışarıdaki arkadaşlar böylesi bir sözün sarf edildiğini söylediler; ben Grup Başkan Vekilimizi aradım, Saruhan Bey'i, geldiler tutanaklara baktılar, tutanaklarda böyle bir şey yok. Sonra Meclis Başkan Vekiline geldi, "Ya, ben böyle bir cümleyi nasıl sarf ederim?" dedi -o yürek yok ki arkasında dursun- sonrası medyaya yansıdı, troller ve magandalar bunu cesaretlendirince bu sefer "retweet" etmeye başladı; şimdi böyle.
O söz sadece bana, grubumuza söylenmiş bir söz değil, o söz burada hepinize, hepimize söylenmiş bir sözdür ama ne yazık ki salı günleri, salı sendromu bu Parlamentoda yıllardır var; bu hafta biz vardık gündemde, biz linç edildik, haftaya hangi şahsiyet, hangi ülke azarlanacak, tehdit edilecek onu bilmiyoruz.
Yalnız beni çok üzen... AKP Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta buraya çıktı, dedi ki: "Bu Meclisin doğruları var." Üzüldüm, bir kadın arkadaşımız, evli, iki çocuğu var ve bu küfrü...
Ben, burada Sayın Tayyip Erdoğan'ın söylediği cümleleri kullanmıştım ama bize tepkiler olunca siz onları alkışlamaya çalıştınız, kendi Genel Başkanınızı bile boşa çıkardınız.
Şimdi, sevgili arkadaşlar, bu topraklarda bir realite var: Biz Kürt'üz, Kürt halkının evlatlarıyız, bizi tehdit mehdit ederek bu işler olmaz. Otuz iki yıldır buradayız. Otuz iki yıl önce şu kapıdan içeri girdik, o gün bugündür demokrasi mücadelesini büyütüyoruz. Bu mücadelede birçok arkadaşımızı kaybettik. Bu mücadelede birçok arkadaşımız sürgüne gitti, kimi öldü, kimi hâlâ cezaevinde. Bizi tehdit ederek bu iş olmaz. Ölümden öteye bir yol da yok, mezarlıklara gidin, sevdiklerimizle dolu. Bizi iyi tanıyın, biz ölümden korkmayız. Konuşmalarda Grup Başkanı çıkıp o küfürbazı desteklediğini söylüyor ve sonrasında grup da bunu alkışlıyor. Allah aşkına, insan bir küfürbazı alkışlar mı? "Aklınızı başınızdan alırım." diyor. "Sizi ne yaparım?" diyor. Vallahi bizi tehdit etme, aklımız başımızda, biz ne istediğimizi çok iyi biliyoruz ki böylesi tehditlerle bu iş olmaz.
Efendim, benim için "tescilli bir bölücü" diyor; evet, ben tescilli bir insan hakları savunucusuyum. Ben tescilli, Kürt halkının ve bu coğrafyada yaşayan ötekilerin sesiyim. Otuz iki yıldır bu mücadeleyi sürdürüyoruz ve biz yoktan var olduk. Bak, biz buradaydık, Me-Ha-Pe Grubu da şuradaydı. Onlara dedik ki: "Yakın bir tarihte biz sizinle yer değiştireceğiz çünkü biz haklı bir mücadeleyi sürdürüyoruz." Ve biz yer değiştirdik. Bizi öyle tehdit mehditlerle hiç korkutmaya gerek yok. Biz var olabilmek için yok olmayı göze almış bir halkın evlatlarıyız. Öyle kolay buralara gelmedik ve yeni bir cumhuriyete gidiyoruz, yeni bir yüzyıla gidiyoruz. Valla bizim realitemizi kabul edeceksiniz ve bir demokratik cumhuriyeti birlikte inşa edeceğiz. Bu toprakların en çok ihtiyacı demokratik bir cumhuriyetin hayat bulmasıdır. Birbirimizin hukukuna saygı göstereceğiz. Biz Me-Ha-Pe'nin halkın iradesi olduğunu nasıl kabul ediyorsak Me-Ha-Pe Grubu da bu şekilde bizi halkın iradesi olarak kabul etmelidir. Bu bir lütuf değildir, halkın iradesine herkesin saygı göstermesi gerekir diyorum, yüce Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)