GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:24.12.2023

İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERSİN BEYAZ (İstanbul) - Şehitlerimizin baba ocaklarında gördük ki ayakta durmakta zorlanan evlerde yetişen bu vatanın koç yiğitleri, ülkeyi ayakta tutmak için canları pahasına mücadele ediyorlar. Birlik ve bütünlüğümüze, huzur ve güvenliğimize yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. Terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ve amacına ulaşamayacaktır. Şehadete eren aziz kahramanlarımızı rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun, ailelerinin ve yüce Türk milletinin başı sağ olsun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ iktidarı, 2022 yılının yarısı tamamlanmadan, neredeyse daha altı ay önce yaptıkları kadar bütçe isteyerek aslında beceriksizliğini, öngörüsüzlüğünü, yönetme ehliyetini kaybettiğini göstermiştir. İktidar, maliye politikasının uygulayıcısı olarak bu yetkisini Meclisten almaktadır. Ülkenin ve milletin parasını yani bütçeyi verimlilik ilkesine göre yönetme yetkisini alan AK PARTİ iktidarı şeffaf ve hesap veren taraf olmadığı gibi daha yıl bitmeden haziran ayında bir bütçe teklifi daha getirmiştir. 2022 yılı merkezî yönetim bütçesinde 1 trilyon 750 milyar 957 milyon Türk lirası gider, buna karşılık olarak 1 trilyon 472 milyar 583 milyon Türk lirası gelir öngörerek 278 milyar 374 milyon Türk lirası bütçe açığı verilmesi planlanmış ancak bu plan da tutmamıştır. 2022 bütçe görüşmelerinin yapıldığı sırada İYİ Parti Grubumuz ve 27'nci Dönem milletvekillerimiz iktidara bütçenin gerçekçi olmadığı, 2022 yılını daha görmeden bu bütçenin geçersiz olacağı uyarılarında bulunmuştu ancak iktidarın döviz kuru tahminindeki öngörüsüzlüğü sebebiyle hem bütçemiz hem de diğer makroekonomik hedeflerimiz anlamsız kalmıştır. 2021 yılının Kasım ayında 2022 yılının bütçesinin Komisyon görüşmelerinin yapıldığı dönemde patlak veren ekonomik krizi iktidarın öngörüsüzlüğüyle açıklamak biraz da basit kalacaktır.

Ülkemizin maddi, manevi tüm değerlerinin altüst edildiği yirmi yıllık saltanatın hazin sonuçlarını en başta milletimiz olmak üzere hepimiz derinden hissettik, hissetmeye de devam ediyoruz. Bugün "derin yoksulluk" kavramını konuşuyorsak, "açlık sınırı" kavramı üzerinden gündem belirliyorsak bu üzücü durumun başsorumlusu AK PARTİ iktidarıdır. 2022 bütçesi hazırlanırken bütçemizin 211 milyar dolara eşit olduğu, Komisyonda görüşüldüğü esnada 140 milyar dolar ve akabinde, Genel Kurulda kabul edildiği tarihte 107 milyar dolar seviyesine gerilediğini tespit edebiliriz. İnanabiliyor musunuz; bütçe daha komisyondan çıkmadan yarı yarıya erimiştir. Hâl böyle olunca, beceriksizliğine bakmadan, altı ay sonra bir bütçe daha teklif eden iktidar, verdiği sözleri tutamayacağını belli etmiş, iktidar ve yandaşlarının kararlılık üzerine kurduğu beylik cümleler boşa çıkmıştır. İYİ Parti olarak savunduğumuz üzere, bütçe teklifi, vatandaş açısından bir yokluk bütçesi olmaktan öteye gidememiştir. Böylece, 20 Haziran 2022 tarihinde de ek bütçe kanun teklifi getirerek aslında muhalefetin tüm iddia ve eleştirilerini itiraf ettiğini de göstermiştir.

