GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Angola Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:09.11.2023

KÜRŞAD ZORLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tabii İç Tüzük gereği bu tür prosedürlerle söz alabiliyoruz. Bugün Yargıtayın önünde İYİ Parti olarak biraz önce ifade edilen, konuşulan, Anayasa'mızda açık hükümler bulunmasına rağmen bizzat Anayasa'nın çiğnendiği bugünlerde, biz de Türk milleti adına orada tepkimizi ve savunacağımız hususları ortaya koyduk. Bunları bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisinde, milletimizin huzurunda tekrarlamak istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bizlere, özellikle hukuk okuyan iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarına, üniversitede genel olarak literatürde öğretilen bir husus var. Modern devletin en önemli unsuru anayasadır çünkü siyasi iktidarların sınırlandırılması, keyfîliğinin önlenmesi için "anayasa" diye bir kavram doğmuştur ve bu kavram zaman içerisinde anayasal devlet olgusuna dönüşmüştür. Anayasal devletin de vazgeçilmez unsuru, siyasi iktidar dâhil olmak üzere, devleti yönetenlerin ve her bir vatandaşın Anayasa'yla sınırlandırılmasıdır ve hukuk devleti ilkesinin ayakta tutulabilmesi için kuvvetler ayrılığı prensibinin bağımsız ve tarafsız yargının da bu anayasal devlet düzeni içerisinde yekvücut ve kendi bulunduğu alanda başarıyla yürütülebilmesi gerekmektedir. Bakın, bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir ekonomik krizle karşı karşıyadır. Bunu özellikle siyasi iktidarın temsilcilerine söylemek istiyorum. Elbette ülkemizin bu problemden çıkabilmesi için her birimiz üzerimize düşen görevi yapmak durumundayız ama sizler ne yapıyorsunuz, bakın; Türkiye Cumhuriyeti devletini uluslararası arenada, en çok ihtiyaç duyduğumuz güven problemini ortadan kaldırmamız gereken bir dönemde basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, bütün bu prensipleri yıkarcasına büyük bir uçurumun kenarına bu ülkeyi sürüklüyorsunuz. Bunu yapmaya hakkınız yok. Biz bugün bu vatandaşımızın sesi için buradayız. Bir şeyin de altını çizmek istiyoruz. Anayasa'mızın delinerek her bir vatandaşımızın yaşam koşullarını etkileyen bu hukuksuzluğa biz elbette Türk milleti adına sahip çıkıyoruz. Bizim lügatimizde ne Kobani vardır ne Rojava vardır; böyle şeyleri asla kabul etmiyoruz ve şunun da altını çiziyoruz: Abdullah Öcalan da teröristbaşıdır. Bunları niye söylüyorum biliyor musunuz? Bir tartışma çıkması için değil, biz İYİ Parti olarak milletimizin sesi olmak adına bu tepkimizi ortaya koyuyoruz.

Bakın değerli arkadaşlar, Anayasa'nın "başlangıç" kısmında çok net bir şekilde ifade ediliyor Anayasa'mız: "Türk Milleti Tarafından, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur." Bu Anayasa'ya sahip çıkmak her birimizin vazifesi, borcu.

Bu ifadeden hareketle, biz bugün İYİ Parti Grubu olarak -milletvekillerimiz, Başkanlık Divanı üyelerimiz- Yargıtayın önündeydik. Ben sembol olsun diye bu Anayasa kitapçığını bizzat resmî dilekçeyle ilgili ceza başkanlığına teslim edilmesi için orada güvenlikteki arkadaşlara teslim ettim çünkü yetkimizi ve gücümüzü nereden aldığımızı iyi bilmemiz lazım. Bu Anayasa'ya saldırmak, bunu çiğnemek açıkça Türk milletinin haklarını ve menfaatlerini çiğnemek demektir.

Burada olayın 2 boyutu var, baştan beri inşa edilmiş bir hukuksuzluk söz konusu. Çok fazla gündeme gelmiyor ama ilgili 13. Ağır Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı vermeksizin Yargıtaya gönderdiği bu metinle esasında hukuksuzluk sürecini başlatan iradeyi ortaya koymuştur. Görevsizlik kararı verilmeden bu karara imza atamazsınız. Burada kişilerden azade şekilde söylüyorum, her birimizin başına gelebilecek bir olaydır bu çünkü ayarını bozduğunuz kantar bir gün hepimizi, her birinizi tartar arkadaşlar; hukuk böyle bir şey ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin hakkında açılan bu soruşturma asla kabul edilemez.

Bakın, değerli arkadaşlar "hükümdar" kavramı Türk milleti için çok önemli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Zorlu, lütfen tamamlayalım.

Buyurun.

KÜRŞAD ZORLU (Devamla) - Sizi de çok ilgilendiren bir konu elbette.

Bakın, hükümdar, Türk hükümdarı adaletle özdeşleştirilmiştir. Burada pek çoğunuz Kutadgu Bilig'den alıntılar yapıyorsunuz, orada "hükümdar" demek adaleti temsil eden, en başta gelen kişidir ve bunun koruyucusudur.

Şimdi, bizim Anayasa'mızın 104'üncü maddesinde bakın ne yazıyor, buradan tam söyleyeyim oradaki ifadeleri ki neler yapılması gerektiğine yönelik: "...Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder." Kim? Cumhurbaşkanı.

Değerli arkadaşlar, geldiğimiz noktada bu, yargı krizinden de öte, bizi çok büyük bir uçuruma sürükleyecek çok ciddi bir gelişmedir. Lütfen, aklımızı başımıza alalım ve buna hep birlikte karşı duralım yoksa gitmekte olduğumuz yer, gerçekten hiçbirimizin hak etmediği bir yer.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)