GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 10'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:43
Tarih:22.12.2023

MEHMET SALİH UZUN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve Demokrat Parti adına saygıyla selamlıyorum.

Bazı üzücü haberler geliyor 8 şehidimizin olduğuna dair, teyit edildi mi bilmiyorum, belki yetkililer teyit ederler. Şayet doğruysa şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.

Biliyorsunuz, grubu olmayan siyasi partilerin milletvekilleri olarak bizlerin bu kürsü hakları çok kısıtlı. Dolayısıyla, her bakanlığın bütçesinde ayrı ayrı görüşme, ayrı ayrı değerlendirme yapma imkânımız yok, o nedenle ben de bütçe hakkı üzerinden genel bir değerlendirme yapacağım.

Değerli milletvekilleri, bütçe hakkı, Meclisin bütçe yapma yetkisi, bugün itibarıyla bu Meclisin elinde kalan son yetkidir. "Elinde kalan" diyorum ama o yetkinin de nasıl budandığını, nasıl kırpıldığını, türlü türlü yöntemlerle, türlü türlü mekanizmalarla nasıl yok edildiğini hep beraber görüyoruz. Bu bütçe bu Meclise iki ay önce geldi ve iki aydır görüşülüyor. Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler dâhil olmak üzere, bu bütçe teklifinin tek bir kelimesi, tek bir rakamı değişmedi, değiştiremedik; bırakın kelimesini, rakamını, tek bir noktasını, virgülünü değiştiremedik; noktasının, virgülünün yerini değiştiremedik. Noterlik yapıyoruz yani iki aydır.

Bakın, arkamızdaki duvarda "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazıyor. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." cümlesindeki sözcüklerden bugün itibarıyla sadece bir tanesi "kayıtsız" sözcüğü geçerliliğini koruyor, o da olması gerektiği anlamın tam tersi anlamda. Hani, bir söz var ya "Beni bu dünyada bir kişi anladı, o da yanlış anladı." diye. İşte, aynı öyle, tek bir sözcük geçerli, o da yanlış anlamda geçerli.

Şunu söylemek istiyorum: Bu Parlamento kayıtsız, kayıtsız, olana bitene kayıtsız, düpedüz kayıtsız, en başta da kendi hukukuna kayıtsız, Parlamentonun hukukuna kayıtsız, yasamanın hukukuna kayıtsız. Seçilmiş bir milletvekili bir başka erk tarafından yedi aydır bu Parlamentonun, bizim hiçbir kararımız olmadan tutuluyor. İşte, dün, Anayasa Mahkemesi 2'nci kez hak ihlali kararı verdi, bugün bu saat oldu, hâlâ tutuluyor ve bu Parlamento buna bile kayıtsız, kendi üyesinin hukukuna kayıtsız. Kişisel tepkileri kastetmiyorum, kurumsal olarak Parlamento kendi hukukuna kayıtsız; biz kendi hukukumuzu koruyamıyoruz, milletin hukukunu koruyacağız, öyle mi? Öyle mi?

Yargı erki karşısındaki durumumuz böyle. Peki, yürütme erki karşısında nasılız? Yürütme erki Parlamentoyu hiç ciddiye almıyor. Anayasa gereği on beş gün içerisinde cevaplanması gereken soru önergelerine ya hiç cevap vermiyorlar ya da dalga geçer gibi cevap veriyorlar. (CHP, DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

İşte, bir milletvekilimiz sordu: "Cumhurbaşkanlığının uçak filosunda kaç uçak var?" Yani "Milletin parasıyla kaç uçak aldınız?" diye sordu, cevap verdiler "Gerektiği kadar." diye. Bu Beyefendi yazdı, Cevdet Yılmaz imzasıyla geldi. Bu kadar beyefendi, bu kadar kibar, bu kadar naif bir beyefendi bu Parlamentoya bu saygısızca yazıyı gönderdi, gönderebildi. (CHP sıralarından alkışlar)

Başka bir örnek vereyim: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde devletler arası bir sözleşmeyle yapılmakta olan Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin şirketinin tek Türk Yönetim Kurulu Üyesi Cuneyd Zapsu bundan bir yıl önce istifa etti ve şirkete dava açtı. "Ruslar burada radar istasyonu yapıyor ve bu, Türkiye'nin güvenliği için çok tehlikelidir." dedi ve bu Parlamento buna bile kayıtsız kaldı ve hâlâ bu Parlamento orada ne olup bittiğini tam olarak bilmiyor. Cuneyd Zapsu söyledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FUAT OKTAY (Ankara) - Ya, devlet söylemedi mi böyle bir şey olmadığını, anlattı.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

MEHMET SALİH UZUN (Devamla) - Kim? Muhalif birisi değil, AK PARTİ'nin kurucusu söyledi ama bu Parlamento buna bile kayıtsız kaldı. "Güvenlik" diyor adam, güvenlik, güvenlik; geçtim parasını pulunu "Türkiye'nin güvenliği" diyor. Biz buna bakmayacaksak daha neye bakacağız? Kuramaz mıydık bir araştırma komisyonu?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Parlamento bu ülkenin son kalesidir ve bu bütçe yapma yetkisi var ya, bizim de elimizdeki son yetkidir; buna gözümüz gibi bakmamız lazım, gözümüz gibi kollamamız lazım. Hani, şu bir Kızılderili atasözü var ya, onunla tamamlayayım, hani "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde..." diye, ondan ilhamla. Son bütçe görüşmeleri yapıldığında, elimizdeki son itiraz mekanizmaları da yok edildiğinde, ihlal edilmemiş olan son Anayasa maddesi de ihlal edildiğinde anlayacağız başımıza ne geldiğini ama iş işten geçmiş olacak. İş işten geçmeden kendimize gelelim diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)