Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Burkina Faso Hükümeti Arasında Havacılık Hizmetleri Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 29.11.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA RIDVAN UZ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Burkina Faso Hükümeti Arasında Havacılık Hizmetleri Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi hakkında görüşlerimi açıklamak üzere buradayım. Bu vesileyle, Meclisimizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Pençe-Kilit Harekâtı operasyon bölgesinde şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimiz Necdet Çalış, Emrah Gündüz ve Fevzi Kızıltaş'a Allah'tan rahmet, acılı ailelerine ve yüce milletimize sabırlar diliyorum; aziz Türk milletinin başı sağ olsun.
Kıymetli milletvekilleri, Burkina Faso ve Türkiye arasında gerçekleşecek olan havacılık hizmetleri konusunu ele alırsak, iki ülke arasında bu alandaki iş birliği sadece havacılık sektörünü değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel bağları da güçlendirecektir. Havacılık günümüzde ülkeler arası ilişkilerin önemli bir parçası hâline gelmiştir. Burkina Faso ve Türkiye havacılık hizmetleri alanında iş birliğini artırmak insanlar arasındaki mesafeleri kısaltma, ticareti güçlendirme ve turizmi teşvik etme amacını taşımaktadır. Öncelikle, havayolu bağlantıları ve uçuş frekanslarının artırılması iki ülke arasında olduğu gibi tüm ülkeler için de insan ve mal hareketliğini hızlandıracak, ticaretin gelişmesine katkı sağlayacak, bu ekonomik kalkınma ülkemiz için de önemli bir adım olacaktır. Aynı zamanda havacılık sektöründeki teknolojik gelişmelerin paylaşılması, eğitim ve deneyim transferiyle her iki ülkede havacılık endüstrisinin güçlenmesine olanak tanıyacaktır. Ortak projeler ve teknik iş birliği güvenli ve verimli havacılık hizmetlerinin sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Turizm açısından da bakıldığında, daha sık ve etkili hava bağlantıları kültürel alışverişi artırarak turistik potansiyeli artıracaktır. Bu, her iki ülkenin turizm sektörünü de destekleyecek, ekonomik büyümeye de katkı sağlayacaktır.
Kıymetli milletvekilleri, Türkiye, uluslararası ilişkileri çok boyutlu bir yapıda olması ve coğrafi konumu, tarihî geçmişi ve stratejik önemi nedeniyle, dünya genelinde birçok ülke ve bölgeyle yakın ilişkilere de sahiptir. Bir ülkenin dış politika karnesini doğru belirlemek için o ülkenin ekonomik, askerî ve diplomatik kapasitesinde yaşanan dönüşüme bakmak lazımdır. Zira bir ülkenin dış politikasının bağımsız ve etkinliği bu alanlardaki kapasitesiyle çok yakından ilgilidir. Buradaki denklem ise doğal olarak ekonomik, askerî ve diplomatik güç ne kadar yüksek ise dış politika da o kadar bağımsız ve etkindir.
Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde bir dizi avantaj bulunmaktadır. Bu avantajlar, coğrafi konumu, ekonomik gücü, kültürel etkileşimi ve tarihî geçmişi gibi çeşitli faktörlere dayanmaktadır. Türkiye stratejik bir coğrafi konuma sahiptir. Avrupa, Orta Doğu ve Asya'nın kesişim noktasında bulunması Türkiye'yi önemli bir transit ülke hâline getirir. Bu durum, Türkiye'nin hem ticaret hem de enerji taşımacılığı açısından da kritik bir geçiş noktası olmasını sağlar.
Türkiye sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çeşitli projelere de odaklanmalıdır. Bu projeler, çevresel sürdürebilirlik, yenilenebilir enerji, altyapı gelişmeleri ve insani yardım alanlarında Türkiye'nin uluslararası alanda olumlu bir rol oynamasına da olanak tanır. Bu avantajlar, Türkiye'nin uluslararası arenada etkili bir aktör olmasına ve çeşitli alanlarda iş birliği yapmasına da olanak sağlamaktadır. Ancak her ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde karşılaştığı zorluklar ve sorunlar da doğru adımlarla atlatılabilir.
Türkiye'nin coğrafi konumu, enerji taşımacılığı açısından stratejik bir avantaj sağlar. Türk boğazları, Karadeniz ve Akdeniz üzerindeki limanlar enerji nakil hatları ve tesisler için önemli geçiş noktalarıdır. Bu durum, Türkiye'yi enerji tüketen ve taşıyan ülkeler için kritik bir bölgesel nokta hâline getiriyor.
Sonuç olarak, Burkina Faso ve Türkiye arasında gerçekleşecek havacılık hizmetleriyle ilgili bu iş birliği sadece iki ülkeye değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel düzeydeki bağları güçlendirerek ortak kalkınmaya önemli katkılar sunacaktır.
