| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 10'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 22.12.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, "Bu bütçede acaba ben de var mıyım?" diye ekranları başında bizi izleyen değerli vatandaşlarımız; hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Kıymetli milletvekilleri, 2023'te ilk yüzyılımızı tamamladık, 2'nci yüzyılımızın ilk bütçesi üzerine konuşmalar yapıyoruz. Hatırlayacaksınız, on iki yıl önce iktidar tarafından "Türkiye hazır, hedef 2023" başlığıyla birçok hedef ortaya duyurulmuştu; ekonomiden istihdama, yatırımdan adalete büyük hedefler ve mega projelerden bahsedilmişti. İktidar, 2023 hiç gelmez zannederken bir de baktık 2024'e girmek üzereyiz ve 2024 bütçesini konuşuyoruz. Peki, 2023 hedefleri ne oldu? Biraz önce söz alan AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımız keşke hamasi cümleler kurmak yerine, söz verilip de gerçekleşmeyen 2023 hedeflerinden bahsetme cesareti gösterebilselerdi. Ama biz 2023 hedeflerini şu şekilde değerlendiriyoruz: Her alandaki rakamlara ve icraatlara baktığımızda onların sadece temennide kaldıklarını üzülerek görüyoruz. Meğer, slogan "Türkiye hazır, hedef 2023" değil, "yandaş hazır, hedef ihale"ymiş. Şimdi, yeniden 2028, 2053, 2071 hedeflerinin havada uçuştuğu bütçe görüşmelerini yapıyoruz. Arkadaşlar, biz de milletimiz de bu konuda idmanlıyız. Bunların da temennide kalacağını ve gerçekleşmeyeceğini çok iyi biliyoruz. AK PARTİ iktidarlarının bütçeyle her zaman sorunu oldu, her fırsatta bütçe delinmeye çalışıldı. 2022 yılı kesin hesabına baktığımızda bunu net bir şekilde görebiliyoruz. 2023 bütçesinin de çok az insanın aklına gelebilecek metotlarla bizzat iktidar tarafından birçok kere delindiğini hep beraber gördük. Şimdi, bugün konuşulan rakamlara baktığımızda, 2024 bütçesi de delinmeye hazır bir şekilde Meclisimize geldi. Peki, AK PARTİ her seferinde bu bütçeyi delmeyi nasıl beceriyor?
1) Bütçeyi en sevdiğiniz şey olan torba yasalarla deliyorsunuz. Daha temmuz ayında getirdiğiniz torba yasanın 11'inci maddesiyle Cumhurbaşkanı ile Hazine ve Maliye Bakanına net borç kullanım tutarını 3 kat artırma yetkisi verdiniz. Meclisimizdeki bir başka torba yasayla bir başka yetki almamanızın önünde hiçbir engel bugün itibarıyla yok. Hâlbuki bütçe hakkı, halkın ne için, ne kadar vergi ödediğinin, nereye ne kadar harcadığının bilinmesiydi; hem bütçe hakkını hem de bütçeyi deldiniz.
2) Bütçeyi dış borçlarla deliyorsunuz. Keyfî ve yanlış harcamalarla boşaltılan hazineyi sessiz sakin, borç parayla doldurmaya çalışıyorsunuz. Her Hazine ve Maliye Bakanınızı kapı kapı para aramak zorunda bırakıyorsunuz. Geçen torba yasadaki maddeyle 2023'te 2 trilyon 186 milyarlık bir borçlanma yetkisi aldınız. 2024 için bu yetki -Allah muhafaza- kullanıldığında rakam ne oluyor biliyor musunuz arkadaşlar? Tam 8 trilyon 768 milyar lira oluyor. Bu da mevcut bütçemizin yüzde 79'una tekabül ediyor yani dış borçla yeni bir bütçe yapıyor, mevcut bütçeyi deliyorsunuz.
3) Bütçeyi fonlar hatta bizzat Varlık Fonuyla deliyorsunuz. Ülkemizde uzmanların "modern Düyun-ı Umumiye" dediği bir Varlık Fonu vakıası var. Geçen haftalarda çok iyi niyetle hazırlandığını düşündüğümüz Aile ve Gençlik Fonu çıktı karşımıza. Maalesef bu fonlar da Meclisin bütçe denetimi dışında yönetilmekte.
4) Bütçeyi kur korumalı mevduatla deliyorsunuz. Kur korumalı mevduatın şu anda bütçeye minimum maliyetinin 700 milyar TL'nin üzerinde olacağı söyleniyor. Bunlar, kerameti kendinden menkul ekonomik düzeninizin getirileridir.
