Konu: | Kozluk eski İlçe Eş Başkanı Mehmet Yaşar'a, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası'na, 7 Kasım Lazca dil gününe ve Kazım Koyuncu'nun doğum gününe, İsrail'le yapılmış olan gizli askerî anlaşmaların araştırılması için verdikleri araştırma önergesinin iktidar oylarıyla reddedilmesine, İsrail'e karşı bir tutum olarak Mecliste Nescafe ve kolanın yasaklanmasına, açıklanan dış ticaret açığı verilerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 17 |
Tarih: | 07.11.2023 |
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, Siirt'in Kurtalan ilçesinde meydana gelen bir trafik kazasında Kozluk eski İlçe Eş Başkanımız Mehmet Yaşar ağır yaralanmış, eşi ve 5 çocuğu ise hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyoruz, aileye ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz, Mehmet Yaşar'a da acil şifa diliyoruz.
Bu hafta, 2-8 Kasım haftası, Lösemili Çocuklar Haftası. Çocuklar hayattır, hep söylüyoruz. Lösemi tabii ki hepimiz tarafından bilinen bir kan hastalığı ve tedavisi olabilen, tedavide başarı şansı yüzde 92 olan bir hastalık yani önlenebilen bir hastalık ve bu konuda özellikle Sağlık Bakanlığı bütçesinden tedavi masrafları için daha fazla pay ayrılması hususunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Çocukların yaşam mücadelelerinde dayanışmamızı esirgemiyoruz ve yanlarında olmaya devam ediyoruz.
Laz Enstitüsü var; Laz Enstitüsü, Laz dili ve kültürünün korunması, yaşatılması ve geliştirilmesi amacıyla 7 Kasımı Lazca Dil Günü olarak ilan etti, aynı zamanda 7 Kasım Kazım Koyuncu'nun da doğum günü. Bu vesileyle, Türkiye'de ana dili olarak konuşulan dillerin korunmasına, yaşatılmasına, geliştirilmesine ve özgürlüğüne yönelik çağrımızı yineliyoruz. Ana dillerin önündeki engeller kaldırılmalı ve diller desteklenmelidir. Evlerinde, oyunlarında, sokaklarında, masal ve şarkılarında ana dilini yaşatmak herkesin hakkıdır. Tekçi politikalar bu ülkede yüzyıl boyunca ana dillerimizi kamusal alandan uzak tutmuştur ve hâlen de uzak tutmaya devam etmektedir. Kürtçe bu ana dillerin arasında, bu yasakçı politikalardan en fazla nasibini almış olan ana dilidir. Türkiye ana dili haklarına dair Birleşmiş Milletler bildirisini kabul etmiştir ancak ana diliyle ilgili çekinceleri hâlâ kaldırmamıştır. Ana dilinde eğitim hakkı başta olmak üzere, kültürel çeşitliliği korumakla ilgili taraf olunan uluslararası anlaşmaların da ihlal edilmesi anlamına gelmektedir bu tutum. Türkiye'de pek çok dil gibi Lazca da kaybolma tehlikesi arasındadır. UNESCO'nun Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre Türkiye'de 18 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ana dili eğitiminin anayasal güvence altına alınmadığı durumda Lazca da bu tehlikeyle karşı karşıyadır.
Biz, HEDEP olarak, 7 Kasım Lazca Dil Günü kutlu olsun diyoruz ve Türkiye'de dillerin çoğulluk ve eşitlik içinde bir arada yaşayıp gelişmesinin barışın, toplumsal-kültürel eşitliğin ve özgürlüğün önemli dinamiklerinden biri olduğuna inanıyoruz. Ana dili hakkı evrensel bir insan hakkıdır, halkların özgür varlığıdır ana dilleri; bunu bir kez daha vurguluyoruz. Doğum günü bugün olan ve Lazcanın Türkiye'de tanınmasına ve sevilmesine büyük katkısı olan sevgili Kazım Koyuncu'yu da Lazcanın şenliği ve coşkusuyla bir kez daha anıyoruz.
Sayın Başkan, sayın vekiller; bir aydır bu konuyu konuşuyoruz, İsrail ve Filistin topraklarında sürmekte olan büyük bir katliam var ve bir ay içinde 10 binden fazla insan hayatını kaybetmiş vaziyette, âdeta bir soykırım yaşanıyor. Bunların hepsini tartıştık, tartışmaya da devam edeceğiz elbette ki, bu durumun bir an evvel sona erebilmesi için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledik, söylemeye devam edeceğiz.
