GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:34
Tarih:13.12.2023

HEDEP GRUBU ADINA PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum, merhabalar.

Önemli bir bütçe kalemini konuşuyoruz. Doğa, yaşam ve insanlık için yaşamsal bir bakanlık bütçesini konuşuyoruz bugün ancak ne yazık ki doğayı, yaşamı, canlıyı önceleyen değil, merkezinde ekokırım projelerinin olduğu, merkezinde ölüm projelerinin olduğu bir bakanlık bütçesini konuşuyoruz. "Nükleer" başlığı da bu projelerden bir tanesi.

Bildiğiniz gibi Mersin Akkuyu'da geçtiğimiz nisan ayında yani seçimlerin hemen evvelinde santrale nükleer yakıt çubukları getirilerek santral resmen nükleer tesis niteliği kazanmış oldu ve Akkuyu'daki süreç şu anda son aşamaya geldi, dün itibarıyla Nükleer Düzenleme Kurumu, Akkuyu'daki santralin ilk reaktörünün işletmeye alınması için gerekli iznin alındığını sanki bir müjdeymiş gibi ilan etti yani bu izinle birlikte santral çalışma işlemlerine başlayabilecek.

Değerli milletvekilleri, değerli hazırun; Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde de özel olarak ifade etmiştim, dile getirmiştim. Sürecin her aşamasında bizler gerçekten korkunç skandallarla karşı karşıya kaldık; ihmallerle, risklerle karşı karşıya kaldık ve karşı karşıya kalmaya da devam ediyoruz. Santralin bir an önce faaliyete geçmesi için çok ciddi işçi kıyımları yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor; maliyetler düşsün diye her gün işçiler zehirlendi, zehirlenmeye devam ediyor; kölelik koşullarında çalışan işçi kardeşlerimiz iş cinayetlerinde ölmeye, öldürülmeye devam ediyorlar ne yazık ki ve bu cinayet bizzat Nükleer Düzenleme Kurumu eliyle işleniyor.

Bakın, değerli hazırun, bu kurum her tehlike anında "Bir şey yok, oyuna devam." niteliğinde açıklamalar yapıyor ve bugün bu kurumu konuşuyoruz. Biliyorsunuz, bu kurum, geçtiğimiz yıl bu zamanlarda Sao Paulo'dan gelen asbestli gemiye olumlu raporu vermişti ve "Sökülmesinde bir sorun yoktur." diye buyurmuştu. Eğer ekoloji örgütleri tepki koymamış olsaydı, mücadele etmemiş olsaydı detaylı bir inceleme yapılmayacaktı ve bu gemi geri gönderilmeyecekti. Asbest yüklü bir geminin sökülmesinin yaratacağı olası bir tehdidi görmeyen, görmezden gelen, üstünden atlayan, onu örtbas etmeyi tercih eden bir Nükleer Düzenleme Kurumuna nükleer santral denetimi konusunda asla ve asla güvenemeyeceğimiz çok net ve açık bir şekilde ortadadır değerli hazırun. Kaldı ki hepiniz biliyorsunuz bu kurum hiçbir denetim ve hesap verme mekanizmasına tabi değil ve bugün bu kuruma, 2024 bütçesinde, 1 milyar 419 milyon 492 bin lira kaynak aktarılmasını konuşuyoruz. Birçok riski, birçok tehlikeyi, belirsizliği bağrında taşıyan projelerle ilgili Nükleer Düzenleme Kurumundan kamuoyuna verilmiş herhangi bir rapor, planlama ve program ne yazık ki henüz gelmiş durumda değil.

