GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:42
Tarih:21.12.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçelerinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Saadet Partisi Grubu adına Türk Tarih Kurumu bütçesi hakkında konuşmak üzere huzurlarınızdayım.

Öncelikle, geçen hafta bugün vefat eden Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez ağabeyimize bir kez daha Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Hepinizin bildiği gibi, Hasan Bitmez son derece çalışkan, dürüst, davasına tutkun, samimi bir millî görüşçüydü. O günden bu tarafa, geçen haftaki hadiseden bu tarafa Saadet Grubunun sözünün devam etmesi noktasında samimi bir şekilde gayret gösteren, mücadele veren herkese teşekkür ediyorum.

Kıymetli milletvekilleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı ülkemizin evrensel kültür değerlerinin korunmasını sağlamak, yaşatmak ve tanıtmak görevlerini yerine getiren bir bakanlık. Bakanlık, misyonu açısından son derece mühim vazifeler icra ediyor. Fakat 2024 yılı için Kültür ve Turizm Bakanlığına ayrılan bütçe, genel bütçeli kurumlar içerisinde 39 milyar TL'yle toplam bütçenin yüzde 0,35 payına tekabül ediyor yani iş bütçeye gelince ehemmiyet o kadar da önem arz etmiyor. Diğer bakanlıkların bütçesine nazaran Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesi oldukça düşük.

Turizm konusunda birçok şey konuşulacaktır, konuşulması gerekir ama ben bugün, burada, biraz daha özel ve iktidar tarafından da çok da gündeme alınmayan bir kurumdan ve bütçesinden bahsetmek istiyorum. İktidar ve mensupları ne zaman köşeye sıkışsalar, ne zaman bunalsalar hamasi cümleler kuruyorlar ve birçok konuşmalarında Sultan Alparslan'dan, Osman Gazi'den, Fatih'ten, Abdülhamit Han'dan dem vuruyorlar. İktidarın her şeye olduğu gibi, tarihe de problemli bir bakışı var. Problemin adı, tarihi siyasal bir meydan savaşı gibi görmek. Zaten biliyorsunuz, iktidar için savaşta her şey mübah. Tarih de böyle düşünenler için son derece elverişli, kullanışlı malzemeler sunmakta çok cömert fakat işin hakikati bu değil arkadaşlar. Ben niye sözlerimi bu kadar uzatıyorum, neden bu cümleleri kurmak mecburiyetinde kalıyorum? Çünkü bu kullanışlı malzemeler bize çok pahalıya patlıyor. Ben bunu rakamlarla size açıklayacağım.

TRT'nin bir sloganı var "Tarihin kalbi TRT'de atıyor." diyor. Konu tam da burada başlıyor. Malumunuz 1974'te TRT yerli dizi çalışmalarına başlamıştı. 1981'de ilk tarih dizimiz IV. Murad yayınlanmaya başlamıştı, o zaman da epey gündem olmuştu. 1981'den AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002'ye kadar geçen yirmi bir yıllık süre içerisinde TRT'de 19 tarihî dizi yayınlanmış. 2002'den 2023'e kadar geçen yirmi yıllık süreçte kaç tarih dizisi yayınlamış biliyor musunuz arkadaşlar? Tam 31 tane tarih dizisi yayınlanmış. İşin daha enteresan istatistik kısmı, bu dizilerin yüzde 77'si 2012 ve sonrası dönemlerde yayınlanmış olmasıdır. Şimdi, biz, bunu buradan söyleyince iktidardaki arkadaşlar şu soruyu soracaklardır, "Efendim, siz, tarih dizilerine karşı mısınız?" gibi tepkiler gelecektir. Ben bunlara alışığım. Biz, bunların karşısında her zaman mücadele ettik. Çok kıymetli Tahsin Paşa'mız da aramızdalar, kendilerine de saygılar sunuyorum. 2022'de "Uyanış: Büyük Selçuklu" dizisine arkadaşlar, bölüm başı 2 milyon 200 bin TL bütçe ayrıldığı iddiası var. Ayda 8 milyon 800 bin TL yapar. Devam ediyorum "Barbaroslar" dizisi vardı, hatırlarsınız, bölüm başına 1 milyondan fazla para ödendiği iddia edilmişti ama ne hikmetse dizi tutmadı, yayından kaldırıldı.

Şimdi, 2022 yılında böyle tasarruftan sürekli bahsedildiği bir dönemde TRT'de sadece iki diziye 12 milyondan fazla para ödendi. Geçtiğimiz hafta medyaya farklı bir haber düştü, önümüzdeki dönemde TRT'de yayınlanacağı söylenen "Fatih Sultan Mehmet" adlı on üç bölümlük dizi için ödenecek bütçe iddiaya göre bölüm başına arkadaşlar, 19 milyon 800 bin TL. Dizinin toplam bütçesi 257 milyon 400 bin TL. Bugün bütçesini görüştüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türk Tarih Kurumunun yıllık bütçesi ne kadar biliyor musunuz? Sadece 236 milyon 961 bin TL. Bu kadar cümleyi niye uzatıyorum? Şu yüzden: Türk Tarih Kurumunun bir yıllık bütçesi, TRT'de iki buçuk ay yayınlanacak bir dizinin bütçesi dahi etmiyor. Oysaki Türk Tarih Kurumu bizim en köklü kurumlarımızdan bir tanesi. Ben burada neredeyse yüz yıllık bir kuruma aktarılan bütçe ile sadece bir diziye ayrılan bütçe arasındaki farka dikkat çekmek istiyorum.

