GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SİLİKOZİS HASTALIĞININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 13/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 27/03/2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASI VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:27.03.2013

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; silikozis hastalığına karşı gerekli önlemlerin alınması ve silikozis hastalarının yaşamış olduğu mağduriyetlerin araştırılması için vermiş olduğumuz grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, silikozis hastalığından biraz bahsetmek gerekiyor.  Çevresel ve mesleksel maruziyet sonucu, silika kristallerden maruziyet sonucu akciğerlerin hızla iflasa doğru gittiği, solunum yetmezliği ve kalp yetmezliğiyle dramatik bir tablonun yaşandığı bir hastalıktan bahsediyoruz. Hastalığın üç formu var; "kronik form", "akselere form" ve "akut form" dediğimiz formları var. Bu "akut form" dediğimiz formu, yoğun toz maruziyeti sonucu hızla ölüme doğru giden fulminan bir seyir hâlinde, hastanın bütün yaşamını sonlandıran bir seyirde maalesef ilerliyor.

Bu silikozis hastalığı en çok kot taşlama işçilerinde görülüyor. Yine, madencilerde, tünel kazıcılarda, cam ve seramik işlerinde çalışanlarda görülüyor. Meslek grubu olarak daha değişik mesleklerde görülen formlar var ancak bu akut fulminan ölümcül silikozisin görüldüğü meslek grubu bu kot taşlama işçileridir. "Kot taşlama" dediğimiz şey de, kotların beyazlatılması amacıyla, eskimiş bir görüntü verilmesi amacıyla "merdiven altı" dediğimiz atölyelerde, gerekli önlemlerin alınmadığı, gerekli mühendislik önlemlerinin alınmadığı yerlerde yoğun toz maruziyeti sonucu hızla iflasa doğru giden genç hastalarda görülen bir tablodur.

Burada, bugüne kadar, tabii, yeterli denetimlerin yapılmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Aslında, hastalık, literatürde de yenidir. 2004 yılından itibaren dünyada hastalık biliniyor, 2005 yılından itibaren de ülkemizde vakalar görülmeye başlanıyor ve bugün itibarıyla, 2005 yılından bugüne kadar tespit edilen hasta sayısının 600'ün üzerinde olduğu belirtiliyor ancak biz biliyoruz ki gerçek rakam 2 bin ile 5 bin arasındaki bir rakamdır. Bugüne kadarki kayıtlarda da 60'ın üzerinde hastanın -ki bu hastaların büyük çoğunluğu 20-30 yaş arasındaki genç bireylerdir- 60'ın üzerindeki genç bireyin de  bu hastalıktan dolayı yaşamını yitirdiği bilinmektedir.

Silikozis hastalığının kesin bir tedavisi yoktur, bu nedenle daha çok korunma tedbirleri önemlidir. Korunma tedbirlerinde bu ölümcül form olan kot taşlama işinin yasaklanması birincil alınması gereken önlemdir ki ülkemizde de 2009 yılından itibaren aslında bu kot taşlama işi yasaklanmıştır. Ancak, biz hâlâ vitrinlere baktığımızda beyazlatılmış, eskitilmiş görüntü verilen kotları gördüğümüz için bununla ilgili, denetimle ilgili bir yetersizliğin olduğunu düşünmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, bu kot atölyelerinde işçiler sigortasız, sosyal güvenceden yoksun olarak günde en az on dört saat çalıştırılıyorlar. Bu kullanılan özel kum değerli bir kum olduğu için, pahalı bir kum olduğu için bırakın havalandırma sisteminin yapılmasını, tam tersine, bu atölyelerde pencerelerin de sıkı sıkıya kapatılarak bu kumun ziyan edilmemesiyle ilgili bilinçsizce uygulamalar var. Bu bilinçsiz uygulamaların sonucunda da 20-30 yaşındaki genç bireyler, genç vatandaşlarımız kendi karınlarını doyurmak için, kendi ailelerini geçindirmek için başlamış oldukları bu meslekte hızla bir ölüm serüveninin, bir ölüm yolculuğunun maalesef içerisine giriyorlar.

Benim seçim bölgem olan Bingöl'de, Bingöl'ün Karlıova ilçesinde, Taşlıçay köyünde, Toklular köyünde, Bahçe köyünde, Kaynak köyünde hemen hemen her evde bir silikozis hastası var. Dört gün önce 30 yaşındaki Ramazan Aslan'ı yine bu silikozis hastalığı nedeniyle kaybettik. Ben, bir hafta önce Karlıova ilçesindeydim. Karlıova ilçesinde bu silikozis hastalarının yakınları, aileleri tekrar bize geldiler, bu konuyla ilgili yaşanılan mağduriyetin giderilmesi için Meclisin bir an önce bir şeyler yapması gerektiği feryadını tekrar bize ilettiler ve biz, şu anda bu feryadı burayı getirerek, Meclisin bu konuda mutlaka bir çalışma yapmasının önemli olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz.

Aslında, bu konuda şubat ayında vermiş olduğumuz bir kanun teklifi var. Bu kanun teklifi eğer Sağlık Komisyonunda dikkate alınmış olsaydı, Sağlık Komisyonundan Genel Kurula getirilmiş olsaydı belki de bu ölen, yaşamını yitiren pek çok hastanın yaşarken, son nefesini vermeden önce yaşadığı mağduriyetleri gidermiş olacaktık; öldükten sonra, şu anda çocuklarının ve ailelerinin yaşamış olduğu mağduriyetleri gidermiş olacaktık.

