GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:07.11.2023

YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; görüşülmekte olan kanun teklifinin 13'üncü maddesine ilişkin vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizde güvenli ve sağlam konut, iş yeri, sanayi ve üretim tesisi ihtiyacı 1999 depreminden bu yana sıkça konuşuluyor. İnsanımızın ölümüne ve milyarlarca dolarlık zarara yol açan afetlerin ortaya çıkardığı yıkımı engellemeye yönelik kararlar için çok geç kalınmış olsa da artık bu konu hızlı bir şekilde çözülmelidir. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde durumun önemi anlaşıldığı söylenerek daha kapsamlı ve afet riski odaklı kentsel dönüşüm sürecinin, buna ilişkin hukuki değişikliklerinin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Bu kapsamda, kanunda kentsel dönüşüm işini yapacak kurumsal kimlik olarak Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurulmuştur. Hepimiz farkındayız ki ayrı bir Başkanlığın kurulması, geçmişte yapılan hataların ve suistimallerin yeniden yapılmayacağı anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, bunun için düşünce yapısında ve yönetim şeklinde yenilenmeye gidilmelidir. Her seçim döneminde ve her felaketin arkasında kentsel dönüşüm ve deprem hazırlık konuları gündeme gelmektedir. Ancak acı tecrübeler gösteriyor ki kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık meselesi, sadece sözde kalmış ve günlük siyasi tartışmalardan öteye geçmemiştir.

Değerli milletvekilleri, söz konusu teklifin 13'üncü maddesiyle kanun kapsamında yapım işini üstlenecek yapı müteahhitlerinin sahip olması gereken kriterlerin belirlenmesi, yapı müteahhitlerinden teminat alınması gibi konularda Bakanlığa verilen görev ve yetkiler bundan sonra Kentsel Dönüşüm Başkanlığına verilecektir. Ancak daha önce Bakanlığın aldığı söz konusu sorumluluklar ile -gerek afet öncesi gerek afet sonrası olsun- yönetim tarzını hepimiz gördük. Dolayısıyla, yönetim anlayışı değişmediği sürece, ilave olarak bir Başkanlığa görev ve sorumlulukların verilmesi ne fayda getirecektir? Teklifte riskli yapı tespitinin Bakanlık tarafından resen yapılması önerilmektedir. Bu durum uygulamada keyfîliğe yol açacağı için takdir edersiniz ki öngörülmeyen ciddi sıkıntılara da neden olacaktır. Yine, söz konusu kanun teklifiyle uygulama projesi olmadan ihale yapılmasının önü açılmaktadır. Böylece tamamen keyfî ve kontrol edilmeyen inşaat maliyetleri ve harcamalar serbestliği getirilecektir.

Değerli milletvekilleri, teklifte dikkatimi çeken diğer bir konu ise bina bazındaki riskli yapı kararında üçte 2 çoğunluk yerine salt çoğunluk getirilmekte ve "rezerv yapı alanı" tanımına mevcut binaların ve meskûn alanların da eklenmesidir. Yani keyfî olarak herhangi bir bina veya mahalle sokak rezerv alanı ilan edilip zorunlu olarak riskli yapı tespiti ve yıkımı yapılabilir. Hangi durumda ve hangi kriterlerle yapılacağı açıkça belirtilmemektedir. Veya bu maddenin kaldırılması bence daha doğru olacaktır. Diğer yandan, otuz gün içinde avan projesi üzerinde ruhsat ve iskân verilmesi yerinde bir uygulama olur.

Sonuç olarak genel geçer dayanaklarla hazırlanan kanun teklifinin sağlam bir zemininin bulunmadığı düşünülmektedir. Hem genel gerekçeler hem de madde gerekçelerinde sürekli ivedilik konusu işlenmiş ve kentsel dönüşümün hızla yapılması konusunda hukuki kolaylıkların sağlandığı belirtilmiştir. Ancak hepimiz biliyoruz ki bu hızlı işlem yapma isteği pratikte büyük sorunları da beraberinde getirecektir. Bu kapsamda, İYİ Parti olarak kentsel dönüşüm konusunda ciddiyetin farkında olduğumuzu ve yapısal anlamda desteklediğimizi ifade etmekle birlikte kanun teklifi metninin yetersiz ve eksik bulunduğunu belirtmek isterim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)