Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tümü münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 46 |
Tarih: | 25.12.2023 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
Irak'ın kuzeyinden gelen şehit haberleri milletimizi acıya boğmuştur. Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyor, yaralı kardeşlerimize şifalar temenni ediyorum. Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun. Terörü, destekçilerini, iş birlikçilerini, meşrulaştırmaya çalışanları lanetliyorum.
Türkiye'nin terörle mücadelesi işin özünde emperyalist güçlerle mücadeledir. Terör örgütlerini destekleyen başta ABD olmak üzere fail ülkeler Türkiye'nin karşısındadır. Irak, Suriye, Ege, Doğu Akdeniz ve Kafkasya başta olmak üzere bölgemizde yaşananlar etrafımızda nasıl bir kuşatma planının uygulanmaya çalışıldığını açık bir şekilde göstermiştir. FETÖ, DEAŞ, PKK-PYD/YPG emperyalist güçlerin kiralık katiller sürüsüdür. Terörizmle mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Türkiye terörün tasallutundan mutlaka kurtulacak, teröristler ve arkalarındaki kalleş ve namert destekçileri tümüyle hak ettikleri bedeli ödeyeceklerdir.
Bakınız, şehitlerimizden Tokatlı Piyade Sözleşmeli Er Yasin Karaca'nın şehit olmadan önce, karlar altında çekilen görüntülerinde "Yolumuz ne yolu komutanım?" sorusuna yanındaki askerimizin "Şehitlik yolu." cevabı üzerine şehidimizin de "Kızılelma'ya kadar devam komutanım." dediği görülmektedir. Yine, şehitlerimizden Elâzığlı Piyade Sözleşmeli Er Kemal Aslan sosyal medya hesabından bir gün önce şehit olan 6 kahramanımızın isimlerini yazarak "Rabb'im şehadetinizi kabul etsin, vatan sizlere minnettar." paylaşımını yapmış ve "Komutanım, şehit olursam bu videom sizde kalsın." diye bıraktığı mesajdan sonra şehadete ulaşmıştır. Şehidimizin muhterem babası Mehmet Aslan da sosyal medya hesabından şu paylaşımı yapmıştır: "Oğlum şehit oldu, ne mutlu bana." Müslüman Türk milletinin inancı budur, asaleti budur, dirayeti budur, vatan ve millet sevgisi budur. Evlatları şehadet makamına yükselen muhterem annelerin ve babaların ellerinden öpüyorum. Türk milletinin güvenliği için yurt içinde ve sınır ötesinde görev yapan kahraman güvenlik güçlerimizi buradan selamlıyorum. Bu inanç bizde varken, bu dirayet bizde hâkimken, bu vatan ve millet sevgisi bizimle bütünleşmişken Türk milletini bölmeye, Türk devletini yıkmaya, Türk Bayrağı'nı indirmeye, Türk vatanını parçalamaya hiçbir zalimin, hiçbir zilletin, hiçbir muhasım ülkenin gücü yetmeyecektir. Bir ölürsek bin diriliriz, bir gidersek bin geliriz.
Değerli milletvekilleri, dünyada ve özellikle de komşu coğrafyalarımızda büyük sorunlar yaşanmakta ve tehlikeli bir gidişat bulunmaktadır. İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırıları, Rusya-Ukrayna savaşı, değişmekte olan küresel güç dengeleri, jeopolitik mücadeleler, salgınlar, göç, iklim krizi gibi çoklu krizlerin ürettiği sorunlar ve belirsizlikler uluslararası düzeni derinden etkilemiştir. İnsanlık derin bir huzursuzluk sarmalındadır. Küresel adalet, uluslararası hukuk, insanlık vicdanı, insan hakları ve demokrasi ölümcül yaralar almıştır. İsrail'in soykırıma varan saldırıları karşısında ateşkes hukukunun tesis edilmesi için çabalayan iki devletli kalıcı çözüm için samimiyetle gayret gösteren neredeyse tek ülke Türkiye'dir. Hazreti Ali Efendimiz şöyle diyor: "Mazlumun zalimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır." İsrail yaptıklarının bedelini ağır bir şekilde mutlaka ödeyecektir. Hiç kimse olmasa bile Allah'ın görünmez orduları vardır. İsrail'i lanetliyor, katlettiği masumlara Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Vahşet bitsin, çocuklar yaşasın, katiller kahrolsun.
