GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 85'inci yıl dönümüne, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Anayasa Mahkemesinin Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay kararına uyulmamasına hükmetmesine ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına, emeklilere tek seferlik ödenecek 5 bin liralık ikramiyeden ziraat odalarına kayıtlı çiftçilerin yararlanamamasına, Galatasaray-Fenerbahçe Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan'da oynanacak olmasına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:09.11.2023

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Yarın 10 Kasım; Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu önderi, Türk milletinin yiğit evladı, ortak hüznümüz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete uğurlayışımızın 85'inci yıl dönümünde minnet, şükran ve saygıyla yâd ediyorum.

Yıkılmış bir imparatorluktan, işgal altında ezilmiş, fakruzaruret içindeki bir milletten yeni bir devlet çıkaran Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türk milletinin değil, esaret altında yaşayan tüm dünya mazlumları tarafından hayranlık duyulan, rol model istisna şahsiyetlerden birisi olarak kalplerde saygın bir yer edinmiştir. Yapılan haksız ve acımasız hakaretlere, atılan türlü kirli iftiralara ve izlerini silmek için gösterilen ahlaksız gayretlere rağmen Büyük Atatürk'ü hayatını vakfettiği bu aziz milletin kalbinden çıkaramadılar. Çıkaramadıkları gibi yapılan tüm nankörlükler, Atatürk'ü daha iyi anlamamıza ve ona olan sevgi ve saygının katlanarak büyümesine vesile olmuştur.

İlelebet payidar kalacak cumhuriyetimizi 2'nci yüzyılında muasır medeniyetler seviyesine ulaştırma hedefi, İYİ Parti olarak kuruluş gayemizdir.

Bu düşüncelerle, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Atatürk'ü bir kez daha rahmetle anıyorum. Allah, onu rahmetiyle kucaklasın.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesinin, cezaevinde tutuklu bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay'a yönelik hak ihlali kararına uyulmamasına hükmetmiştir. Üstelik hak ihlalinin kabulü yönünde karar alan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunma kararı alınmıştır. Cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılına vahim bir hukuk skandalıyla başlamanın üzüntüsü içerisindeyiz. Üzülüyorum çünkü Anayasa askıya alınmış, yargı içerisindeki kutuplaşma başlamış, siyasi otorite hukuk üstünde hâkimiyet kurarak en temel insan hakkı olan adaleti keyfiyen işletir hâle gelmiştir. Üzülüyorum çünkü hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku yine galip gelmiştir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hukuki literatürden uzak, izahtan vareste bir tutum sergilemiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin almış olduğu karar hukuki bir metinden ziyade siyasi bir iradedir. Bu kararla Anayasa kale alınmamış, aksine bir hukuk garabeti ortaya çıkmıştır. Bu Daire, yine, yaptığı hukuksuzluğu aklamak adına sair hadiselere gönderme yapmış ve gerçekleşmesi mümkün olmayacak, toplumumuzun sinir uçlarına dokunabilecek olaylara atıfta bulunmuştur. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bu denli cüretkâr kararı pervasızca kaleme alması kabul edilebilir değildir. Öyle ki Ceza Dairesi haddini, yetkisini, görevini aşarak ve kuvvetler ayrılığı ilkesini zedeleyerek Anayasa'nın 153'üncü maddesini uygulamadığı gibi, millet iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisine de âdeta nota vermiştir. İlgili Ceza Dairesi, bu tutumuyla hem normlar hiyerarşisini tanımayarak Türk hukuk sistemini parçalamış hem de kendisini millet iradesinin üstünde konumlandırmıştır. 3. Ceza Dairesi üyeleri kendilerini Türk yargı teşkilatı içinde ayrı bir konumda görmekte ve kendilerine hasım yaratmak istemektedirler. Öyle ki aynı Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesini doğrudan vesayetçi ve sorumsuz olmakla itham etmektedir. Bu tavırlardan ötürü, Yargıtay içerisinde görevini layığıyla yapma gayreti taşıyan diğer üye, hâkim ve çalışanları da töhmet altında bırakmıştır. Yargıtayın Anayasa Mahkemesi kararına uymaması hukuki açıdan kabul edilemezken Yargıtay, kararı alan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak ülkemizde yaşayan her bir vatandaşımızın anayasal hak ve hürriyetini tanımadığını ifade etmiştir. Mahkemeler, adaleti tesis etmek için sığınılacak güvenli yerler olmaktan çıkmış, şüphe uyandırılmıştır. Yargı üzerinde kurulan hegemonya ve yönlendirmeyle hukuk zapt edilmiş, sarsılmaz kale olarak gördüğümüz adalet darbe yemiştir; kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı milletimizin vicdanına şüphe düşürmüştür. Unutulmasın ki yüz yılını dolduran Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası'nda güvence altına alınmış bir hukuk devletidir. Hukuka gölge düşmesine, adaletin altına dinamit döşenmesine ve Anayasa'ya karşı cephe alınmasına devleti ebet müddet için müsaade edilmemelidir.

