GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:24.12.2023

CHP GRUBU ADINA AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Irak'ın kuzeyinde terör örgütü PKK tarafından yapılan hain saldırıda şehit olan kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum; milletimizin başı sağ olsun.

Dün yaşanan çatışmalar sonrasında kahraman Mehmetçiklerimizin aile evlerine acı haber düştü. Bu keder tüm ulusu sardı. Her ne kadar haber bültenlerinde sayıdan ve rakamdan ibaret gösterilseler de her birinin arkasında bıraktığı bir hikâye, bir aile, bir eş, bir gelecek, aydınlık ve güçlü bir Türkiye hayali vardı. Bu, onlarla beraber gitti, gitti. Onların geride bıraktıkları yüce Türk ulusuna emanettir. İşte, bu vesileyle, bugün burada ekonomi üzerine yapacağım konuşma daha müreffeh ve huzurlu bir Türkiye oluşturabilme çabasının gerekçesidir. Bazı anlar, zamanlar vardır, insanın içinden bir kelime dahi etmek gelmez, insanın boğazında kelimeler düğümlenir; yine böyle bir zamandan geçiyoruz. Yine, bu vatan evlatları gibi, milletimizin bize verdiği görevi yapmak için konuşmama başlıyorum; bir kez daha milletimizin başı sağ olsun.

Değerli milletvekilleri, bakın, sene 2011, ne demiş iktidar partisi: "Türkiye, gayrisafi yurtiçi hasıla büyüklüğü bakımından dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisinde yer alacak." Gelinen noktada, sizin arka arkaya göreve gelen ekonomi bilmez bakanlarınız sayesinde ülkemiz ilk 20'de kalma mücadelesi veriyor. Bunun da ülkemizin içinden geçtiği beka mücadelesinde en önemli savaş alanlarından biri olduğunu unutmamalıyız.

Yine "Enflasyon ve faiz oranları kalıcı biçimde düşük ve tek haneli rakamlara inecek." demiştiniz. İşte 2023 yılının sonundayız, geçtiğimiz günlerde bu kürsüden Hazine ve Maliye Bakanını dinledik, Bakanın enflasyon vaadi önümüzdeki yıl yüzde 36'ya düşürmek; kısmet olursa tabii. 2026'da tek haneli rakamlara düşüreceklermiş; o da tabii bilimsel ölçütlerle değil -parantez içinde- güvenilmez TÜİK'in verilerine dayanarak. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Hükûmetin enflasyon karnesi ortada; şüphesiz, enflasyon genel bir kötü yönetim göstergesidir. Enflasyonun yüksek olduğu yerde ne ahlaktan ne güvenlikten ne bekadan ne huzurdan bahsetmek mümkündür ve geçtiğimiz beş yılda Türkiye ekonomisi arka arkaya kalp krizi geçiren ancak bir türlü gerekli müdahalenin yapılmadığı bir hasta görüntüsü vermektedir.

Değerli milletvekilleri, bir diğer 2023 hedefiniz olan kişi başı gelir hedefine bakalım: Burada 2023'te kişi başına gelir 25 bin dolar olarak hedeflenmiş; gelinen noktadaysa emekliyi 5 bin liralık sadakayla avutmaya çalışan, gençlerine iş ve gelecek umudu vadedemeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Çalışan kesimlerde de bu durum farksız; bakın, aynen aktarıyorum, Tuzla'da bulunan bir metal fabrikasında çalışan Serhat ne diyor: "21 yaşındayım, hayatımda hiç sinemaya gitmedim, tatil yapmadım; gitmek isterim ama imkânım olmuyor. Tatilde fındığa çalışmaya gidiyoruz, onu yapmasak yıl içinde zorlanırız." diyor. Burada bakanlar çıkıyor, sırasıyla konuşuyor; ne derlerse desinler boş, hakikat ortada. Kimi gencimiz vatan için, ülkesi için gözünü kırpmadan şehit düşüyor, geride kalan gençlerimiz de Serhat'ın omuzlarında taşıdığı bu ağır yükü taşımaya devam ediyor. Sizin görmezden geldiğiniz hakikat, milyonlarca gencin umutsuzluğunda gizlidir.