Yine bu konuda Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu kanun teklifi var. Sağlık Komisyonunda bu kanun teklifleri duruyor. Bunların bir an önce gündeme alınarak, gereğinin yapılması noktasında son derece önemli bir görev önümüzde duruyor.

Aslında, bu silikozis hastalarıyla ilgili mevcut mağduriyetleri Hükûmet de biliyor. Bir önceki Hükûmet döneminde bu silikozis hastalarının yaşadığı sıkıntıları gidermek için bir yasal değişiklik yapılıyor. O dönemde 6111 sayılı Yasa'nın 67'nci maddesi ve 2022 sayılı Yasa'nın 2'nci maddesine geçici bir fıkra ekleniyor ve bu süre üç ayla sınırlı tutuluyor yani silikozis hastalarına sosyal güvenlik haklarından yararlanmayı getiren bir yasal düzenleme aslında AK PARTİ Hükûmeti döneminde, bir önceki Hükûmet döneminde yapılıyor ancak süre üç ayla kısıtlı tutulduğu için ve derecelendirmeyle ilgili, mesleki iş gücü kaybıyla ilgili derecelendirmede yüksek kriterler konulduğu için maalesef mağduriyetler tamamen giderilmiyor, bu mağduriyetler hâlen devam ediyor. Çünkü 25 Şubat ile 24 Mayıs arasında 2011 tarihinde belirlenen bu sürede pek çok silikozis hastasının bu kanundan haberi olmuyor. Dolayısıyla, başvuruyla ilgili bir süreç gelişmiyor ya da haberi olanlar hastanelere başvurdukları dönem içerisinde sağlık raporu almak için koştururken süre bitiyor ya da hastanelerden almış oldukları sağlık raporlarında yeterli bir tıbbi değerlendirme yapılmadığı için üst düzeyde verilen derecelendirmelerle aslında bu sosyal güvenlikten yararlanmayı hak eden, malulen emekliliği hak eden pek çok silikozis hastası maalesef bu kanuni düzenlemeden faydalanamıyor. Dolayısıyla, bizim vermiş olduğumuz kanun teklifide bu üç aylık sürenin kaldırılması, silikozis hastalarının mesleki iş gücü kaybı kriterinin aşağıya çekilmesi, yüzde 10'luk bir sınıra çekilmesi, yüzde 40 iş gücü kaybına uğrayanların malulen emekli edilmesiyle ilgili bir teklif. Yine, silikozis hastaları eğer bu süre içerisinde hayatını kaybetmişlerse, perişan durumda olan çocuklarıyla ilgili, aileleriyle ilgili sosyal güvenliğin ve ödeneklerin sağlanacağı bir düzenlemenin yapılmasını esas alıyor.

Silikozis hastalığı zaten bütün dünyada bir meslek hastalığı olarak kabul ediliyor. Biz eğer verdiğimiz kanun teklifiyle bu silikozis hastalığını bir meslek hastalığı olarak kabul edip hastaların yaşamış olduğu mağduriyetleri, çocukların, ailelerin yaşamış olduğu mağduriyetleri giderecek şekilde bir düzenleme yapmış olsaydık belki bugün Genel Kurulda bu grup önerisini görüşmeye de gerek kalmayacaktı. Ancak bugüne kadar bununla ilgili bir düzenleme yapılmadığı için, şu anda, 20-30 yaşlarında, adım atamayan, nefes alamayan; bir nefes almak için bir dakika bile oksijen kaynağından, oksijen konsantratöründen ayrı kalamayan genç hastaların dramıyla karşı karşıyayız.

Dolayısıyla, ben buradan hem Hükûmetin yetkili bakanları Sayın Faruk Çelik'e hem Sayın Sağlık Bakanımıza, Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza seslenmek istiyorum. Bu silikozis hastalarının yaşadığı mağduriyetleri gidermeye yönelik her 3 bakanlığın ortak, müşterek bir çalışmayı hızla ve ivedilikle yapmasına ihtiyaç vardır. Bu konuyla ilgili bugüne kadar eğer yeterli bir çalışma yapılmamışsa Meclisin de mutlaka bir araştırma komisyonu oluşturarak hem silikozis hastalığına yol açan bu denetimsiz atölyelerin tespitine yönelik bir çalışma yapılması hem bu işçileri ölüme götüren sorumluların açığa çıkarılması hem de bu işçilerin yaşadığı mağduriyetlerin tespit edilerek çözüm önerilerinin hızla Mecliste gündemleştirilmesiyle ilgili önemli bir çalışmaya ihtiyaç vardır.

Bu nedenle, bu grup önerimize, başta AK PARTİ grubu olmak üzere bütün siyasi partilerden destek bekliyoruz. Oluşacak bu komisyon Aydın'dan Zonguldak'a, Bingöl'den Kars'a kadar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) - ...şu anda ölümle pençeleşen bu silikozis hastalarının yaşadığı sıkıntıları gidermenin gayreti içerisinde olursa çok önemli, çok kutsal bir görevi yerine getirmiş olur kanaatindeyiz. Bu nedenle grup önerimize hepinizden destek bekliyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlayarak hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)