Konu: | HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 19 |
Tarih: | 09.11.2023 |
CHP GRUBU ADINA DENİZ YÜCEL (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Uzun bir süredir yargının çeşitli kademelerinde adaletin ayaklar altına alındığı, hukukun üstünlüğünün görmezden gelindiği çok sayıda yargı kararına tanıklık ettik. Ancak dün ilk defa yüksek yargı organları arasında restleşmeye, hatta hesaplaşmaya varan bir durum ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi Can Atalay'la ilgili olarak kişi hürriyeti ve güvenliği ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının ihlal edildiğine karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin Anayasa'nın 153'üncü maddesine göre kesin olan; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayan kararını uygulamadı ve hukuken geçerli bir sebep olmaksızın dosyayı Yargıtaya gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığı gibi Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleriyle ilgili olarak suç duyurusunda bulundu. Bir hukukçu olarak üzülerek söylüyorum, Yargıtayın bu kararı hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Bu karar, elimde gördüğünüz Anayasa'ya, evrensel hukuk normlarına hakarettir.
Değerli milletvekilleri, öncelikle şunun altını çizmek istiyorum: Dün alınan karar hukuki değil, siyasi bir karardır; ne hukukla ne Anayasa'yla ne de yasalarla bir ilgisi vardır; çok kesin, çok bariz bir şekilde bir anayasal darbe girişimidir. Bu, aynı zamanda bir yargı krizi, devlet krizi ve yasama hakkının ihlalidir. Bu sıralarda oturması gereken bir milletvekilinin demokratik hakkı, yasama faaliyetinde bulunma hakkı, en önemlisi de insan hakkı ihlal edilmektedir. Yargıtay, Anayasa Mahkemesini de Türkiye Büyük Millet Meclisini de tehdit etmiştir. Evet, bir kez daha söylüyorum: Yargıtay, Anayasa Mahkemesini de Türkiye Büyük Millet Meclisini de dün itibarıyla tehdit etmiştir. Yargıtayın hukuk dışına çıkarak yaptığı suç duyurusu her açıdan rezalettir. Bir yüksek mahkeme anayasal düzeni reddedemez. Yargıtay kötü yazılmış bir bildiri gibi karar açıklayıp Anayasa Mahkemesi üyelerini hedef alamaz, ayar veremez. Yargıtayın Anayasa Mahkemesinin kararlarına uymaması hukuken izah edilemez. Bu yapılanlara ses çıkarılmazsa, güçlü bir tavır konulmazsa şu anda evlerinden bizleri izleyen hiçbir vatandaşımızın hukuka ve adalete güveni kalmaz, daha da ötesi devlete güveni kalmaz. Bu karar kuvvetler ayrılığını, hukukun üstünlüğünü, mahkemelerin bağımsızlığını yok etme girişimidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yücel, lütfen sözlerimizi tamamlayalım.
DENİZ YÜCEL (Devamla) - Bu karar Anayasa'yı karar tağyir, tebdil ve ilga girişimidir.
Sayın Adalet Bakanı da şunu bilmelidir ki sorumsuzca ve yanlış davrananlar bu kargaşaya, bu krize neden olan sözde kararı alanlardır. Adalet Bakanı darbecilerin değil Anayasa'nın, demokrasinin, Meclisin ve bağımsız yargının yanında olmak zorundadır. HSK'nin derhâl harekete geçmesi ve darbe girişiminde bulunan bu isimler hakkında işlem başlatması gerekir.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'ya uymak, Anayasa Mahkemesinin kararlarına saygı duymak hepimizin sorumluluğu ve görevidir. Hukuk devleti olacaksak bu Anayasa'ya saygı duyacağız, evrensel hukukun dışına çıkmayacağız. Anayasal düzene darbe yapmaya kalkanlara da bir kez daha hatırlatacağız; biz Anayasa'yı korumak için yemin ettik, bu yemine de her ne pahasına, bedeli ne olursa olsun, sahip çıkacağız.
Türkiye Cumhuriyeti yüz yıllık bir hukuk devletidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DENİZ YÜCEL (Devamla) - Tek adamın kaprislerine ya da bir çıkar grubunun isteklerine göre yönetilemez. (CHP sıralarından alkışlar)