Uluslararası sistemin giderek daha büyük belirsizliklere sürüklendiği bir dönemde Türkiye'nin izlediği etkili diplomasi dünya başkentleri tarafından yakından takip edilmektedir. Türkiye barış ve istikrarı önceleyerek savaş ve çatışmaların olduğu tüm bölgelerde sorumlu ve yapıcı bir dış politika izlemektedir. Ukrayna-Rusya savaşında, barış için samimi iradesini ortaya koyan Türkiye, her iki devletle görüşebilen tek ülke olarak diplomasinin merkezi olmuştur. İstanbul Anlaşması'yla tahıl koridoru açılmış, mağdur ve mazlum toplumlara el uzatılmıştır. Daha adil bir uluslararası düzen talep eden Türkiye, politikalarını bu ilke çerçevesinde belirlemektedir. Cumhurbaşkanımızın tüm dünyada yankısını bulan ifadesiyle, dünya 5'ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür. Bize göre tüm insanlığın barış, huzur ve mutluluk içinde yaşayacağı bir dünya ideali Türkiye merkezli yeni bir medeniyet projesinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Bu projenin temeli, Türk'ün yüzyıllar boyunca hükmettiği coğrafyalarda tavizsiz uyguladığı hak ve adalet anlayışında kaynağını bulduğu Türk-İslam kültürüdür. Türk Devletleri Teşkilatının gelişim göstererek ciddi kazanımlar elde etmesinden ve yakaladığı ivmeden büyük memnuniyet duyuyoruz. Türk Devletleri Teşkilatının ortaya koyduğu perspektif barışın, istikrarın ve refahın tüm dünyaya yayılmasına katkı sağlayacaktır. Türk Dünyası 2022-2026 Strateji Belgesi ve 2040 Vizyon Belgesi'yle önümüzdeki dönemde kendilerine rehberlik edecek tüm unsurlara sahiptir. Türk Devletleri Teşkilatının 10'uncu Zirvesi "Türk Devri" temasıyla 3 Kasım 2023 tarihinde Kazakistan'ın başkenti Astana'da yapılmıştır. Gelen Türk asrı, devir artık Türk devridir; Turan illerine selam olsun, Kızılelma ülküsüyle yürüyen nesillere selam olsun.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyayı etkileyen salgın, savaş ve krizler nedeniyle küresel ekonomi ve küresel ticaret 2022 yılında ivme kaybetmiş, emtia fiyatlarında keskin artışlar yaşanmıştır. 2023 yılında da enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkılaştırıcı politikalar dünya ekonomisini ve ticaretini olumsuz etkilemiştir. 2022 yılında yüzde 3,5 oranında büyüyen küresel ekonominin 2023 yılında yüzde 3 ve 2024 yılında yüzde 2,9 büyüme oranıyla yavaşlayan bir görünüm arz edeceği tahmin edilmektedir. 2022 yılında yüzde 5,5 büyüyen Türkiye ekonomisi, küresel ekonominin yavaşladığı ortamda, ayrıca faizlerin yükseltilmesine ve yaşadığı asrın felaketi depremlere rağmen, 2023 yılının dokuz ayında da yüzde 4,7 büyüme başarısını göstermiştir. Üçüncü çeyrek büyüme oranıyla OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen Türkiye olmuştur. Ülkemizin, 2023 yılında yüzde 4,4; 2024 yılında ise yüzde 4 oranında büyümesi beklenmektedir. Millî gelirimizin 2023 yılında ilk defa 1 trilyon doları aşması ve kişi başına millî gelirin 12.500 dolar düzeyine yükselmesi beklenmektedir.
Dünyada sıkılaşan para politikaları ve jeopolitik gerilimlerle oluşan ekonomik belirsizlikler nedeniyle uluslararası şirketler yatırımlarını durdurmaya ve işten çıkarmalara başlamıştır. Buna karşın ülkemizde üçüncü çeyrek itibarıyla yatırımlar yüzde 14,7, makine ve teçhizat yatırımları yüzde 23,7 artmıştır. İstihdam sadece ekim ayında 246 bin kişi artarak tarihî seviye olan 31 milyon 835 bine yükselmiş, işsizlik oranı on bir yılın en düşük seviyesine gerileyerek yüzde 8,5'e düşmüştür. 2023 yılı genelinde istihdamın 902 bin kişi artması beklenmektedir.
