GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:24.12.2023

DEM PARTİ GRUBU ADINA SERHAT EREN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başta Diyarbakır kentinin seçilmiş Belediye Eş Başkanları olmak üzere cezaevlerinde tutsak edilen arkadaşlarımızı en içten duygularımla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vekili olduğum Diyarbakır kentinin dokuz bin yıllık bir tarihi var. Bu tarih boyunca Hititler, Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Moğollar, Makedonlar, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar ve son olarak da Osmanlı İmparatorluğu egemen olmuş ve yıllarca bu kenti yönetmişler. Ancak dokuz bin yılda Diyarbakır'a hiç kimse kayyumlar kadar zarar vermemiştir. Cumhuriyetin, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının, anayasanın olmadığı dönemlerde dahi Diyarbakır kenti daha fazla adil yönetilmiştir. Evet, dokuz bin yılda yapılmayanı Diyarbakır kayyumu büyük bir maharetle yedi yıl içerisinde yapmayı başarmıştır. Diyarbakır'da çiftçilerin sorunu dururken; esnaf kan ağlarken; uyuşturucu kullanımı yaşı 12 yaşın altına inmişken; insanlar pazarda sebze artıkları toplarken; Diyarbakır'daki depremde iş yerlerini, evlerini kaybeden binlerce insan sefalet içerisinde yaşarken; 21'inci yüzyılda hâlâ okulu olmayan, yolu olmayan, suyu olmayan köyler dururken kayyumlar yağmalama ve talan derdinde. Bu sorunları çözmek yerine, maalesef, belediyenin, Diyarbakır halkının kaynaklarını çalma peşinde. Bakın, kayyumlar, belediyelere ait arsaları, dükkânları ve taşınmazları değerinden çok ucuza satıyor, bu yerler çok düşük fiyatlara belki kırk dokuz yıllığına kiralanıyor, ihalelerde usulsüzlükler yapılıyor, hukuksuz devirler yapılıyor, usulsüz işlemler yapılıyor, liyakatsiz atamalar yapılıyor yani Diyarbakır halkının malını ganimet olarak görüyorlar.

Bakın, yerel seçimler yaklaştıkça iktidar ve onun sömürge valileri o kadar arsızlaştılar ki gelecek olan belediye başkanlarımıza tek söz bırakmamak için her türlü hileye ve oyuna başvuruyorlar. Çok kısa bir süre önce yapılan devirlerden bahsetmek istiyorum: Bakın, belediyelerin organize sanayi bölgelerindeki hisselerini Valilik kendisine devretti. Belediyenin Diyarbakır Karaca'daki Organize Sanayi Bölgesi hisseleri ve Diyarbakır Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'ndeki hisseleri Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına devredildi. Peki, kim bu kurum? Diyarbakır Valiliğine bağlı bir kurum yani hisseler kendisine veriliyor. Bunu da belediye meclis kararı diye bize yutturmaya çalışıyor. Bu 5 kişiyle alınmış olan kararla -kayyumun tayin etmiş olduğu daire başkanları, hiçbiri Diyarbakır halkının iradesiyle seçilmiş belediye meclis üyeleri değil- al gülüm ver gülümü oynuyorlar maalesef. Bununla da bitmiyor devirler tabii. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin kaynaklarıyla 19 milyon 836 bin TL harcanarak yenilenen Diyarbakır Devegeçidi Piknik Alanı bedelsiz bir şekilde İl Millî Eğitim Müdürlüğüne devredildi. Yine, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ait olan Lice Spor Kompleksi bedelsiz bir şekilde İl Spor Müdürlüğüne; yine, Lice Belediyesine ait olan 1.400 metrekarelik bir arsayı İlçe Emniyet Müdürlüğüne bedelsiz bir şekilde devredildi. Kayyumlar AKP'nin yolsuzluk ve hırsızlıktaki son durağıdır. Kayyumlar bu çağın yavuz hırsızıdır ama size, ev sahibinin halkımız olduğunu, bizler olduğunu hatırlatacağız.

Bakın, kendi evimizde, kendi topraklarımızda, kendi dilimizde konuştuğumuzda "Evinize gidin." diyen AKP zihniyetinin tayin etmiş olduğu kayyumlar Kürtçe tabelaları yani o köy yollarına giden Kürtçe tabelaların tamamını kaldırıyorlar. Kayyum tayin edilen belediyelerden biri de Bismil Belediyesi. Bismil Belediyesinin girişinde eskiden "..."(*) Kürtçe bir tabela yazılıydı yani "Hoş geldiniz." Kayyum ne yaptı? Bu Kürtçe tabelayı kaldırdı, yerine Türkçe "Hoş geldiniz." Yazdı; bir de yetmedi, bunun yanına ne yazmış biliyor musunuz? "Bismil'de mutluyum." Şimdi, Bismil halkı adına söylüyorum, Diyarbakır halkı adına ben söylüyorum, ben cevap veriyorum: Siz bunu yaparken Bismillilere sordunuz mu? Onların mutlu olup olmadığını sordunuz mu? Onlar adına ben söz veriyorum, ben anlatıyorum, diyorum ki: "..."(*)