Biz, tarihî dizilere karşı değiliz arkadaşlar. Elbette tarihimizin ve kültürümüzün tanıtılması noktasında tarihî dizilerin çok önemli bir yeri var, bunu kabul ediyoruz. Biz bu taksimata, israfa karşıyız arkadaşlar. O dizilerdeki senaryolara katkı sağlayacak, icabında bu dizileri kontrol edecek kurum, deyim yerindeyse, üç kuruş bütçeyle faaliyet yapmaya gayret gösteriyor. Türk Tarih Kurumunun bu bütçesiyle dünya çapında yayın, toplantı, çalışma yapması takdir edersiniz ki mümkün değil. Eğer tarihten ders almak istiyorsak, topluma tarihî şahsiyetleri örnek olarak vermek istiyorsak ben bir tarihî şahsiyetten bahsetmek istiyorum: Tarhuncu Ahmet Paşa. Kendisi Osmanlı Devleti'nde ilk defa devletin gelirlerini ve harcamalarını ayrıntılarla öğrenip bir devlet bütçesi hazırlamak için bir kurul kurdu. Ayrıca, ilk kez bir sonraki yıl için bir bütçe hazırladı. Bu da Osmanlı Devleti'nin ilk bütçesi olarak kabul edilir. Tarhuncu Ahmet Paşa bütçeyi hazırlarken neler yaptı arkadaşlar? Bir, sarayın masraflarını kıstı. İki, sadrazamların giderlerini kıstı. Üç, ulufeleri kaldırdı. Dört, israfla ilgili önlemler aldı. Beş, devlette rüşveti engelleyecek uygulamaları hayata geçirdi. Liste bu şekilde uzayıp gidebilir.

Tarhuncu Paşa'nın saray masraflarını kısması çok manidardır. Bir saray çeşitli gruplardan oluşur arkadaşlar. Nedir bu gruplar? Elbette her şeyin sahibi ve hâkimi bir padişah var, sadrazam var, vezirler var ama saray bunlarla sınırlı değil malumunuz. Her saray kendi düzeniyle gelmekte; her sarayın nedimleri vardır, ağaları vardır, hadımları vardır, devşirmeleri vardır, tarih boyunca her sarayın etrafında bulunan çıkar grupları vardır. Eh, sarayda bütün bunlar olunca Tarhuncu Paşa'nın bu tedbirleri alması da rastlantı değil. Eğer tarihten ders alacaksanız, topluma mesaj verecekseniz sizden ricam, bir de Tarhuncu Ahmet Paşa için bir dizi çekmeniz. İnanın, Türk Tarih Kurumunda Tarhuncu Ahmet Paşa hakkında bilgi alacağınız alanında onlarca uzman isim var. Biliyoruz, siz bunları dinleseniz de uygulamaya geçiremezsiniz çünkü Tarhuncu Ahmet Paşa'nın başına gelenler sizin bunları eyleme geçirmenize engel olacaktır.

Tarhuncu Ahmet Paşa'ya ne mi oldu arkadaşlar? Müsait bir vakitte, hemen ileride Türk Tarih Kurumuna gittiğinizde Tarhuncu Ahmet Paşa'nın başına gelenleri dinlemenizi tavsiye ederim. Fakat biliyoruz ki sizler yoğun insanlarsınız, yoğun bir siyasi hayatınız var. Büyük bir ihtimalle bunu araştırma yapma ihtiyacı hissetmeyeceksiniz. Ben buradan sizi merakta bırakmadan Tarhuncu Ahmet Paşa'nın başına neler gelmiş, izah edeyim. Çıkarları etkilenen saray çevrelerinin, ulufesi kesilenlerin, düzeni bozulanların kulisleri ve iftiraları sonucu Tarhuncu Ahmet Paşa boğduruldu arkadaşlar.

Sayın milletvekilleri, sizleri bilmiyorum ama muhtemeldir ki göreve getirilen bakanlara göreve başlamadan önce Tarhuncu Ahmet Paşa anlatılıyor ki biraz önce bahsettiğim tedbirleri alma ihtiyacı hissetmiyorlar. Eğer bu ihtiyaç hissedilmiş olsa, bütçede Tarhuncu Ahmet Paşa'nın yapmış olduklarını hayata geçirebilmiş olsalardı çok daha farklı bir bütçeyle karşı karşıya kalacaktık. Ben, buradan, bugünkü israf bütçesinin, bugünkü yapılan bütçenin -mutlaka içerisinde doğru şeyler var, bu diziler için yapılan şeyler önemli ama- eşit dağıtılmadığı noktasındaki kanaatimi bir kez daha ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)