Uluslararası Finans Enstitüsü raporuna göre, küresel borcun ülkelerin toplam millî gelirine oranı yüzde 333'e çıkmıştır. Kamu, özel sektör ve hane halkı borçlarının toplamı üzerinden hesaplanan bu oran Türkiye'de yüzde 124 düzeyindedir. AB tanımlı genel yönetim borç stokunun millî gelire oranı da Türkiye'de yüzde 34 iken AB ülkelerinde yüzde 83 düzeylerindedir. Türkiye gerek kamu borçluluğu gerekse reel sektör ve hane halkı borçluluğu bakımından en az borçlu ülkeler arasındadır.
Bankacılık sektörümüzün sermaye yeterliliği oranı yüzde 18,44 düzeyinde olup sağlam bir bünyeye sahiptir. Banka kredilerinin takibe dönüşme oranı da yüzde 1,54'e kadar inmiştir. Ülkemizin ekonomik sorunlarının başında, insanımızın refahını ve geçim standartlarını olumsuz etkileyen hayat pahalılığı gelmektedir. Fiyat istikrarının ve makrofinansal istikrarın sağlanması amacıyla sıkılaştırıcı politikalar uygulanmaktadır. Uygulanan politikalarla yatırımcı güveni artmış, risk primi düşmüş, rezervler güçlenmiş, kur oynaklığı azalmış, TL mevduat artmıştır. Enflasyon son aylarda hız kesmiş, kasım ayı itibarıyla yıllık yüzde 61,98 olmuştur; yıl sonu itibarıyla enflasyonun yüzde 65 olması ve 2024 yılında dezenflasyon sürecine girilmesiyle birlikte yüzde 36'ya inmesi öngörülmektedir.
Türkiye'nin beş yıllık risk primi CDS 280 baz puanın altına inmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının brüt rezervleri 142,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Küresel mal ticaretinde yavaşlama ve önemli ihracat pazarlarımızda talep daralmasına rağmen, ihracat kasım ayında da rekor kırarak yüzde 5,2 oranında artmıştır. Son on iki ay itibarıyla ihracatımız 255 milyar 800 milyon dolarla tarihî rekor düzeyine ulaşmıştır. Dış ticaret açığında son dört ay üst üste ciddi gerileme bulunmaktadır. Türkiye, Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, en çok ziyaretçi ağırlayan ülkeler arasında 4'üncü sıraya yükselmiştir. Bu yıl yine tarihî düzeyde, 55,6 milyar dolar turizm geliri beklenmektedir. Ödemeler dengesi eylül ayında 1 milyar 910 milyon dolar, ekim ayında 186 milyon dolar cari fazla vermiştir. Yıl sonunda cari açığın 43 milyar dolar civarına gerilemesi beklenmektedir.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Parti Programı'nda, ülkemizde güçlü bir üretim ekonomisinin tesisi ve istikrarlı ekonomik büyümenin sağlanması suretiyle üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden her kesimin adil pay almasını sağlayan bir sosyal refah düzeni oluşturmak temel amaç olarak belirlenmiştir. Partimize ait Üreten Ekonomi Programı da ülkemizin kendi imkân ve şartları ile doğal ve beşerî kaynaklarını dikkate alan, ileri teknoloji kullanan; yenilikçiliği, verimliliği ve istihdamı gözeten, gelirin adil bölüşümünü esas alan, rekabet gücü yüksek üretim ekonomisini tesis etmek ve sosyal dokuyu güçlendirmek amacını taşımaktadır. Partimizin politikalarıyla da uyumlu olarak üretimi, yatırımı, istihdamı ve ihracatı artırmaya ve cari fazla vermeye dönük politikalar uygulanmaktadır. Yerli ve millî üretimi artırmak, stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla başlatılan millî teknoloji hamlesi Türkiye'nin istiklalini ve istikbalini güvence altına almaktadır. Millî teknoloji hamlesiyle, artık ihtiyacımız olan teknolojiler Türk mühendisleri tarafından tasarlanmakta, yerli ve millî üretilmekte ve birçok ülkeye de ihraç edilmektedir. Ekonomik güç merkezi hâline gelme vizyonu doğrultusunda geliştirilen doğuştan elektrikli millî otomobilimiz Togg 29 Ekim 2022 tarihinden itibaren seri üretilmektedir. Kayseri ve Ankara'da lityum iyon batarya üretim tesisleri açılmıştır. Türkiye'nin otomobili Togg'un batarya modellerinin üretimi ülkemizde gerçekleştirilmektedir. Millî ana hat lokomotifimiz Eskişehir 5000 raylara inmiştir. Saatte 160 kilometre hız yapan millî elektrikli trenimizin raylardaki testleri başarıyla devam etmektedir.
