GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:15.12.2023

DEM PARTİ GRUBU ADINA SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Değerli milletvekilleri, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi partim adına saygıyla selamlıyorum.

Türkiye ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler günümüzde ekonomik büyümeyi sağlamak, istihdam olanaklarını yaratmak ve rekabet ortamını sağlamak gibi önemli görevler üstlenmiştir. KOBİ'lerin ülke ekonomilerine çok önemli katkıları olmasına rağmen bünyesinde barındırdığı bazı temel problemleri var, uzman personel eksikliği, sermaye yetersizlikleri, kurumsallaşmadan yoksun olunması ve yönetimsel sorunlar bunlardan bazılarıdır, en önemlilerinden biri de finansman sorunudur. Bu konuda yeterince destek alamayan ve kendi faaliyetleriyle bu finansmanı tam yaratamayan KOBİ'ler faaliyetlerini devam ettirme noktasında sıkıntılar yaşamaktadır. Finansal sorunların yanında, işletmeler, dış çevreden kaynaklanan politik, kültürel, ekonomik, lojistik, AR-GE gibi faktörlerden de yoğun şekilde etkilenmektedirler. Bütün bu olumsuz faktörler bir araya geldiğinde KOBİ'lerin ekonomik sistem içinde hareket kabiliyetini azaltıp yaşam sürelerini kısaltmaktadır.

Türkiye'de ekonomik daralmanın getirdiği dönemsel sorunların yanı sıra KOBİ'lerin yaşadığı yapısal birtakım sorunlar da vardır. Ticari bankaların KOBİ'lere finansman sağlama noktasında zorluklar çıkarmasıyla birlikte rekabet gücünün azalması, KOBİ'lerin yeterince kurumsallaşmamaları, teşvik ve desteklerin yeterli olmaması, teknolojik yatırımların eksikliği, markalaşma kabiliyetinin yetersiz kalması... Bu yönleriyle KOBİ'lerin yaşaması mümkün olan bütün sorunların teşhis edilip en kısa sürede çözüm üretilmesi ülke kaynaklarının atıl kullanımının önlenmesi açısından çok önemlidir. Bu konu dünya örnekleri genelinde finans kaynaklı olsa da Türkiye'de çeşitli nedenlerden dolayı bölgesel bazı noktalarda tıkanıklığı söylemek mümkündür.

Bir bütün olarak sıraladığımız sorunların Kürt kentlerinde yansıması çok daha ağır oluyor ne yazık ki. Yıllardır açıklanan bütün ekonomik verilerde, istatistiklerde ve raporlarda işsizlik, yoksulluk ve istihdam sorunlarının başını çektiği yerler hep Kürt kentleri oluyor. Örneğin, sizlere "Siirt, Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkâri, Batman ve Ağrı gibi şehirler için buraların ekonomik tanımı nedir?" diye sorarsam cevabınız "Tarım ve hayvancılık şehirleri." olur. Bu şehirlere "Tarım ve hayvancılık alanı." diyecekseniz Kürtlerin Diyarbakır'dan Karadeniz'e, Siirt'ten Ege'ye, Batman'dan Marmara'ya, Ağrı'dan Akdeniz'e mevsimlik işçi olarak neden gittiklerinin cevabını da vereceksiniz. Madem KOBİ'ler destekleniyor, KOSGEB gibi kurumlar -iktidarın deyimiyle- harikalar yaratıyor; her sene karşımıza çıkan bu derin yoksulluk, işsizlik neyin nesidir? Fırsat eşitliğinden ve kaynak yaratmaktan bahsediyorsak bu durumun bir geri bildiriminin olması gerekmiyor mu? Söz konusu eşitsizliklerle ilgili kentlerde önemli ölçüde bir ekonomik rahatlama yaratmamalı mı? Ama gelin, görün ki gerçekler öyle değil. Özellikle bahsettiğim kentlerde esnaf ve işletmecileri dinlerseniz, inanın, bu durumun hiç de istatistiki verilere göre olmadığını siz de göreceksiniz ama yine eğer çok ısrarcıysanız verilerde, iktidarın çok sevdiği Türkiye İstatistik Kurumunun 2022 yılı sonu verilerine bakabilirsiniz; burada bile en düşük istihdam oranının yüzde 33,8'le Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt'te olduğunu görürsünüz.

Kağıt üzerinden yapılan işler, çizilen projeler gerçek hayatta karşılığını bulmayınca bahsettiğimiz bu tablo çıkıyor karşımıza. Vekili olduğum Siirt'te ticaret ya da ekonomi, ağırlıklı olarak tarım, hayvancılık ve el sanatlarına dayanıyor. Keşke şartlar uygun olsa, Siirtli esnaf meşhur Pervari balımızı, fıstığımızı gönül rahatlığıyla üretip ekonomiye katabilse. Yerel ekonomiyi güçlü kılan şeylerden biri de oraya ait kaynakların doğru kullanılmasıdır. Bütün bu nedenler önümüzdeyken bir iyileşmeden bahsedilemez çünkü ekonomi, istihdam, üretim gibi değerler gerçeklikle alakalı konulardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Devamla) - Kürt kentlerinin ülkedeki krizlerden 2 kat daha fazla etkilendiği açıktır. Yıllardır, Türkiye'nin batı kentlerine 1 milyonu aşan göçe rağmen Kürt kentlerindeki işsizlik hep yüksek oranda seyretti. Elbette, bunun nedenleri çok yönlüdür, iktidarın savaş ve güvenlikçi politikaları, Kürt kentlerinin rant uğruna kayyumlar eliyle dokularının değiştirilmeye çalışılması, HES projeleri gibi birçok neden sayılabilir. Bütün bunlar anlattığımız istatistiklerin doğal nedenleri olarak karşımıza çıkıyor. Hükûmet, beceriksiz ekonomi politikalarının faturasını yüksek enflasyon sonucunda halka, KDV artışı ve benzeri kararlarla da KOBİ'lere ödetmeye devam ettiği sürece işsizliğin ve iflasların daha da artacağını, zamların devam edeceğini, vergi yükünün daha fazla ağırlaşacağını söylemek mümkündür. Dolayısıyla bu bütçe halkın bütçesi değil, KOBİ'nin bütçesi değil, işçinin bütçesi değil; rantın, sermayenin, yandaşın bütçesidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)