GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437)
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:27.03.2013

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

437 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Doğrusu, hem Komisyon hem Hükûmet bu önergeye niye katılmadığını açıklarlarsa çok sevineceğiz. Başından beri, son on yıldır AKP'nin buraya getirdiği bütün yasaların sermaye lehine, rant lehine ve emek aleyhine olduğunu söylüyoruz. Burada da yine bunun tipik bir örneği var. Türk Hava Yollarının taşıt alımlarının vergiden muaf tutulmasıyla ilgili bir düzenleme var.

Şimdi, bildiğimiz gibi, Türk Hava Yolları bir tek kamusal temsiliyeti olan, kamuya ait bir kuruluş değil, özel müteşebbislerin de dâhil olduğu bir kuruluş ve burada sanki, böyle bir düzenlemeyle, kamuya ait bir yarar varmış gibi bir görüntü veriliyor ama aslında bunun altında özel sektöre vergi yoluyla yeniden bir peşkeş çekme alanı, bir rant alanı yaratılıyor. Burada büyük uçak firmalarıyla ilgili alan yaratacak, rant akıtacak bir düzenleme yapılıyor; buna kesinlikle karşıyız.

Türk Hava Yollarının tabii ki ulusal ya da uluslararası düzlemde iyi hizmet vermesi için desteklenmesi gerekir ama özel sektörün ortak olduğu bir müesseseyi bu şekilde vergiden muaf tutarsanız, o zaman, toplumda adalet duygusunu ciddi düzeyde ortadan kaldırmış olursunuz çünkü siz, asgari ücretli emekçiden dahi vergiyi alıyorsunuz. Yani, ulaşım sektörüyle ilgili otobüs işletmecilerinden, taksici esnafından, dolmuşçulardan vergiyi alacaksınız ama Türk Hava Yollarının trilyonluk taşıt alımlarını vergiden muaf tutacaksınız; bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur.

Zaten, aslında mevcut ekonomi politikalarınızın tamamı devletin, Hükûmetin bir elinin vatandaşın cebinde olmasıyla yürüyor. Bugün, ödediğimiz elektrik faturasından telefon faturasına kadar, marketten aldığımız domatese kadar, neredeyse ödediğimiz tüketim kalemlerinin yarısından fazlasını bu vergi kalemi oluşturuyor. Bunlarla ilgili bir düzenleme yapmıyorsunuz, Türk Hava Yollarını burada vergiden muaf tutacak şekilde bir düzenleme yapıyorsunuz. Bunun Hükûmet tarafından, Komisyon tarafından açıklanması gerekir ve bu maddenin mutlaka tasarıdan çekilmesi gerekir. Aksi takdirde, dediğim gibi, toplumdaki vicdani adalet duygusunu tamamen ortadan kaldırmış olursunuz.

Birkaç hususu da özellikle bu kanun tasarısıyla aynı günde görüşülmesiyle ilgili, Roboski katliamıyla ilgili vurgulamak istiyorum. Alt komisyon raporunun Roboski katliamının faillerini saklamaya çalıştığı, Roboski katliamıyla ilgili süreci muğlaklaştırmaya çalıştığı bir dönemde, bir günde kaçak petrolle ilgili, kaçak akaryakıtla ilgili kanun tasarısını buraya getirmeniz de gerçekten kelimelerle izah edilebilecek bir durum değildir. Yukarıda, bir bidon mazotu kendi okul harçlığı için getirmek için sınırı aşmaya çalışan, kendi ailesinin geçimini sağlamak için kendi canını ortaya koymak zorunda kalan Kürt köylülerinin, Kürt çocuklarının savaş uçakları tarafından paramparça edilmesinin gözden kaçırılmasıyla ilgili bir süreç yürütülüyor. Burada da siz, kaçak petrolle ilgili, kaçak akaryakıtla ilgili sözde cezalandırma işlemlerini yasalaştıran düzenlemeleri yapıyorsunuz. Bu, toplum vicdanında var olan yarayı ikinci kez kanatmaktır, son derece vahim bir durumdur.

Özellikle, biz, bugün AK PARTİ Grubundan da şunu beklerdik: İnsan Hakları Komisyonunda yer alan bütün milletvekillerinin vicdanlarının sesini dinleyerek alt komisyondan gelen raporu reddetmelerini beklerdik. Bütün Türkiye kamuoyunun, bütün dünya kamuoyunun beklentisi buydu ama maalesef, bu sınavdan da başarısız çıktınız.

Önümüzdeki süreç açısından da Roboski katliamını örtmeye çalışmanız, Roboski'de parçalanmış Kürt köylülerinin, Kürt çocuklarının hesabını sormamayla ilgili bir gayret içerisinde olmanız, maalesef, var olan kaygıları artırmıştır. Umarım, bir an önce bu yanlıştan döner, Roboski'yle ilgili de halkın, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak bir süreç yürütürsünüz. Bununla ilgili, Meclisin "insan hakları" sıfatını taşıyan komisyonunun ortaya koymuş olduğu pratik de tarihte, bu suça ortak olacak şekilde, kara bir leke olarak anılacaktır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)