GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437)
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:27.03.2013

EMİN ÇINAR (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 437 sıra sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 23'üncü maddesinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Tarım satış kooperatif ve birlikleri üreticinin menfaatini korumak amacıyla kurulmuşlardır. Üreticilerin bir çatı altında toplanması ve üreticiye destek olunması bu birliklerin en önemli gayelerindendir. Bu birlikler kendi kendilerini yöneten bağımsız kuruluşlardır, bu kuruluşlara müdahale edilmemelidir. Buralara müdahale edilme yollarının açılması, bunlarla alakalı düzenlemelerin yapılması çiftçimizin menfaatine değil zararına olacaktır. Yapılan değişikliklerle bu kuruluşlar üzerinde siyasi bir hâkimiyetin oluşturulmasının düşünüldüğünün endişesini taşımaktayız.

Tarım satış kooperatifleri kurulurken çiftçinin gübre, mazot, tohum ve makine gibi gereksinimlerini en uygun şekilde temin etmelerini sağlamak, çiftçimize uygun krediler sağlayarak üretimlerinin gelişmesi ve daha fazla kazanç elde etmelerine destek sağlamak amaçlanmıştır.

Seçim bölgem olan Kastamonu geçiminin büyük bir kısmını tarım ve hayvancılıktan temin eden illerimizdendir. Bölgedeki çiftçimiz için tarım satış kooperatiflerinin yaygın ve güçlü olması büyük önem taşımaktadır. 2000'li yıllara kadar ilimizde 50'ye yakın tarım satış kooperatifi faaliyet gösterirken bugün maalesef aktif kooperatif sayımız 19'a düşmüştür. Kooperatifi olmayan ilçe ve bölgedeki çiftçimiz tüccarın elinde ezilmektedir. Hükûmetin yapması gereken, bu kuruluşları daha da güçlendirmek ve yaygınlaştırmak olmalıdır, buralarda her türlü rantı uzak tutarak çiftçinin daha da güçlenmesini sağlamak olmalıdır.

Bir ülkenin ayakları üzerinde durabilmesi için tarımının güçlü olması gerekmektedir. Kendi kendine yetmeyen ülkeler dünyada hiçbir güç iddia edemezler. Maalesef, ülkemiz son on yılda bu konuda bir hayli gerilemiş ve tarım bitme noktasına getirilmiştir. 2002 yılında tarımsal büyüme yüzde 9,3 olan ülkemiz tarımsal büyüme oranı 2012 yılında yüzde 2,6'ya gerilemiştir. On yılda nüfusumuz yüzde 10'dan fazla artarken tarımdaki büyüme oranımız yüzde 1,5'larda kalmıştır. On yılda AKP'nin yaptığı en büyük iş, çiftçiyi borçlandırmak olmuştur. İktidara geldiğinizde çiftçimizin 530 milyon TL borcu varken 2012 yılında bu rakam 30 milyar TL'ye çıkmıştır.

Seçim bölgem olan Kastamonu'da 360 bin vatandaşımız yaşamaktadır. Şu anda icra takibine düşen dosya sayısı 50 binin üzerindedir. Maalesef, değerli milletvekilleri, bu, takipte olan dosya oranlarının büyük bir kısmını tarımla uğraşan çiftçilerimiz oluşturmaktadır.

2002 yılında Ziraat Bankasından çiftçilerimiz tarafından kullanılan kredi miktarı 2 milyon 745 bin TL iken 2012 yılında bu rakam 204 milyon 688 bin TL'ye ulaşmıştır. Neredeyse bütün çiftçimiz borç içerisine itilmiştir. Bir insan neden borç ihtiyacı hissetmektedir? Ya işini büyütecektir ya da artık kendi kendine yetmiyor demektir. Artık, tarımla uğraşan insanlarımız hayatlarını borçla idame ettirir bir konuma gelmiştir.

Değerli milletvekilleri, bu, tarımla uğraşan çiftçilerimiz borcunu da, maalesef, kazancıyla değil, borcunu ödeyebilmek için ya tarlasını ya da traktörünü satmak durumuyla karşı karşıya kalmaktadır. Sadece kendi ilimde değil, tarımla uğraşan her bölgemizde durum bundan ibarettir. On yılda tarım bitmiş, çiftçimiz perişan edilmiştir. Çiftçimizin en önemli destekçilerinden olan tarım satış kooperatifleri desteklenmeli, çiftçilerimizin elinden tutma imkânları fazlalaştırılmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye'de çiftçilikle uğraşan hiçbir vatandaşımız kalmayacaktır.

Vermiş olduğumuz bu değişiklik önergesine desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)