Örneğin, değerli hazırun, Akkuyu Santrali'nde santral faaliyete geçtikten sonra oluşacak olan atıkların nereye, ne yapılacağına dair herhangi bir veri yok, bu konuda çok ciddi belirsizlikler söz konusu. Etkileri binlerce yıl sürecek olan bu atıkların nereye depolanacağı yine belirsiz çünkü ortada rapor yok, veri yok ama bir sürü söylenti var, bir sürü duyum var. İşler ne yazık ki kulaktan kulağa söylentilerle işler vaziyette ve bu söylentilere göre bu atıkların Ankara'da depolanacağı söz konusu, Polatlı'nın bir nükleer atık merkezi hâline getirileceği söz konusu. Bizler merak ediyoruz, yurttaşlarımız merak ediyor, bu gizli projenizi Polatlı halkıyla da paylaşmayı düşünüyor musunuz? Bizlere, kamuoyuna bir plan, program, kurumsal bir açıklama yapma gibi bir niyetiniz var mı? Çünkü bizden gerçekleri gizliyorsunuz, saklıyorsunuz ama en ufak bir sızıntının, en ufak bir kazanın yaratacağı devasa yıkımın bedelini bizler hep birlikte yaşayacağız değerli arkadaşlar. Bunun bedelini halk ödeyecek, bunun bedelini memleketimiz ödeyecek, doğamız ödeyecek.

Yine benzeri bir skandalı hatırlatmak isterim: Hemen seçim arifesinde birden Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'ni değiştirdiniz. Nükleer santraliniz yasal mevzuata uymayınca yasal mevzuatı rakamlarla oynayarak değiştirmeyi tercih ettiniz. Biliyorsunuz, yönetmeliğe göre denize tekrar deşarj edilecek olan soğutma suyu 35 derecelik sıcaklığı aşamazdı ancak siz bu maddeyi değiştirdiniz çünkü önümüzdeki yirmi yılda Akdeniz'de deniz suyu sıcaklığı yükselecek. Esasında bu yükselmenin santralin çalışmalarını durdurması gerekiyor, engellemesi gerekiyor çünkü uluslararası sözleşmeler de bu yönde ama siz tersi bir yerden bildiğinizi okumayı ve bu ölüm projesinde ısrar etmeyi tercih ediyorsunuz. Ben bir yurttaş olarak, bir milletvekili olarak gerçekten merak ediyorum ve sormak istiyorum: Siz rakamlarla oynayınca, rakamlar üzerinde keyfinizce manipülasyonlar yapınca felaket yaşanmayacak mı sanıyorsunuz gerçekten? Rakamlarla oynadınız diye fiziksel gerçekler, bilimsel gerçekler değişecek mi sanıyorsunuz? Sizler de esasında neyin ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz ama sermaye politikalarınız dolayısıyla bir avuç yandaşı zengin etmek için bu ölüm projesinde ısrar ediyorsunuz.

Örneğin, bu yönetmelikle birlikte değerli hazırun, yandaş holding Cengiz yine sevindirildi, yine ihya edildi. Cengiz Holding bu yönetmelikle birlikte, artık deniz ve kıyı ekosistemini katlederken hiçbir engele takılmayacak. Gerçekten çok devasa bir katliamla karşı karşıyayız değerli milletvekilleri. Bakın, bu ölüm santrali için on yılda 10 milyon metrekare ormanlık alan yok edilmiş durumda, 10 milyon metrekare. Ne için yaptınız bu katliamı? Rus dostlarınız bizim memleketimizde kendi kontrollerinde nükleer santral kurup...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayın.

PERİHAN KOCA DOĞAN (Devamla) - ...size dolar bazında nükleer enerjiyle elde edilmiş elektrik satıp zengin olsunlar diye. Tüm dünyada terk edilen, terk edilmeye başlanmış bir enerji kaynağını ısrarla, inatla hayata geçirmeye çalışıyorsunuz ve öyle anlaşılıyor ki iktidara geldiğiniz günden bu yana vaadinde bulunduğunuz, dünyanın en büyük 10 ekonomisine girme arzunuz gerçekleşmeyince emperyal heveslerinizi nükleer silah üreterek gerçekleştirme niyetindesiniz. Nükleer santral işletme amacının arkasındaysa alt emperyalist rüyalara girişerek bölgede nükleer silahı olan İran'dan sonra Türkiye'nin de bu silaha sahip olma hülyası var.

Bugün "Nükleer Düzenleme Kurumu" başlığı altında konuştuğumuz bu bütçe yeni bir Fukuşima bütçesidir, yeni bir Çernobil bütçesidir, kıyım bütçesidir, savaş bütçesidir. Elbette biz bu yağma, yıkım ve savaş bütçesine "hayır" oyu vereceğiz.

Teşekkür ediyorum, saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)