Süslü laflarla, büyük lansmanlarla duyurduğunuz 2023 yılı geldi geçti. Hâlen daha her gün yeni bir şehit haberiyle kahroluyoruz, emeklisi perişan, çiftçisi pamuk ipliğinde, işçisi, genci, öğrencisi umutsuz; gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine, okul çağındaki çocuğundan ömrünü milletine feda etmiş emeklisine dek herkes yarına dair kaygıyla dolu. Ülkemizi öyle bir noktaya getirdiniz ki laik desen laik değil, hukuk devleti desen hukuk devleti değil, sosyal devlet desen sosyal devlet değil, güvenli desen güvenli hiç değil.

Değerli milletvekilleri, bugün, burada, Parlamentonun temel kuruluş mantığına ilişkin bütçe hakkı üzerine toplandık. Tabii, bütçe hakkının, kamu bütçesinin diğer tarafında da vergi ve yükümlülükler var. Hükûmetin kamu bütçesi ve vergi denklemine yaklaşımını memleketim Edirne üzerinden tariflendirmek isterim. 2023 yılı Kasım ayına kadar Edirne ilinde tahakkuk eden vergi 13 milyar 693 milyon lira. Öte yandan, Edirne İli 2023 Yılı Yatırım Programı'na göre, 2023 yılı için devam eden projelere ayrılan ödenek 6 milyar 482 milyon; kaldı ki bu yatırım bütçesinin 5 milyar liralık büyük bir kısmı Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, Edirne illerini kapsayan Halkalı-Kapıkule tren yolu için ayrılmış durumdadır. Halkalı-Kapıkule tren yolu için ayrılan 5 milyar liranın 2,5 milyar lirası yani yarısı doğrudan Avrupa Birliğinden hibe olarak alınmıştır, geriye kalan 1 milyar 482 milyon liralık yatırım bütçesi -ki bu da devede kulak kalır- özetle, Edirne'nin ödediği verginin yüzde 10'una tekabül ediyor. Edirne'nin ödediği vergi çeşitli sebeplerle 5'li çeteye rant olarak aktarılmış; uçak inmeyen hava alanlarına, araç geçmeyen köprülere ve otoyollara gitmiştir. Yine, bir tarım kenti olan Edirne'de DSİ'ye ait sulama projelerine ayrılan ödenek sadece 316 milyon lira. Bu projeler içinde en yakın tarihli bitirileceği vadedilen projeler 2016'dan beri yapımı devam eden İpsala Karaağaç Barajı, 2007 yılından beri yapımı arapsaçına dönen Meriç Çakmak Barajı'nın birinci merhalesidir; zaten on altı yıldır devam eden bir projede vadedilen bitiş süresi de 2026. Edirneliler bu projeler için "Sonu 2023 hedeflerine benzemese bari." diye kaygılarını dile getiriyor; benden size söylemesi.

Edirneli çiftçi, üretici vergisini tıkır tıkır öderken, karşılığında gerekli altyapı yatırımlarını ve teşvikleri beklerken siz bu paraları, vatandaşın alın terini Sudan'a, Venezuela'ya, Nijer'e götürdünüz ve batırdınız. On yıl oldu Sudan'da sulu tarım projesi başlayalı; on yılın sonunda, kurulan şirket tasfiye edildi oysa o bütçeyi yerli tarımı kalkındırmak için kullansaydınız bugün en azından çiftçinin cebinde para, halkın sofrasında ucuz gıda olurdu. Ülkeyi getirdiğiniz durumda, benim Edirneli vatandaşım vitrinlere umutsuzca bakarken ilimizin ekonomisini ayakta tutan yabancı turist onların gözünün önünde bagajlarını dolduruyor.

Değerli milletvekilleri, maalesef, Hükûmet için millîlik, yerlilik, milliyetçilik hepsi kuru hamasetten ibaret. Konuşunca mangalda kül bırakmayanlar gelsin de serhaddeki Edirne'nin ecdat yadigârlarını bir görsünler. Geride bıraktıkları ülke, evlatları Irak'ta şehit olan, milyon dolarları Sudan topraklarına gömülen bir ülke. Bu vatandaşın hakkı maalesef size helal değil. İşte tüm bu sebepler bizim, Cumhuriyet Halk Partisinin bu bütçeye "hayır" demesinin gerekçesidir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.