Yerli ve millî gözetleme uydumuz İMECE bu yıl uzaya fırlatılmıştır. İlk millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A da önümüzdeki aylarda uzaya gönderilecektir. Böylelikle Türkiye, haberleşme uydusunu millî olarak üretebilen 10 ülkeden biri olacaktır. Türkiye Uzay Ajansı kurulmuş, Millî Uzay Programı başlatılmıştır. İlk kez bir Türk vatandaşı 9 Ocak 2024 tarihinde uzaya gönderilecektir. Savunma sanayisinde yerlilik ve millîlik oranımız yüzde 80'lere ulaşmıştır. Yerli ve millî uçaklar, helikopterler, İHA, SİHA ve TİHA'lar, gemiler, denizaltılar ve zırhlı araçlar ile füze ve silah sistemleri artık ülkemizde üretilmekte ve de ihraç edilmektedir. 2022 yılında 4,4 milyar dolar olan ihracatın bu yıl 6 milyar dolar olması beklenmektedir. Türkiye'ye yeni nesil savaş uçağı satmak için ayak sürüyenlerin kendi bilecekleri iştir. Türk mühendislerinin ürettiği Millî Muharip Uçak'ımız KAAN yakında havalanacak, zora girmemizi bekleyen odakları teker teker çatlatacaktır.
Türkiye, millî enerji atılımıyla kurulu enerji gücünde 106 bin megavatı aşmıştır. Kurulu gücümüzün yerlilik oranı yüzde 66, yenilenebilir enerji oranı ise yüzde 55 seviyesindedir. Türkiye, Avrupa'da jeotermal enerji kurulu gücünde 1'inci, hidroelektrik kurulu gücünde 2'nci, rüzgârda 7'nci ve güneş enerjisi kurulu gücünde ise 8'inci sırada yer almaktadır. Avrupa'nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikası Ankara'da kurulmuş, Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santrali Konya Karapınar GES devreye alınmıştır. Türkiye, güneş paneli üretiminde yüzde 77, rüzgâr türbini üretiminde yüzde 60'lık yerlileşme oranına ulaşmıştır. Ülkemizin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 4 reaktörün inşasına hızla devam edilmektedir. Türkiye, bu yıl devreye alınacak bor karbür üretim tesisiyle dünyada bor karbür üreten 5 ülkeden 1'i hâline gelmiştir. Kritik madenler olan nadir toprak elementlerinin dünyadaki 2'nci büyük rezervi Eskişehir Beylikova'da keşfedilmiş, bu yıl pilot üretim tesisi devreye alınmıştır. Türkiye Fatih, Yavuz, Kanuni, Abdülhamid Han, Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis sondaj ve sismik araştırma gemileriyle güçlü bir filoya sahip hâle gelmiştir. Karadeniz'de keşfettiğimiz 710 milyar metreküp doğal gaz rezervimizden günlük 4 milyon metreküp olan üretim, ilk aşamada günlük 10 milyon metreküpe ve sonraki süreçte de 40 milyon metreküpe çıkarılacaktır. Gabar Dağı'nda keşfedilen petrol rezervinden hâlen günlük 30 bin varil olan üretim 100 bin varile çıkarılacaktır, üretilen petrol yıllık ihtiyacımızın yüzde 10'unu karşılayacaktır.
Türkiye enerji arz kaynaklarını da hızla çeşitlendirmektedir. Bu maksatla, Bakü-Ceyhan, TANAP, Türk Akımı ve Mavi Akım Boru Hatları, limanlarımızdaki enerji terminalleri, Anadolu ve Trakya gaz depolama tesisleriyle Türkiye enerjinin merkezi ve ticaret üssü olma yolunda hızla ilerlemektedir. Enerjide bütün yollar Türkiye'ye çıkmaktadır. Ülkemizin uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden biri olacağı günler de çok uzak değildir. Hiç şüphe yok ki tüm bu gelişmeler sonucu sağlanan kaynaklar vatandaşımızın refahına çok daha fazla yansıyacaktır.