5) Bütçeyi kötü ekonomi yönetimi, enflasyonla deliyorsunuz. Hatırlayın, Türk siyaset tarihinin önemli isimlerinden biri enflasyonla alakalı ne diyordu? "Esasen enflasyon devletleri yıkan bir olaydır, milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık da değildir, ahlakı da bozar." diyor idi. Siz de enflasyon altında maalesef milletimizi ezdiniz, bütçeyi de delmek zorunda kaldınız. Bütçeyi yeni vergilerle deldiniz, bütçeyi vergi düzeninizle deldiniz, yeni ekonomi modellerinizle deldiniz, yap-işlet-devret modeliyle deldiniz. Şimdi yaptığınız ihalelerle gelecekteki hükûmetlerin bütçelerinden dahi çalma başarısı ortaya koydunuz ve siz, gelecekteki bir bütçeyi bile delmeyi başarabilmiş bir iktidar olarak kayıtlara geçtiniz. Gözlerinizdeki ışıltılarla bütçeyi deldiniz, siz bu bütçeleri "İtibardan tasarruf olmaz." diyerek deldiniz. Hâlbuki, değerli arkadaşlar, normalde olması gereken neydi? Vergiyi millet, yetkiyi Meclis verecekti. Siz de bu yetkiyi en uygun şekilde kullanacak, bütçeyi muhafaza edecektiniz ama maalesef emaneti delip geçtiniz.
Değerli arkadaşlar, Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri esnasında muhalefet tarafından çok kıymetli tavsiyeler geldi fakat gelen metinde bir tane virgül dahi kaydırılmadı. Yetkiyi verecek Meclisin üyelerinin sesi her seferinde bastırıldı. Bu bütçe, bu Meclisten oy çoğunluğuyla geçecek, yetkiyi de Meclis vermiş olacak. Siz de diyeceksiniz ki: "Gayet doğal bir durum, yasal bir hadise." Değerli iktidar milletvekilleri, ben bu duruma Sayın Alev Alatlı'nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ödülünü alırken Sayın Cumhurbaşkanının karşısında yaptığı bir konuşmayla cevap vermek istiyorum. Ne demişti Alev Alatlı Hanım? "Her yasal hak helal değildir. İflas eden kardeşinizin haraç mezat satılığa çıkarılan evini satın almanız yasal hakkınızdır ama helal değildir. İmar ruhsatı alan bir müteahhit şehrin ufkuna tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama yaptığı iş helal değildir." diyordu Sayın Alatlı. Biz de bu bütçe için diyoruz ki evet, bu bütçe yasal olabilir ama ahlaki değil çünkü çoğunluk, hak sebebi değildir.
Değerli milletvekilleri, burada yürütmenin temsilcileri bir yandan mega projelerden, devasa yatırımlardan, çok önemli hizmetlerden gururla bahsediyorlar, bir yandan da bütçe açığının gayrisafi millî hasılaya oranının yüzde 6,4 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor; bu da yaklaşık 2,7 trilyon anlamına geliyor. Burada bütçe açığındaki devasa rakama odaklanılması gerekirken bir şekilde hamasi, süslü cümleler kurularak gerçeğin üzeri maalesef örtülüyor. Az önce ifade ettim, enflasyon ahlakı bozar. Burada dikkat buyurun; bütçe açığı devletin düzenini bozar, dış borç devletin dış politikasını bozar.
Bugün İsrail'in Gazze soykırımının 77'nci günü. Günlerce bu kürsüden bütün milletvekilleri düşüncelerini, önerilerini paylaştı; STK'ler konuştu, yayınlar yapıldı, resim sergileri yapıldı. Biz buradan bas bas bağırdık. Bir vekilimiz hayatını bu kürsüde kaybetti bu konuları dillendirirken. İktidara "İcraat yapın." dedik ama iktidar icraat yapmak yerine miting yaptı. Biz bunu zaten biliyorduk; iktidarın ancak miting yapabileceğini, icraat yapamayacağını biliyorduk. Nereden biliyorduk biliyor musunuz? Bütçe açığından dolayı biliyorduk, bugün Meclise gelen bütçeden dolayı, dış borçtan dolayı biliyorduk.
Değerli iktidar, siz hiçbir şey yapamazsınız, bu ekonomi yönetiminiz yüzünden elinizi hiçbir yere uzatamazsınız. Madem gücünüz yetmedi, bari desteği kesin fakat onu da yapamadınız. Türkiye'nin değil ama sizin gemileriniz İsrail'e mal taşımaya devam etti. Buradan ilan ediyorum: Göreceksiniz, 2024'te de AK PARTİ iktidarı İsrail'in saldırıları karşısında hiçbir şey yapamayacak; bunun ispatı 2024 bütçesidir.
