GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:23.12.2023

RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurul Salonu'nu olduğu gibi tüm ülkeyi büyük bir yasa boğan sayısı 12'ye ulaşmış kahraman askerlerimizin vefatını hep beraber öğrendik. 12 tane eve büyük acı düştü; inşallah son olur, inşallah bunlar yavaş yavaş çözülür ve bu ülke artık bu dertleri konuşmaktan inşallah kurtulur.

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi sözlerime başlarken saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, hepiniz şahit olmuşsunuzdur, bir kısmını da hep beraber yaşadık; bütçe takviminin işlemeye başlamasıyla birlikte gerek bakanlıklarda gerek kurumlarda gerekse de Meclis koridorlarında hummalı bir koşuşturma oluyor, bu dönem de böyle oldu çünkü bütçe eğitimden sağlığa, ekonomiden çalışma yaşamına, güvenlik politikalarından adalete, üretimden tüketime herkesi yakından etkilemekte ve herkesi yakından ilgilendirmektedir; onun için "bütçe hakkı" diye bir kavram doğmuştur. Bundan dolayıdır ki geçmiş yıllarda halkın büyük bir bölümü süreci yakından takip etmiş, ekran başına toplanıp tartışmaları heyecanla izlemiştir. Bir teknik çalışma gibi görülse de bütçe bir siyasi karardır değerli arkadaşlarım. Vergilerin kimden toplanacağına karar veren; kime, nasıl, hangi oranda dağıtılacağını ifade eden, yazılı hâle getiren bir çalışmadır ve dolayısıyla siyasi bir tercihtir. Bütçe rakamlarına baktığımız zaman, 2023 yılına göre bu bütçede doğrudan ve dolaylı vergilerde yüzde 73,5 oranında bir artışı, vergilerde yüzde 74'lük bir artışı görüyoruz. Bu, şu anlama gelir: Bu bütçenin artışındaki ve 2024 yılında yapılacak işlerin tamamının yükü vatandaşın sırtına yüklenmiş durumdadır. 2017 yılındaki Anayasa değişikliğinden sonra bütçeler artık halkın değil sarayın bütçesi hâline gelmişlerdir. Meclis ise sadece, bunu bir onama makamına dönüşmüştür. Bu nedenle, üzülerek söylüyorum ki halkın gözünde de bütçenin artık bir kıymetiharbiyesi kalmamıştır. Biz, burada milletvekilleri olarak elimizden geldiğince doğruları -yapılan yanlışları, yapılan doğruları- anlatmaya çalışıyoruz ama maalesef gerçekler acı değerli arkadaşlarım. Acı, peki, nedir bu acı gerçekler? Vicdansız hazdır, ilkesiz siyasettir, ahlaksız ticarettir, niteliksiz eğitimdir, insaniyetsiz bilimdir, emeksiz zenginliktir, gösterişe dayalı ibadettir, kanunsuz adalettir. Değerli arkadaşlarım, Gandi'nin yıllar önce dünyanın 8 hatası olarak sıraladığı bu tespitler, günümüz Türkiyesinde hayatın tam da karşılığı hâline gelmiştir. Hayat artık ülkemizde gerçekten vicdansız bir haz, ilkesiz bir siyaset, ahlaksız bir ticaret, niteliksiz bir eğitim, insaniyetsiz bir bilim, emeksiz bir zenginliğe dönüşmüş; gösterişe dayalı ibadet, kanunsuz adalet yaşamın bire bir parçası olmuştur. Peki, bütün bunların günlük hayata yansıması nasıl oluyor değerli arkadaşlarım? Atanamadığı için intihar eden öğretmenler, sağlıkçılar, mühendisler; açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen milyonlar, 7.500 lirayla geçinmek zorunda kalan emekliler, ürünü para etmediği için topraklarını satan köylüler, gelecekten umudunu kesmiş gençler, bin seksen dört gündür onurlu bir direniş sergileyen Boğaziçi Üniversitesinin değerli hocaları, Anayasa Mahkemesince 2'nci kez hak ihlali kararı verilmesine rağmen hukuksuz bir şekilde rehin tutulan Can Atalay; hırsızların, dolandırıcıların üç beş ay yatıp çıktığı cezaevlerinde yıllarca yatan Gezi tutukluları, siyasetçiler, aydınlar, düşünürler, gazeteciler, evet, ülkemizin gerçekleri hâline gelmişlerdir. Ülkemizin gerçekleriyle bağdaştırıldığı için son yıllarda sıkça dillendirilen bir sözü de sizlerle paylaşmak istiyorum: Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı, malınızı çalar; politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim efendim.

İkisinin arasındaki en önemli fark, sıradan hırsız sizi seçer, politik hırsızı siz seçersiniz.

Değerli arkadaşlarım, politik hırsızların en büyük silahı ise yalan ve aldatmadır. Ne acıdır ki bu dönemde de yalan ve aldatma, kandırılma, aldatılma yüceltilmiş, saygın bir konuma gelmiştir. Sürekli bir "Allah affetsin." modu gelişmiştir. Birlikte yol yürüdükleriniz darbe yapar, "Allah affetsin." Rant uğruna şehirler mahvolur, "Allah affetsin." "Nas" dersiniz faizler arşa çıkar, "Allah affetsin." Gerçekten Allah affetsin ya, gerçekten Allah affetsin sizi!

Değerli arkadaşlarım, böyle bir bütçeye; içinde adaletin, içinde hukukun olmadığı, içinde insanın olmadığı bir bütçeye tabii ki "evet" dememiz mümkün değildir; bu bütçeye "hayır" diyoruz.

Hepinize en derin saygılarımı sevgilerimi sunuyorum.