Son dönemlerde -bizden önceki değerli konuşmacı Selçuk Bey'in söylediği gibi- İsveç'le ilgili, komisyona getirilen bir durum var. Bununla ilgili, hatırlayacağınız üzere, son dönemde yeni bir gelişme daha yaşandı, onu da aktarmak isterim, konumuz dış ilişkiler olunca. Hatırlayacağınız üzere, bir yıldır, Kur'an-ı Kerim'i yakmakla hiç gündemden düşmeyen İsveç'te, şimdi de camilere zorla el konularak yıkılmaları gündeme getirildi. Seçimlerde Müslüman göçmen düşmanlığıyla oy toplayan ve çete oylarına karşı verdiği kanun ve nizam vaadinde çuvallayan yabancı karşıtı İsveç Demokratları Partisi İsveç'teki camileri yıkmak istiyor. Nazi kökenli ve Müslüman yabancı düşmanı olarak tanımlanan İsveç Demokratları Partisi, geçen yaptıkları kongrede, İsveç'teki camilere zorla el koyarak yıkacağını, minareleri, kubbeleri ve hilalleri ortadan kaldıracağını ve yeni cami yapılmasını da yasaklayacağını net olarak açıklayıp tüzüğüne koydu. Ne diyelim? Kur'an yakmaları hoş karşılayan İsveç, şimdi de camileri yıkma telaşına ve derdine düştü. Bunların başında da Stockholm'un güneyinde, göçmen gettosu semtinde bulunan, minareli, kubbeli ve şerefesi hilalli Türk camisi geliyor. Acaba İsveç demokratlarının gündeminde, Kur'an yakılması, cami yıkılması, minarelerin ortadan kaldırılması işlemlerinden sonra, İsveç'teki Müslümanların kendilerine mi sıra gelecek? Tehlikenin farkında mıyız? Şimdi, iktidar partisi ve Reisicumhurumuz "Ey İsveç!" deyip parmak mı sallayacak, yoksa Meclise getirip İsveç'i NATO'ya almak için "evet" oyu mu kullanacaksınız? Bunun için Müslüman büyük Türk milleti de büyük bir merak içinde sizleri gözlemektedir.
Değerli milletvekilleri, Burkina Faso faslına son verdikten sonra, kısaca da seçim bölgemle ilgili birkaç cümle sarf etmek isterim. Seçim bölgem Çanakkale, güçlü bir tarım, sanayi ve ticaret lojistik kenti, bunların hepsi birbirinden değerli ve kıymetli özelliklerimiz. Çok yönlü ekonomik hareket gücümüzün ana kaynağı. Tüm potansiyele rağmen iktidar gündemimizin hiçbir zaman Çanakkale olmaması da ayrı bir üzücü durum. Türk ve yabancı yatırımcıların listelerde üst sıralarda yer aldığı bir kent olmamıza rağmen vatandaş gibi yatırımcılar da kamu yatırımının öneminin ve Çanakkale'ye ulaşmayışının farkındalar. Bu yatırımlar için siyasi dışlama tercihi Çanakkale, Marmara için, ülkemiz için bir zorunluluktur, ertelenen, sümen altı edilen her kamu yatırımı kaçırılan bir fırsattır, insanlarımızın "Siz yatırımı yapın, biz rekabeti fazlasıyla öderiz." dediği değerli bir kenttir.
Değerli milletvekilleri, bu bağlamda, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, geçen hafta yani 24 Kasım tarihinde Çanakkale'mizi ziyaret etti. Çiftçisinden işçisine, sanayicisinden esnafına hemşehrilerimizle bir araya gelerek sorunları yerinde dinledi. Umutsuz gençlerin, ürünü tarlada kalan çiftçinin, emekleri zayi olan üreticinin, önünü göremeyen sanayicinin, asgari ücretle ay ortasını getiremeyen işçinin, gelecek kaygısı yaşayan çocuklarının dertlerine ortak oldu. Plansızlığı, programsızlığı, dışlanmışlığı, ezcümle Çanakkale'nin kaderine terk edilişini yerinde gördü. Bundan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum.
Kıymetli milletvekilleri, kabul etsek de etmesek de bu Çanakkale'deki durum budur fakat ayrı ve somut bir örnekle de anlatmak isterim: Çanakkale'de iktidarın bir köprü projesiyle Çanakkale'ye kazandırdığı 1915Çanakkale Köprüsü var. Bununla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanı daha geçen ay "16 milyon 425 bin araç için hazine garantisi verdik." dedi. Bir yılda 16 milyon 425 bin aracın geçmesi gereken Çanakkale Köprüsü'nden bir yılda sadece 2 milyon 200 bin araç geçmiş. Yani bu ne demek? Garanti edilen her 8 araçtan sadece 1 tanesi köprüyü kullanmış. Bu 7 tanesinin külfetini de milletimizin, hazinenin sırtına yüklemişiz. Fakat daha büyük bir garabet var; geçen aracın cinsi belirtilmediğinden, hangi araç geçerse geçsin bir fiyat belirlenmiş, taksilerde 15 euro ama hazine garantisi bir araç için 15 euro verirken köprüden geçiş ücreti 205 lira. Dolayısıyla yarısını da yine bu milletimizin, Çanakkale'nin sırtına yüklemiş durumdayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Uz, lütfen tamamlayın.
RIDVAN UZ (Devamla) - Evet, Çanakkale'mize geçmişten bugüne kadar iktidarın ne kadar önem verdiğini görmüş durumdayız. Bunları ayrı ayrı anlatmaya çok niyetimiz de yok ama hoş, artık milletin de iktidardan bir beklentisi yok. Bu yüzden tek beklenti, artık sandığın gelmesi yani yerel seçimlerde bu tercihlerini yapmasıdır. Çanakkale'yi de biz bu bağlamda iyi belediyecilikle tanıştırmak adına, yurt dışına giden çocuklarımızın artık yurt içinde temsilcilerinin olduğunu gösterebilmek için, genç, dinamik ve güvendiğimiz kardeşimiz Burak Kunt'u belediye başkan adayı gösterdik. Çanakkale'mize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)