İktidar bu bütçe açığı ve potansiyel dış borçla ancak miting yapar. Bu bütçeyle Birleşmiş Milletlerde "Dünya 5'ten büyüktür." cümlesi kullanılabilir, Davos'ta "one minute" denilebilir ama İsrail'in aleyhine olacak hiçbir icraata imza atılamaz. Zaten Cumhurbaşkanlığı bütçesine şöyle bir baktığımızda, böyle işler için de para ayrılmadığını görebiliyoruz. Mitinglere paramız var, mega projelere paramız var ama insanımız ne hikmetse açlık sınırında yaşıyor. Devasa yatırımlara paramız var ama bütçeden eğitime, bilime, sanayiye ayırdığımız oran her geçen bütçede biraz daha düşmekte. Bütçede düzenli olarak artan tek bir oran var arkadaşlar, o da nedir? Faiz ödemeleri. Kıymetli milletvekilleri, bize mega projeler ve devasa yatırımlar izletilirken Türkiye Cumhuriyeti, küresel çetelerin ve finans baronlarının ceplerini doldurmaya devam ediyor. Doğru, bütçeniz yasal ama ahlaki değil.
Dahası da var kıymetli milletvekilleri, iktidarın kafası çok çok karışık. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının hazırladığı çalışmalar var. Nedir bunlar? Orta vadeli programımız var, On İkinci Kalkınma Planı'mız var, 2024 bütçemiz var. Bütçeyi açıp bakıyoruz, orta vadeli programla, kalkınma planıyla uyumsuz, bambaşka bir metinle karşılaşıyoruz. Bunu hem Komisyonda hem de Genel Kurulda pek çok milletvekili arkadaşımız dile getirdiler. Plan ve programınızla uyumsuz bu bütçeye baktığımızda, iktidar ya orta vadeli programda samimi değil ya kalkınma planında samimi değil ya da bütçede samimi değil. Bana sorarsanız iktidar hiçbir konuda samimi değil arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe dediğimiz kanun metni aynı zamanda bir vizyon metnidir. Bunu, bugün üzerine konuştuğumuz kurumlar üzerinden ele almaya gayret göstereceğim. Cumhurbaşkanlığının bütçesi 12 milyar 283 milyon Türk lirası. Burada dikkat çekilmesi gereken şey, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçen yıla göre yüzde 85'lik bir artış göstermesidir, bütçede en çok artış alan kurumlardan bir tanesi. Cumhurbaşkanlığına bağlı olan 8 başkanlık, 1 genel sekreterlik, 4 ofis ve 9 politika kuruluyla bu devasa bütçe düşünüldüğünde, Türkiye'de etkinin de yetkinin de kimde toplandığını net bir şekilde görebiliyoruz. Madem bu iş böyle gidecek, öyleyse günlerdir bütçelerini konuştuğumuz bakanlıklara ne hacet var, gece yarılarına kadar sayın bakanları burada ne tutma mecburiyetimiz var? Kıymetli milletvekilleri, yürütmenin sayın temsilcileri; Türkiye'nin 1'i gölge olmak üzere 2 kabineyi yönetecek, finanse edecek bir mali gücü yok maalesef.
Bugünün gündem maddelerinden olan İletişim Başkanlığıyla alakalı da birkaç cümle kuracağım. 2024 yılında Başkanlığa toplam 4 milyar 127 milyon lira ödenek tahsisi öngörülmekte yani İletişim Başkanlığının bütçesi, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin üçte 1'i kadar bir büyüklüğe sahip; ne kadar büyük olduğunu sizler bir kez daha düşünün. Ayrıca, kurumun 2023 bütçesiyle karşılaştırıldığında bütçede neredeyse yüzde 250'lik bir artış yapılmış. Devamlı bütçe artırımı talep edilen Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının çok üstünde bir ödenek artışı söz konusu. Biraz önce söyledim, bütçe metni aynı zamanda bir vizyon metnidir. Aslında İletişim Başkanlığına verilen bu devasa bütçeyle farklı bir vizyon zaten ortaya konuluyor.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Hepinizin malumu, bir görsel idrak çağında yaşıyoruz; her şey suretlere indirgendi, "Bir şey göründüğü gibiyse o şey öyledir." anlayışı hâkim oldu, suretler hakikatlerin önüne geçti maalesef.
Son olarak şunu ifade ederek sözlerimi tamamlıyorum: Kıymetli Divan Şairimiz Fuzuli'nin saraya, Sultan Süleyman'a yazdığı "Şikâyetname"sinden bir alıntıyla, bugünü anlatan bir alıntıyla sözlerimi tamamlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
MAHMUT ARIKAN (Devamla) - "Selâm verdim rüşvet değildir deyü almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler.
Dedim: - Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.
Dediler: - Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.
Dedim: - Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.
Dediler: "Bu hesap, kıyamette sorulur. Dedim: Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz. Dediler: Ondan dahi korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz.
Bütçe görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)