Değerli milletvekilleri, 2024 yılı bütçesinde giderler 11 trilyon 89 milyar lira, gelirler 8 trilyon 437 milyar lira, bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı ise yüzde 6,4 öngörülmektedir; bu oran, deprem harcamaları hariç yüzde 3,9 olmaktadır. Deprem hasarlarının giderilmesi ve afet risklerinin azaltılması amacıyla 1 trilyon 28 milyar lira ödenek ayrılmaktadır. Ülke olarak, en başta gelen gündem konumuz depremin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, kalıcı konutları tamamlayarak depremzedelere teslim etmektir. Depremden etkilenen şehirlerimizin tekrar inşa ve ihyası maksadıyla bütün imkânlar devrededir. Yapılan açıklamalara göre, 207 bin civarında konutun yapımı devam etmektedir. Ayrıca, Yerinde Dönüşüm Projesi'yle kendi evini ve iş yerini yerinde yapmak isteyenlere hibe ve kredi desteği verilmekte olup başvuru sayısı 250 bini aşmıştır. Depremin ağır hasarı bütünüyle kaldırılıp mağdur insanlarımıza güvenli hayat şartları sunulacak, her yer eskisinden de güzel ve yaşanabilir hâle getirilecektir.
2024 yılı bütçesinde prim teşvikleri, tarımsal krediler ve esnaf kredileri, sübvansiyon destekleri ile mesleki eğitim ve ihracat destekleri başta olmak üzere reel kesim destekleri için 376,5 milyar lira ödenek öngörülmektedir. Esnaf ve sanatkârların desteklenmesi sürdürülmelidir. Bu kapsamda, perakende sektörünü düzenleyecek yasal düzenleme ivedilikle yapılmalı, AVM ve büyük market zincirlerinin şehir merkezinde şube açmaları adil rekabet şartlarını bozmayacak şekilde kurallara bağlanmalıdır. Hem sebze ve meyve üreticimizin alın terinin karşılığını alabilmesi hem de tüketicinin ucuz ve kaliteli mal tüketebilmesi esas alınarak hal kanunu yeniden düzenlenmelidir.
Tarımsal destekleme bütçesi 2024 yılında 91,6 milyar liraya çıkarılmaktadır. Bunun yanı sıra, sulama alanında yatırım ödenekleri, kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, finansman ve ihracat destekleriyle birlikte tarıma ayrılan kaynak 384 milyar liradır. Anadolu coğrafyası binlerce yıldır bereketin diyarıdır. Bununla birlikte, dünyada yaşanan gıda krizinin giderek derinleştiğini de dikkate alarak gerekli önlemleri almak, ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi daha fazla desteklemek zorundayız. Yüksek girdi maliyetleri altında üretimini fedakârca sürdüren çiftçimizin, besicimizin ve süt üreticimizin ürettiği ürünlerden elde ettiği geliri artıracak ve daha fazla üretmesini sağlayacak köklü tedbirleri uygulamaya koymamız lazımdır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, çalışanların ve emeklilerin enflasyon karşısında alım gücünün korunmasını, ocak ayında asgari ücretlileri, emeklileri ve kamu çalışanlarını sevindirecek maaş artışı yapılmasını bekliyoruz. Net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılması ve asgari ücretliye büyük şehirlerde ulaşım desteği verilmesi görüşündeyiz. Memurların ve emeklilerin aylıklarına yüzde 50 civarında artış yapılacağı, farklı emekli kesimleri arasındaki dengeyi koruyucu, düşük aylık alanları gözetici bir yaklaşım sergileneceği Cumhurbaşkanı Yardımcımız tarafından açıklanmıştır. Emekli aylığı artışlarında denge sağlanmasını çok doğru buluyor, ilave refah payı verilmek suretiyle emekli aylıklarının iyileştirilmesini gerekli görüyoruz. Ayrıca, belirli gelir seviyesine erişene kadar ailelere asgari gelir desteği verilmesi, ev kadınlarına prim desteğiyle birlikte emeklilik hakkı tanınması, 1'inci dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi ve BAĞ-KUR'luların prim gün sayısının 7200'e düşürülmesi yönündeki çalışmaları destekliyoruz. Cumhur İttifakı bugüne kadar verdiği hiçbir sözünü unutmamış, bir bir yerine getirmiştir ve de getirecektir; elbette, yaparsa Cumhur İttifakı yapar.
Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetim hayatımızda gerçekleşen kalıcı ve köklü reform Türkiye'mizin önünü açmış, gücüne güç katmıştır. Siyasi istikrar sürdürülebilir büyüme ve kalkınmanın olmazsa olmazıdır. Parlamenter sistem döneminde yaşanan siyasi istikrarsızlık, onun devamında gelen darbeler ve darbe girişimleri Türkiye'ye on yıllarını kaybettirmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle siyasi istikrar sağlanmış, parlamenter sistemde yaşanan siyasi kriz ve belirsizlikler ortadan kaldırılmıştır. Türk milleti, 16 Nisan 2017 tarihinde yeni hükûmet sistemine verdiği desteği gerek 2018 gerekse de 2023 seçimlerinde tekrar tekrar yinelemiştir; algı operasyonlarına kanmamış ve güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisine itibar etmemiştir. Hal böyleyken, rejimin değiştiği, egemenliğin tek kişinin iradesine verildiği, kuvvetler birliği oluştuğu gibi şablon söylemlere devam edilmekte, Meclis yeni sistemin 6'ncı bütçesini yaptığı hâlde bütçe yetkisinin devredildiği söylenebilmektedir. Hükûmet sistemi başka, rejim başkadır. 29 Ekim 1923 tarihinde rejimin adı konulmuş ve mevzu bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır. Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, millî ve üniter devlet yapımız, Türk millî kimliği, Atatürk, demokrasi ve insan hakları Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kırmızı çizgileridir. Tek başlı yürütme başkanlık sistemlerinin ayırt edici özelliğidir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde de Cumhurbaşkanına yürütme yetkisi Türk milleti tarafından seçimle verilmektedir. Bu yetkinin sınırları da Anayasa'da net bir şekilde belirlenmiştir. Kuvvetler birliği aslında parlamenter sistemde söz konusudur, zira yürütme, yasama organının içinden çıkmaktadır; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ise katı kuvvetler ayrılığına dayanmakta, yürütmeyi de yasamayı da millet seçmektedir. Milleti esas alan bir sistem kuşku yok ki daha demokratiktir. Egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olan milletimize güvenilmeli, millî iradeye saygı duyulmalı, Cumhurbaşkanımızın arkasında milletimizin kararının bulunduğu asla unutulmamalıdır.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi millî bekamızın sigortasıdır. Türkiye yoğun bir şekilde maruz kaldığı dayatmalara, terör saldırılarına, ekonomik ve siyasi baskılara güçlü bir şekilde karşılık vermiş, oyunları bozmuştur. Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Ege'de, Libya'da, Karabağ'da Türkiye'nin haklı ve meşru gücü gösterilmiştir. Türkiye, terörün kökünü kurutmak için kararlı ve destansı bir mücadele yürütmektedir. Emperyalist güçler tarafından güney sınırlarımız boyunca planı yapılan terör devleti başarılı operasyonlarla engellenmiştir. Türkiye, geçmişinden ilhamını alarak istikbalin yol haritasını çizmektedir. Bu yol haritası bizi Türk ve Türkiye Yüzyılı'na götürecektir. Adaletten sanata, sanayiden eğitime, ulaştırmadan sağlığa, spordan kültürel hayata, tarımdan teknolojiye, çevre ve iklim değişikliğinden kentsel dönüşüme, diplomasiden turizme, ekonomiden siyasete varıncaya kadar her alanda yeni yüzyılın ruhunu kavrayan ve aslında devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, önümüzdeki yüzyılı Türkçe kuşatan bir millî strateji uygulanmaktadır.
Demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun bir anayasayı ülkemize kazandırmak yine en temel gündem konularımızdan biridir. Milliyetçi Hareket Partisinin anayasa teklifi 100 maddeyle hazırdır. Darbe anayasası Türkiye'ye layık değildir. Yeni bir anayasa hazırlayıp Türkiye'yi ayak bağlarından tümüyle kurtarmanın artık vakti gelmiştir. Türk milletinin desteğiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin istikrarlı ve güçlü yönetim yapısıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleri birer birer hayata geçecek, tarihin akışına yön verecektir. Türkiye'nin temel ve öncelikli meselelerinin köklü çözümlerle buluşturulması hususunda Cumhur İttifakı her çalışmayı yapacak ve mutlaka da muvaffak olacaktır. Cumhur ittifakı olarak bizim ana gayemiz ülkemizi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak, Türk dünyasının, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne umudu olan Türkiye'yi küresel bir güç merkezi hâline getirmek, tarihin tekerrürünü sağlamaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kabul oyu vereceğimiz 2022 yılı kesin hesabı ile 2024 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum.