GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 22 Kasım Dünya Diş Hekimliği Günü'ne, doktor, hâkim ve savcıların maaşlarına yapılan zamların denk meslek gruplarına da yapılması gerektiğine, Öğretim Üyesi Yerleştirme Programı'na, EYT yasasının tam ve kâmil manada tecelli etmediğine, yardımcı hizmetler sınıfına, engellilerin erişilebilirlik kanunuyla ilgili yönetmeliğin bugüne kadar çıkmadığına, özel hastanelerin muayene faturalarına ve Anayasa değişikliğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:24
Tarih:22.11.2023

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 22 Kasım Diş Hekimliği Günü, diş hekimlerimizin gününü kutluyorum. Diş hekimliği fakülteleri Türkiye'de oldukça fazla açıldı ve bunun sonucunda da bir yandan eğitimin seviyesi düştü, bir diğer yandan da diş hekimlerinin kalitesi konusunda da tartışmalar meydana geldi; bununla ilgili olarak Hükûmetin yeniden bir düzenleme yapması gerekiyor. Aynı zamanda da diş hekimlerinin, özellerde çalışan veya özel muayenehanesi olan kişilerin emekliliklerinde de çok düşük maaş aldıklarını hepimiz biliyoruz, bunun da düzenlenmesi gerekmektedir.

Zam ve denklik meselesine gelince... Şimdi, Türkiye'de gücü yeten, sesini yükseltenler çok rahat bir şekilde maaşlarına zam yaptırabiliyorlar, geçmişte de böyle oldu, belki bugün de böyle oluyor. Bunlardan örnekler vermek istersek bir tanesi doktorlar. "Doktorlar gitsinler." Türkiye'yi terk etmeye başladıkları zaman da Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı "Gitsinler." demişti, baktılar ki pabuç pahalı, bu sefer de çok ciddi şekilde onların maaşlarına zam yapıldı; yapılsın, onlar bindelik, binde 1'lik dilimin içerisine giren çok zeki insanlar, Türkiye'de kalmaları gerekiyor. Aynı zamanda, hâkim ve savcılara da zamlar yapıldı ama bu hâkim ve savcılara zam yapıldıktan sonra bir kısım unutuldu, denk mesleklerde unutuldu bunlar. Kim bunlar? Kamu hukukçuları, kamu şehir plancıları, kamu mühendisleri, bunlar buralarda, kamuda unutuldu sanki bunlar denk meslekler değilmiş gibi. Bunlar unutulduğu için de bunlara mutlaka yeniden... Şimdi zam zamanı geliyor, bunların da unutulmaması gerekir diye düşünüyoruz.

Diğer bir taraftan, üniversitelerdeki akademisyenlerin durumu... Ben de bir akademisyenim, uzun zamandır akademisyenlere zam yapılmadı. Şimdi yine aynı şekilde bu üniversitedeki akademisyenler unutulmuş vaziyette. Bir akademisyen yani araştırma görevlisi 26-27 bin lira civarında bir maaş alıyor, bir profesör 45-46 bin lira civarında bir maaş alabiliyor; bunlar doğru şeyler değil. Beyin göçünü durdurmanın yolu, siz üniversitelerinizi kaliteli hâle getireceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Bir dakika geçti herhâlde, öyle tahmin ediyorum.

Teşekkür ederim.

Şimdi, bunları burada, Türkiye'de tutmanın yolu da... Mutlaka ki bunlara hak ettikleri değerleri vereceksiniz ama aynı zamanda da buralara öğretim elemanları alımlarında da torpil olmayacak, mülakat olmayacak. ÖYP diye bir program vardı, bu ÖYP'de hiç torpil yoktu, bunu kaldırdınız. Aynen KPSS gibi -rahmetli Bülent Ecevit getirmişti- birileri soru çalarak burayı deldi, birileri de mülakat yaparak, burayı delerek -yine istediklerini- partizanlık yaparak Türkiye'deki insanları, vatandaşlarımızı ayrımcılığa tabi tutuyorlar. O nedenle tekrar ÖYP'nin gündeme getirilmesi gerekmektedir.

EYT konusuna gelince... EYT'yle ilgili de çok direndiniz, burada çok ayak dirediniz ve "asla" dediniz, "İskandinav ülkeleri bu nedenle battı." ifadesini kullandınız, hatta "İktidarımıza mâni olsa bile biz asla EYT'yi çıkarmayacağız." dediniz. Sonra baktınız ki bunlar 3 milyonluk bir kitle ve de muhalefet de bunlarla beraber hareket ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Hemen onları, EYT'yi gündeme getirdiniz ve EYT üzerinden de tekrar, yeniden bu insanlara bir hak verdiniz. Bir yandan, şimdi emekli maaşlarını almada çok ciddi sıkıntı yaşıyorlar, bir diğer yandan da 5000 prim günü nedeniyle ve de aynı zamanda kısmi emeklilik nedeniyle bu EYT yasası tam ve kâmil manada tecelli etmemiştir. Onun da mutlaka tecelli ettirilmesi lazımdır.

Yardımcı hizmetler sınıfı: Yardımcı hizmetler sınıfı 22 ayrı branşta çalışıyor. Bir yardımcı hizmetler sınıfı çok rahat bir şekilde hizmetlilik yaparken, çay dağıtırken elektrikçi olabilir, elektrikçiyken bulaşıkçı olabilir, bulaşıkçıyken bahçıvan olabilir. Onun için bunların da çok hızlı bir şekilde hem görevde yükselmelerinin düzeltilmesi gerekiyor hem de bunların görev tanımlarının yapılması gerekiyor.

Bir diğer husus engellileri ilgilendiriyor. Türkiye'de yaklaşık 10 milyonun üzerinde engelli var görme engelli, işitme engelli, zihinsel engelli, ortopedik engelli ve otistik çocuklar olmak üzere. Bu engellilerle ilgili 2005 yılında bir kanun çıkarıldı burada. Bu kanun engellilerin erişilebilirlik kanunuydu ama bu kanunun bugüne kadar yönetmeliği çıkmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Son kez söz istiyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Evet, yedi sene süre verildi yani otobüs firmalarına, uçaklara, tren yollarına; bunlara yedi sene... Yedi sene sonra dediler ki: "Bir daha uzatalım." Beş yıl uzatıldı. Nereye geldi? 2020 yılına geldi. 2020 yılında Sayın Recep Tayyip Erdoğan burada, engelliler için Erişebilirlik Yılı ilan etti. Ya, kanunu çıkartmışsın, yönetmeliği yok ki. Şimdi, yönetmeliğin olmadığı bir yerde alay mı ediyorsun bu 10 milyon kişiyle? Bunlar seyahat etmesinler mi, Anayasa'nın seyahat etme özgürlüğüne muhalefet mi etsin bunlar? O nedenle, şimdi, bu yönetmeliği çıkarın. Yıl 2023; 2005 neresi, 2023 neresi? Bunu da çıkartmamış oldunuz.

Bununla ilgili olarak da aynı zamanda özel hastanelerle ilgili önemli bir problemi dile getirmek istiyorum. Devlet hastanelerinde sıra bekliyoruz; ben devlet hastanelerine gidiyorum tedavi olmak için, çok sayıda insan var. Sıraya da giriyoruz orada ama aynı zamanda özel hastanelere sevk ediyorlar; özel hastanelerde sıra yok, çok rahat bir şekilde tedavi olabiliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Çok teşekkür ederim Başkanım.

Özel hastanelerde, burada MR çektirirken, tomografi çektirirken röntgen çektirirken neden bu insanlar bu şekilde bir muameleye tabi tutuluyorlar?

Diğer bir husus, özel hastanelerde muayene olduğunuzda... Geçenlerde muayene oldum ve girdim çıktım "Tamam, işlem bitti." dediler. "Fatura nerede?" diye sordum, fatura göstermediler. Bana faturayı getirin, ben burada ne olduğumu görmek istiyorum dedim. Eskiden imzalıyorduk biz bunları, şimdi bunlarla ilgili de imza atılmıyor.

Bir diğer taraftan, son kez olarak şunu söylemek isterim: Şimdi, Türkiye'de bir anayasa değişikliği gündeme getirilmek isteniyor. Bu Anayasa değişikliği gündeme getirilmek istendiği zaman da "yeni anayasa" deniyor, mevcut Anayasa'ya uyulmuyor ki. Mevcut Anayasa Kenan Evren'in anayasası falan değil, Sayın Erdoğan'ın anayasası; bugün, onun üçte 2'si değiştirilmiş vaziyette. "12 Eylül Anayasası" diyorlar; 12 Eylül ruhunun bu Anayasa'nın içine değil, sizin içinize sızdığını görüyoruz. Yeni anayasa yapabilmek için mutlaka mevcut Anayasa'ya uymanız gerekir. Bu Anayasa'yı Kenan Evren ve arkadaşları yapmış olsa bile veyahut siz değiştirmiş olsanız bile yeni anayasa yapabilmek için mevcuda mutlaka uyun ki size güvenelim ve ardından da "Evet, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır." diyelim.

Saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)