Biz geçtiğimiz haftalarda, İsrail'le yapılmış olan gizli askerî anlaşmaların araştırılması için bir araştırma önergesi verdik ve iktidar oylarıyla bu araştırma önergesi reddedildi. Biliyoruz İsrail'le ilgili sadece askerî anlaşmalar yok, elbette ki ticari ve ekonomik anlaşmalar da var. Mesela, ihracat açısından baktığımızda, Türkiye'nin İsrail'e yönelik çelik ihracatı 1'inci sırada yer alıyor ve aynı zamanda çelikten yapılanların bombalar ve silahlar olduğunu da biliyoruz. Türkiye'nin İsrail'e yönelik çimento ihracatına baktığımızda yine çok önemli bir ihracat kalemi olduğunu görüyoruz. O gönderilen çimentolarla yapılan betonlarla sınırlara duvarlar çekiliyor Filistinlilere karşı; bunu da biliyoruz, konuştuk, söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Şimdi, biz, bütün bunları konuşalım ve bu konuda araştırma yapılsın, Meclis bu konuda bir tutum geliştirebilsin derken, Meclis'te çok önemli bir adım atılmış ve kahve ve kola yasaklanmış İsrail'e karşı bir tutum olarak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Meclisin sitesinde de resmî açıklama var. Gerçekten insan ne diyeceğini şaşırıyor. Üstelik de Meclisin tüm birimlerinde yasaklanan bu kahve ve kolalar İsviçre ve Amerika Birleşik Devletleri Atlanta menşeli firmalar tarafından üretiliyor. Yani Nescafe ve kola gibi ürünlere yasak konduğu zaman İsrail'e karşı ciddi bir mücadele mi yapmış oluyoruz? Ben hayretle izliyorum bunu gerçekten, hani, gülmek bile gelmiyor insanın içinden. Gerçekten bir adım atılmasını istiyorsa bu iktidar, o zaman, askerî anlaşmaları, ticari ve ekonomik anlaşmaları mutlaka masaya yatırıp tartışmamız, konuşmamız gerekiyordu ama siz bunu geçen hafta iktidar olarak reddettiniz, bunu bir kez daha hatırlatalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Son değinmek istediğim konu, dün dış ticaret açığı verileri açıklandı, sadece ekim ayındaki dış ticaret açığı 6,7 milyar dolar oldu, 2023 yılı Ocak-Ekim dönemindeki yani on aydaki dış ticaret açığına baktığımızda 94 milyar dolar olmuş vaziyette, son on iki aylık döneme yani geçen yılın aynı dönemi ile bugüne dair karşılaştırma yaptığımızda, son on iki aylık dönemde dış ticaret açığı toplamda yaklaşık 113 milyar dolar olmuş vaziyette; dış ticaret açığı böyle. Şimdi, bu rakamlar ortadayken iktidar bize "İhracat rekorları kırıyoruz." diye anlatıyor, hani, ortada rekor filan yok. Adalet ve Kalkınma Partisi 2011 yılında açıklamıştı "2023 hedefleri" diye ve o hedeflerde deniyordu ki: "Cumhuriyetin 100'üncü yılında 500 milyar dolar ihracat hedefliyoruz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Gerçekleşen son on iki aylık ihracat rakamına baktığımızda 255 milyar dolar olduğunu görüyoruz yani ancak hedefin yarısı tutturulabilmiş vaziyette. Dış ticaret açığı, dediğim gibi, son bir yıllık rakama baktığımızda 113 milyar dolar çünkü ithalatı patlattı bu iktidar. Yani "İhracat yapıyoruz." diye övünüyor ama ithalatı patlatmış vaziyette, bunu görmek gerekiyor. Yani bu politikaları bu iktidar yarattı. "Bu politikalar sayesinde ihracat rekor kıracak, ülkeye döviz gelecek, dolar düşecek, enflasyon kontrol altına alınacak." diyordu bu iktidar ama gelinen noktada ihracat açığı rekor kırdı ve dolar kuru tarihin en yüksek seviyesine çıkmış vaziyette, enflasyon zirve yaptı, halk yoksullaştı, alım gücü düştü; durum bu baktığımızda.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (HEDEP sıralarından alkışlar)