Değerli milletvekilleri, kayyumlar bir taraftan kaybedecekleri belediyelerin kaynaklarını yağmalarken diğer taraftan da yüzlerce asker ve polisi aynı adrese taşıyarak seçimi sandıkta değil, sandık öncesi, seçim öncesi hilelerle kazanmaya çalışıyor. Bakın, 2019 yerel seçimlerinde 1.757 oyla kazandığımız bir belediyeyi düşürmek için, kaybetmemizi sağlamak için 1.762 seçmeni Kulp ilçesine kaydırmışlar, altı ay önce olmayan bir adrese bugün 1.062 seçmen kaydetmişler. Tabii, bunun gibi onlarca, onlarca adres verebilirim, adreslerin numarasını bile verebilirim. 1.062 seçmenin kaydedildiği bir yerde sadece 13 kişi önceki seçimde oy kullanmış, 13 kişi Kulplu, onun dışındakilerin tamamı oraya yeni kaydedilmiş askerler. Yine, Kulp Uzunova Mahallesi Sivrice Sokak 55 numara, Zeyrek Mahallesi 5 numara, Hamzalı Mahallesi 55 numara; çoğaltabilirim. Yine Hazro ilçemize 802, Eğil ilçemize 1.216 seçmen taşınmış; bunların hiçbiri Hazrolu değil, hiçbiri Eğilli değil, tamamen dışarıdan getirilmiş, kaydedilmiş asker ve polisler. İktidar çıksın bunları yalanlasın. Çıkabilir mi, anlatabilir mi? Anlatamaz. Gelin, buyurun, gidelim bir komisyon kuralım, bizi komisyona almayın, siz gidin araştırın; bunların hepsini çok rahat göreceksiniz.

Değerli üyeler, bunları iktidara, iktidarın vekillerine anlatmıyoruz, biz iktidardan çoktan ümidi kestik, onların demokrasi, seçme ve seçilme hakkına olan inançlarını yitirdiklerini çok iyi biliyoruz; biz muhalefet vekillerine yani CHP'ye, yani İYİ Partiye, yani Saadet Partisine sesleniyoruz: Bunlar Kürt'e yapılınca meşru ve hak mı kabul ediyor; aman ses çıkarmayalım, nasılsa onlar bunu hak ediyor mu diyorsunuz? Seçmen taşınmış hiç önemli değil, Kürtlere sadece seçme hakkı bile çok, eğer onlar yönetilecekse biz mi yöneteceğiz diyorsunuz? Ancak, şunu çok iyi bilmelisiniz: Bugün sessiz kaldığınız bütün haksızlıklar bir gün sizi de bulacak. Bu ülkede hukuksuzluk yapılacaksa önce Kürtlere yapılır, sonra muhalefete sıra gelir, muhalefete yapılır.

Sesleniyorum, size sesleniyorum; CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisine sesleniyorum: Siz eğer Eğil'e, Kulp'a, Hazro'ya, Şırnak'a, Iğdır'a ses çıkarmazsanız, yarın bu iktidar gelir, sizin kazandığınız belediyelere el koyar, kayyum tayin eder, belediyenin kaynaklarını talan eder.

Bakın, ey CHP'liler, göz göre göre yapılan bu haksızlığa ses çıkarmayacak mısınız? O zaman yarın Bandırma Belediyesini, Söke'yi, Elmadağ'ı, Merzifon'u, Amasra'yı, Mengen'i, Nilüfer'i seçmen taşıyarak aldıklarında derdinizi anlatabilecek misiniz?

Ey İYİ Partili vekiller, yarın Demre'yi, Elmalı'yı, İncirliova'yı, Nazilli'yi, Susurluk'u, Eceabat'ı, Gökçeada'yı farklı il, ilçelerden taşıdıkları seçmenlerle aldıklarında söz söyleyebilecek misiniz?

Ey Saadet Partili vekiller, sizin bir sözünüz olacak mı, buna karşı sessiz mi kalacaksınız? O vakit Kâhta'ya, Eleşkirt'e, Çüngüş'e, Hasanbeyli'ye, Pamukova'ya, Çanakçı'ya, Tavşanlı'ya, Kızılağaç'a asker ve polisler taşınarak halk iradesi gasbedildiğinde "Bu seçimler adil." diyebilecek misiniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eren, lütfen tamamlayın.

SERHAT EREN (Devamla) - Belki de yapmışlar, ruhunuz bile duymamıştır; size araştırmanızı öneririm ben.

İşgalci ve sömürgeci mantığıyla Kürt'e ait ne varsa el koyanlara, yağmalayanlara, talan edenlere, bu kadar açıktan göz göre göre hile yapanlara, ilçe ve illerin geleceğiyle oynayanlara, bu iktidarın hilelerine, YSK'ye karşı bugün söz kurmayacaksınız da ne zaman söz kuracaksınız?

Sayın Başkan, son olarak, sözlerimi bitirirken, iktidarın tüm hilelerine rağmen, muhalefetin tüm sessizliğine rağmen halkımız sandıkta gerekli cevabı verecektir; biz kazanacağız, kayyumlar gidecek.

Teşekkür ederim.