İYİ Parti olarak biz, demokrasiye olan inancımızdan, Anayasa'ya olan bağlılığımızdan ve hukuka duyduğumuz sadakatimizden asla taviz vermeyeceğiz. Anayasa Mahkemesinin itibarsızlaştırılmasına, mahkemelerin hukuka diklenmesine müsaade etmeyeceğiz; Türkiye Cumhuriyeti devletini insan haklarına saygılı, Anayasa'nın üstünlüğünü kabul etmiş demokratik ve bağımsız bir hukuk anlayışıyla ilelebet payidar kılacağız. Bu durum, cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında elzem gördüğümüz birinci vazifemizdir.

BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen tamamlayalım.

ERHAN USTA (Samsun) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birkaç diğer konu var, onları da zikretmek istiyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan emeklilere tek seferlik bu 5 bin liranın ödenmeyeceğini açıklamıştı fakat burada, şimdi, tabii, uygulama ortaya çıktı, gördüğümüz daha vahim durumlar da oluyor. Şimdi, ikramiyeden ziraat odalarına kayıtlı çiftçilerin yararlandırılamayacağı da söz konusu oldu. Yani eğer bir emekli isterse 1 dönüm bir arazisi nedeniyle ziraat odasında kayıtlıysa veya ÇKS kaydı varsa bir defalık, hepi topu 5 bin lira olan bu parayı dahi alamayacak. Şu anda çiftçilerin de yüzde 75'i böyle bir durumda. Bu kabul edilebilir bir şey değildir, bu âdeta bir zulme dönüşmüştür; bu uygulamaların tamamından vazgeçilmesi lazım. Tabii, temel isteğimiz, bir defa, emeklilerin aylıklarının, maaşlarının düzeltilmesidir ancak o yapılıncaya kadar -ve artık onun yapılıp yapılmayacağını bilmiyoruz, biz İYİ Parti olarak onunla ilgili konuyu sürekli gündeme getiriyoruz- bu 5 bin liralık ödemede çalışanların kapsam dışı bırakılması gibi bir uygulamadan vazgeçilmesi lazım; çiftçileri de daha fazla mağdur etmeyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen son sözlerinizi alalım.

ERHAN USTA (Samsun) - Tamam Sayın Başkan.

Diğer bir konu da bu Türkiye Futbol Federasyonu bir karar aldı biliyorsunuz, Türkiye'nin 2 güzide kulübü Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanacak Süper Kupa maçının Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da olması kararı alındı. Biz bu kararı çok yanlış buluyoruz. Fenerbahçe'nin ve Galatasaray'ın Divan Kurulları da kamuoyuyla bir paylaşım yaptılar, bu maçın Türkiye'de oynanmasını istediklerini zaten kulüplerimiz de ifade ettiler. Yani cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 2 güzide kulübümüzün yapacağı final maçının bir başka ülkede yapılmasını nasıl bir mantıkla izah ediyorlar, biz bunu anlayabilmiş değiliz. Mutlak surette bu maç Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde yapılmalıdır. Bir Samsun Milletvekili olarak benim de önerim, bu maçın kurtuluş mücadelesini başlatan şehir olan Samsun'da oynanmasını biz çok arzu ediyoruz, talep ediyoruz; Samsunlu taraftarlar ve Türkiye buna hazırdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Usta, lütfen son sözünüzü alalım, lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Bitireceğim.

Samsun'un stat kapasitesi de bunun için çok yerindedir. Samsunlu hemşehrilerimin Türkiye Büyük Millet Meclisinden bu konuda tavır alması yönünde de bir talebi vardır, bunları da Genel Kurulla paylaşmak istiyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)