Konu: | Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 17 |
Tarih: | 07.11.2023 |
GÜLDEREN VARLİ (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen kıymetli halkımız; görüşülen kanun teklifinin 14'üncü maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi selamlıyorum.
4 Kasım 2016 yılında Eş Başkanlarımız ve milletvekillerimiz tutuklanmış, halkın iradesine darbe yapılmıştır. Hukuksuz gerekçeler ve asılsız iddialarla yıllardır cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulan tüm arkadaşlarımızı, Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş şahsında selamlıyorum.
Önceki dönem milletvekillerimizden Hüda Kaya, devam eden Kobani kumpas davası çerçevesinde, tam da kadın devriminin kutlandığı 1 Kasımda asılsız iddialarla apar topar tutuklandı. Hep söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz: Kadınlardan, kadın devriminden korkuyorsunuz, korkun da. AKP iktidarının anlamadığı bir noktaya değinmek istiyorum: Kürt halkının iradesini ne cezaeviyle ne de yasaklarla kıramazsınız.
Değerli milletvekilleri, 6 Şubatta yaşanan depreme benzer bir depremi de Van 2011 yılında yaşadı. 6 Şubatta yaşanan depremin acıları hâlâ taze ve yaralar sarılmış değil. Konteyner kentlerde yaşanan insanlık dramları iktidar tarafından görülmemekte ya da görmek işlerine gelmiyor. Bakın, deprem bölgelerinde barınma hâlâ büyük bir sorun; hijyen ve hijyen ürünlerinin olmaması büyük bir sorun; yiyecek, temel gıda ve içme suyu hâlâ büyük bir sorun; bu sorunlar on aydır dile getiriliyor. Yaşanan depremlerde yakınlarını kaybeden ve hayata tutunmaya çalışan yurttaşların sorunları neden görmezden geliniyor? Yazın sıcağında çadırda kalan yurttaşlar, maalesef bu soğuk kış aylarını çadırlarda ya da konteynerlerde geçirecek; vicdan sahibi olanın vicdanı sızlar.
Halkın tüm sorunlarına kulak tıkayan iktidar 6 Şubat depreminden sonra "Her şey kontrol altında." diyor; birçok ilde yıkılan binaların enkazları hâlâ olduğu gibi duruyor. On ay önce 11 ilde yaşanan depremlerde neyi kontrol altına aldınız, sormak gerekiyor çünkü on iki yıl önce Van'da 23 Ekim ve 9 Kasımda yaşanan depremlerden sonra çözülmeyen altyapı sorunları olduğu gibi duruyor. Van'ın Tuşba ilçesine bağlı Seyrantepe Mahallesi'nde bulunan depremzedelerin 2011 yılından bu yana neredeyse hiçbir talebi karşılanmadı. Van'da yıldan yıla değişen işsizlik, göç ve ranta açılan yerlerde artış oldu; hâlen hasarlı evlerinde yaşamaya devam eden yurttaşlarımız var. Bakın, aradan on iki yıl geçti, sözde depremde tüm yönüyle hazır olacağını iddia eden AKP iktidarı dönüp Van'a baksın. Hâlen kış aylarında elektrik, doğal gaz ve su kesintileriyle baş etmeye çalışan binlerce Van halkı sorunlarının çözülmesini bekliyor.
Peki, bu tablo karşısında iktidar ne yapıyor? Kentsel dönüşüme dair kanun teklifi yapıyor. Konu kentsel dönüşüme ilişkin olunca, insan, acaba hangi alanlar yeniden yandaş rantına açılacak diye düşünmeden de edemiyor. Bir Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurarak depreme ve doğal afetlere yönelik hazırlık yapıldığına ilişkin algı oluşturuyorlar oysa yapılan tek hazırlık yine rant alanları açmak ya da depremden rant üretmektir; bunu Van halkı iyi biliyor.
Deprem gerçeğiyle beraber on iki yıldır değişmeyen şey zihniyettir ve bu klasik rant anlayışı zihniyetinden vazgeçin. (HEDEP sıralarından alkışlar)