Değerli milletvekilleri, 2024 bütçesinde faiz ödemesi için ayrılan para 1 trilyon 277 milyar liradır. Bu rakam, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin yaklaşık 4,5 katı, Sanayi Bakanlığı bütçesinin yaklaşık 16 katıdır. Soru önergemize verilen cevapta İstanbul Havalimanı'nın toplam yatırım bedelinin 10 milyar 247 milyon euro olduğu belirtilmiştir. Bu faiz ödemesiyle 4 tane İstanbul Havalimanı, 3 milyar 160 milyon dolar maliyetli Çanakkale Köprüsü gibi 13 tane köprü yapabilirdik. Toplumumuz için hayati öneme sahip, gıda üretimi yapan, tarım ve hayvancılık yapan çiftçimize bu yılın sonuna kadar 63 milyarın biraz üstünde verilen tarımsal desteklemelerin 20 katı olan bu faiz ödemesini göz önüne aldığımızda AK PARTİ iktidarının ülkemizi nasıl bir borç ve faiz batağına soktuğu anlaşılmaktadır. Faize ödenecek olan 1 trilyon 277 milyar Türk lirasının sadece yüzde 10'unu çiftçimize verseydik bugün tarımsal desteklemeler 3 katına çıkmış olacaktı. Tarımsal destekler demişken şuna da değinmeden geçemeyeceğim: 2006 yılında AK PARTİ'nin kendi çıkardığı Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesiyle gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1'inin altına düşmeyecek şekilde vereceği tarımsal destekleri vermediğini de belirtmek isterim. Türk çiftçimizin, besicimizin, köylümüzün on yedi yılda iktidardan kümülatif olarak en az 485 milyar Türk lirası alacağı vardır. Çiftçimize, sanayicimize ayrılan destekleme ödemelerinin ve politikalarının verimsiz yapıldığı da ortadadır. Bu durum zaten kötü durumda olan ekonomimizi daha da derin bir krizle yüz yüze bırakmaktadır. 10 Kasım 2023'te açıklanan TÜİK verilerine göre Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 8,9 olmuştur. İşsiz vatandaşlarımızın sayısı ise 3 milyon 218 bin olarak açıklanmıştır. Çalışanlarımızın ise yüzde 60'a yakını asgari ücret ve asgari ücrete yakın maaşlarla çalışmaktadır. Bütçenin Genel Kurulda başladığı gün Cumhurbaşkanı Yardımcınızın bahsettiğinin aksine, ülke çalışanlarının yarısından fazlasının açlık sınırının altında maaş aldığı bir yerde kimse istikrardan, ekonomik büyümeden, sosyal refah artışından bahsedemez.

Değerli milletvekilleri, biz, İYİ Parti olarak milletimizin oylarıyla Mecliste temsil imkânı bulduğumuz günden bugüne söylediğimiz gibi, doğru bildiğimizi söylemekle mükellefiz. Bu bütçe, bir faiz bütçesidir. Öyle söylenildiği gibi işçisi, memuru, emeklisi, esnafı, çiftçisi, çocuğu, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlandığı, 81 ilimizin, her bir yöremizin gereksinimlerinin düşünüldüğü ise hamasetten ibarettir. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceği iddiasıyla iktidara gelen AK PARTİ iktidarı, yolsuzlukla milletin parasını, tüyü bitmedik yetimin hakkını yandaşlara peşkeş çekmiş, halkın büyük bir kısmını fakirleştirmiş, yasak ve baskılarla vesayetle suçladığı her türlü alanı kontrol altına alarak bu "ucube sistem" dediğimiz partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ülkemizi baş edilemez sosyal ve ekonomik bir krize sokmuştur.

Değerli milletvekilleri, hepimizin malumudur ki Merkez Bankası, 2024 enflasyon hedefini yüzde 36 olarak açıkladı. Bu yıl enflasyon hedefi tutmayan iktidarın ve Merkez Bankasının 3 kere enflasyon tahmini değiştirdiğini biliyoruz. Üzülerek söylemek istiyorum ki 2024 yılı için de aynı durumla karşılaşacağımızdan şüphemiz yok çünkü ekonomik öngörüsüzlük ve bu ucube sistemin getirdiği kriz, ülkemizi ve milletimizi enflasyonla boğuşur hâle getirdi. Madem siyasi iktidar ülkemizi düze çıkaracak, ekonomik krizin üstesinden gelecek, madem 2024 enflasyon hedefi şimdilik yüzde 36 olarak açıklandı, neden genel bütçeli kurumların bütçesi ortalama yüzde 98,6 artırılıyor? TÜİK'in verileri yanlış açıklaması, iktidarın rakamsal oyunlarıyla vatandaşımızın alması gereken maaş zamları düşük olmasına rağmen, devlet kurumlarının bütçeleri yüzde 98,6 artırılmaktadır. Hayat pahalılığı ve enflasyonun maaşlardan daha fazla artması vatandaşımızı her geçen gün daha da fakirleştiriyor. Vatandaşa gelince kaşıkla veriyor, kendinize gelince kepçeyle alıyorsunuz. Burada akla gelen tek şey, yerel seçimler için finansman oluşturulduğudur. Siyaset literatürümüzde son kırk yıldır dile getirilen "seçim ekonomisi" kavramı bugün de işletilmektedir. "Tutturmuş erken emeklilik... Seçim kaybetsek de yokum." diyen Cumhurbaşkanının, sözünden çark ederek seçimi kaybedeceğini anladığı için EYT düzenlemesini yaptığı gibi bugün yerel seçimler öncesinde ellerini güçlendirmeye çalışıyorlar. Kamu harcamalarını artırarak seçim ekonomisi yaratmanın ülkemize de milletimize de bir faydası yoktur. Kamu maliyesinin gücünü arkasına alarak haksız rekabet ve orantısız güç kullanarak belediye seçimlerinde başarı sağlamaya çalışmak, bunu da milletin vergilerinden, devletin bütçesinden yapmak kabulü mümkün olmayan bir garabettir.

İktidar partisini buradan uyarıyoruz: Her seçim buna benzer oyunlara tevessül etmeniz, bu çarpık zihniyetle devam etmeniz belki bugün değil ama gelecekte tarih önünde mutlaka sizi hesap vermek zorunda bırakacaktır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.