| Konu: | ADANA'NIN VE İLÇELERİNİN SORUNLARI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 28.03.2013 |
ALİ HALAMAN (Adana) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana'nın ve ilçelerinin sorunları hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Söz söyleme imkânı veren Başkana teşekkür ederim. Yüce heyetinizi en kalbî duygularımla selamlarım.
Söz alma sebebim, seçim bölgemiz olan Adana'da uzun süredir yaşanan siyasi boşluk, siyasi sebeplerden dolayı görevden alınan siyasi aktörlerin olması, siyasi geleneğe uygun olmayan, demokrasiye uygun olmayan siyasi yapılanmalar, "Ben yaptım, oldu." demeler. Kibirli, ayakları yere basmayan, kişisel çıkarları önde tutan siyasi grupların, politik kümelerin inisiyatifinde kalan Adana, sosyal, ekonomik ve kültürel olarak kaybolma derecesinde. Dolayısıyla, işsizlik yüzde 25-yüzde 30. Türkiye'nin 4'üncü büyük kenti iken 18'inci sıraya düşen, siyasi kurumları işgal altında, şehirde çalışan dişlisi, tornası, tüten bacası, fabrikası kalmayan bir Adana. Adana, tekrar tarıma döndü. Tarımda ithal tarım ürünlerinin gölgesinde kalan Adana, ürünlerini pazarlamakta, satmakta zorluk çekmekte. Dolayısıyla, Adana'nın çiftçisi, sanatkârı, esnafı, nakliyecisi "Yok mu bize yardım eden?" diyor.
Sayın milletvekilleri, şimdi, yine, Adana'nın 15 ilçesinden biri olan, 21 bin nüfuslu, 29 köyü, 11 mahallesi, okuryazarı çok, sosyal, siyasi, ekonomik konulara duyarlı Tufanbeyli ilçemizin son zamanlardaki hâlini, kamu yatırımını, esnafın, öğrencinin durumunu, çiftçinin durumunu, her 3 kişiyle bir araya geldiğimizde "Hâlimiz ne olacak?" dendiğini gezdiğimizde gördüm. Her 3 tane arkadaşla bir araya geldiğimizde "Türkiye'nin hâli ne olacak, Türkiye bölünecek mi, 30-40 bin tane insanı öldüren insanların yaptıkları yanlarına kâr mı kalacak; Hükûmet bunun için mi bizden oy aldı, bizlere niye sormadı -kendileri için sordular- şehitler, gaziler, vatan, bayrak, İstiklal Marşı ne olacak; adaletsizlik, güvensizlik, yokluk, yolsuzluk, yollarda ve sokaklardaki asayiş bozukluğu ne olacak?" dediler.
Son zamanlarda çiftçinin tarlasını ekmediği, esnafın dükkân kapattığı, öğrencinin kafası karışık yetiştiği ve Tufanbeyli'nin özellikle nohudu, mercimeği, fasulyesi meşhur olmasına rağmen ekilmediği, sebeplerinin girdi fiyatları ve ithal ürünlerden kaynaklandığını söylediler. En çok, Mersin'de ticaret borsasında nohut ve fasulye noktasında Tufanbeyli'nin ürünleri işlem görürdü ama bugün yok.
Yine, pancar çok ekilirdi, sürekli kotanın kalkması istenirdi ama bugün pancar eken yok gibi. Çiftçi pancarı ekiyor, üretiyor, söküyor, alıcıya götürüyor "Karşılığında bir torba şeker veririz." diyorlar veya "Parası dört beş ay sonra ödenir." deniyor. Adam pancarı eker mi bu şartlarda? Buğday, arpa, yulaf ekilmiyor, vazgeçmişler, ofisleri kapatmışlar. "Mazottan, gübreden, ilaçtan dolayı bunların fiyatlarıyla baş edemedik." Dolayısıyla, domates, patates, Tufanbeyli'nin vazgeçilmez ürünü olmasına rağmen bunları ekmiyorlar. Son iki senedir termik santral kurulmuş -yap-işlet-devret modeli- oradan 4-5 tane köyün malını, mülkünü ucuza kapatmışlar, dolayısıyla Tufanbeyli mutsuz.
Siyasetçilerin seçkinlerle birlikte olup kendi özel işleriyle meşgul olduğunu ve iktidarın hizmet etmediğini, sırf kaymakamlık ve belediyelerden yapılan, oya göre paket, kömür, fasulye siyasetinin yetmediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını söylüyorlar. Dolayısıyla, dolaylı vergilerin arttığı söyleniyor ve "Atatürk büstlerinin altındaki yazıları kaldırmak?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HALAMAN (Devamla) - ?PKK'yı affetmek için mi biz AKP'ye oy verdik?" diyorlar. Takdir büyük Türk milletinin.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)