GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:24
Tarih:22.11.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Grubumuzun dile getirdiği İsrail'le yapılan ticaretin detaylarıyla ilgili Genel Kurulu bilgilendirmek üzere huzurlarınızdayım. Tekrar her birinizi saygıyla selamlıyorum.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları devam ederken toplumun her kesimini temsil eden gerek sivil toplum örgütleri gerekse siyasi partiler Filistin'e yönelik desteklerini bildirmişler ve her platformda İsrail'in katliamlarına karşı durmuşlardır. Saadet Partisi olarak bizler de milletimizle aynı hassasiyet ve beklentileri taşıyarak defalarca Türkiye'nin İsrail'e karşı daha etkili adımlar atması, Gazze'deki insanlık dramına son verecek uygulamaları hayata geçirmesi gerektiğini yine her fırsatta dile getirmiştir. Ne yazık ki saldırıların bilançosu açıktır ki Türkiye dâhil bölge ülkelerinin ve uluslararası aktörlerin bu konuda yeterli olmadığı görülmüştür.

Yine, açık bir şekilde savaş suçu işleyen İsrail'e karşı elinden geleni yapmaya çalışan vatandaşlarımız sürecin başından bu yana İsrail destekçisi ve menşesi İsrail olan firmalara yönelik kararlı boykot uygulamaktadır. Böylesine ağır insani dramların yaşandığı bir dönemde İsrail'e karşı en küçük bir desteğin bile insanlık suçuna ortak olunduğu bilinciyle alınan bu sivil inisiyatif milletimizin hassasiyetinin ve insani tavrının en açık göstergesidir. Ancak ne yazık ki kamu kurumlarının da bu hassasiyete ortak olduğu ve İsrail destekçisi firmaların boykot edildiği bir dönemde İsrail'le olan ticari ilişkilerin gözden geçirilmemesi, dahası çatışmaların başlangıcından bu yana artan sevkiyat hacmi, Türkiye'nin gerekli adımları henüz atmadığını, dahası çelişki ve tutarsızlık içinde olduğunu göstermektedir. Türkiye limanlarından kalkan 300'den fazla geminin ve yine sayıları 100'ü bulan kargo uçağının İsrail'e ham petrol, yakıt, gıda, demir çelik, çimento, tekstil ve benzeri ürünleri taşıdığı bilinmektedir. Yine, Türkiye Çelik İhracatçıları Birliğinin ifadelerine göre, Türkiye'den giden çeliğin İsrail pazarının yüzde 65'ini oluşturduğu ifade edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, adaletin ve insan haklarının üstünlüğü konusunda söz sahibi olma iddiasında bulunan herkesin bu ilkeleri her zaman ve her durumda savunması gerektiğine, daha da önemlisi bu ilkeleri taşıyacak bir tutarlılığa sahip olmaları gerektiğine inanıyoruz. Üzülerek ifade etmeliyim ki son dönemde yaşanan olaylar aynı zamanda gösteriyor ki Türkiye'nin uluslararası platformlarda dile getirdiği insan hakları ve adalet konusundaki duruşu ile gerçek eylemler arasında ciddi farklılıklar vardır. Özellikle İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği zulmü kınamak elbette önemlidir ancak bu, caydırıcı eylemlerle desteklenmediği müddetçe yeterli olmayacak, muhatap tarafından ciddiye alınmayacaktır. Yalnızca firavuna karşı olmak yetmez, aynı zamanda firavunun nefes borularını kesecek adımları atmak zorunda olduğumuz bilinciyle hareket etmeliyiz. Bugün Türkiye limanlarından kalkan gemiler, yapılan sevkiyatlar, maalesef bu konudaki endişelerimizi artırmaktadır. Ülkemiz limanlarından kalkan gemilerin hâlâ İsrail'e sevkiyatlarını sürdürmesi ve ticari ilişkilerin sonlandırılmamış olması sadece sözlerle insan haklarına ve adalet anlayışına verilen değeri gölgelemekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası arenada inandırıcılığımızı da zedeliyor. Sadece birkaç ay önce, İsrail'in Filistin'e yönelik acımasız saldırıları karşısında Türkiye olarak sert bir tutum sergileyeceğimizi ve gerekli adımları atacağımızı duyurduk. Ancak bugün hâlâ ticari ilişkilerimiz devam ediyor ve gemiler limanlardan kalkmayı sürdürüyor.

Değerli milletvekilleri, bu nedenle Hükûmeti uluslararası platformlarda yalnızca önemli olan sözlerle değil, aynı zamanda gerçek ve caydırıcı adımlarla hareket etmeye, İsrail'e yönelik tüm ticari ilişkileri derhâl sonlandırmaya ve limanlarımızdan İsrail'e yapılan sevkiyatları durdurma çağrısında bulunmaya davet ediyorum. Unutmayalım ki adalet ve insan hakları sadece kelimelerle, sözlerle, cümlelerle değil, aynı zamanda eylemlerle inşa edilebilir. Umarım, hep birlikte bu adalet mücadelesinde gerçek ve etkili adımlar atmaya hazır oluruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MUSTAFA KAYA (Devamla) - Bizler iktidarın İsrail'e karşı atılacak her türlü adımda arkasında olacağımızı; kamuoyu oluşturulmasında, gereken bütün desteğin verilmesinde, iktidarın atacağı bu adımları destekleyeceğimizi buradan sizlere ifade etmek istiyorum.

"Hani, bu söylediklerinizin temeli var mı?" şeklinde belki bir soru gelebilir düşüncesiyle birkaç tane de belgeyi göstererek kürsüyü terk edeceğim. Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı 10 ülke içerisinde İsrail bugün 7'nci sırada. Bu, İsrail'le ticari ilişkilerin devam ettiğine dair -TÜİK verilerine göre- bir belgedir.

İkincisi: Hani, "300'e yakın gemi kalkıyor." diyoruz. Sarılarla işaretlenmiş olanlar; 300'e yakın geminin, şu anda limanlardan kalkan gemilerin hâlihazırda ticarete devam ettiğinin işaretidir.

Ben bu önergemize başta iktidar kanadının ve sonra diğer bütün partilerin destek vermesini ümit ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)