GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:34
Tarih:13.12.2023

HEDEP GRUBU ADINA KAMURAN TANHAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli Meclis; esasında çok da ifade edildi, çok da bildiğiniz bir konu; bir harami düzeni bugün anlatacağım. Nasıl bir harami düzen? Mardin'de, Urfa'da, Diyarbakır'da ve diğer 3 ilimizde harami bir düzeni sürdüren DEDAŞ zulmünden bahsedeceğim. Ne yapıyor bu DEDAŞ zulmü; neler yapıyor vatandaşa, çiftçiye, esnafa; bunu biraz açacağım. Bakanlığa bir soru önergesi verdik, dedik ki: "Mardin ili Nusaybin ilçesi Duruca Mahallesi'nde boş olan hanelere cezalar kesilmiş." Bu harami düzenin temsilcileri Bakanlığa bir cevap verdiler, Bakanlık da soru önergemize cevap verdi, 5 Ekim 2023 tarihinde dedi ki: "Boş olan herhangi bir haneye tutanak düzenlenmedi." Ama bu harami düzen vatandaşa vermiş olduğu cevapta Bakanlığı yalancı durumuna düşürüyor, Bakanlığınızı yalancı durumuna soktu. Ne diyor? "İkinci tespit bilgileri sonucunda, kaçak tespiti yapılan meskende meskenin eski yapı olduğu, kerpiç ve boş olduğu, kullanımın olmadığı tespiti yapılmıştır dolayısıyla borç silinmiştir."

Dediğimiz gibi, zulmün bir parçası olan DEDAŞ fütursuzca hareket etmekte ve sonu olmayan bir kıyımın temsilcisi, bir zulmün temsilcisi olarak devam etmekte olan bir yapıya dönüşmüştür. Bölge halkını baskı altına almanın bir aracı hâline gelen, her yıl verilen teşviklerle vergi ödemeyen, yatırımları devletçe karşılanan DEDAŞ, bölge halkına "Ali kıran baş kesen." konumunda hukuksuz uygulamalara imza atmaktadır.

Bu DEDAŞ öyle bir şirkettir ki sabaha kadar burada anlatsak ya da haftalarca anlatsak bu zulmünü eksik bırakmış oluruz. Mesela, Mardin kayyum Belediyesi tek kuruş dahi ödemediği hâlde elektriği kesilmiyor ama partimiz yerel seçimlerde belediyeyi kazanmasına rağmen, 96 milyon TL olan borcunun 80 milyonu -mevcut- partimiz tarafından ödenmesine rağmen elektrikleri kesiliyor. Tam bir düşman hukuku; kişiye göre, şahsa göre, partiye göre bir partizanlık örneği.

Tabii, bu DEDAŞ'ın Mardin'deki temsilcisi -Mardin Büyükşehir Belediyesinin- Kent AŞ kayyum yönetimiyle beraber Genel Müdür olarak atanıyor. Yaptığı yolsuzluklarla tutuklanıyor ve 1,7 milyon TL kefaletle, DEDAŞ'ın veya kayyumun ödediği kefaletle serbest kalıyor. Dolayısıyla nasıl bir yapıyla, nasıl bir şirketle karşı karşıya olduğumuzun tipik örneği budur.

Nusaybin'de dün gece atılan bir resmi burada yayınlayacağım. Dün geceden beri... Kırk sekiz saattir, bugün 3'üncü gününde elektrik hâlen verilmemiş. Mahkemeye başvurmuşlar. İhtiyari tedbir kararı olmasına rağmen DEDAŞ -itirazı- mahkeme kararını "Nasıl ben uygulayacağım?" yönünden eksik olduğu için uygulamıyor. Hastası, yaşlısı, engellisi bir kenara konuluyor ve bu kış ortamında yapılıyor. 108 hanenin elektriği üç gündür Nusaybin şehir merkezinde verilmiyor.

Yine, bugün basına yansıdı Mardin Haber'de, ne diyor? "Yeter artık!" diyor. Esnaf, çiftçi, üreticiler "Yeter artık!" diyor. Aslında, bu DEDAŞ, kürdistanda özel bir politikanın, özel bir konseptin devamı niteliğindedir; kürdistanı Kürtsüzleştirme, insansızlaştırma politikasının bir devamı. Bu, 90'larda köy yakmalarıyla, faili meçhul cinayetlerle oluyordu; bugün DEDAŞ aparatıyla Kürt illerinde, kürdistanda bir insansızlaştırma politikası devam etmektedir.

Yine, Akçatarla, Akağıl ve Kantar'da yaklaşık 300 haneye masa başında, hiç gitmeden kaçak uygulamaları "Kaçak elektrik kullandınız." diye uygulanıyor. Ve işin trajikomiği nedir biliyor musunuz? Türkiye'nin batısı ile kürdistan arasında elektrik tüketimi neredeyse 2 katı fazlaya ücretlendiriliyor yani bizim burada tükettiğimiz elektrik aslında yarı fiyatına, gerekçe de kayıp kaçak uygulamaları olması nedeniyle.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

KAMURAN TANHAN (Devamla) - Tamamlıyorum.

Ama bu zulüm şebekesinin kesmiş olduğu faturalar, tahsil ettiği cezalar mahsup edilmiyor, hesaplanmıyor ve bu zulüm şebekesi, bu zulüm düzeni devam ettiriliyor.

Yine, çiftçilerin çoğu üretim yapamaz hâle geldi. Gübreler, elektrik faturaları, diğerleri 3-5 kat artarken mısır, arpa ve buğday yerinde saymakta. Dolayısıyla DEDAŞ, desteklerine de el koyuyor bu çiftçilerin. Hiçbir mahkeme kararı almadan, iktidar partisinin vermiş olduğu bir yönetmelikle herkesin, her çiftçinin desteğine el koyuyor, almasını engelliyor. Dolayısıyla bu zulüm şebekesinin, Sayın Bakanın burada cevap vermesi gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz. Halklarımız buna asla müsaade etmeyecektir. (HEDEP sıralarından alkışlar)